İnsanlık tarihi kabaca gözden geçirildiğinde bile, “Tanrısız” bir döneme rastlamak imkansızdır. Modern zamanlardaki kategorileştirmede din ve Tanrı insanlığın erken dönemlerine primitif bir ürün olarak gönderilmekle birlikte, Tanrı yine yoğun bir tema olarak tartışmanın konusu olmaya devam etti. Hatta din ve Tanrı’nın gelecekte işlevini yitirerek kaybolacağı şeklindeki beklenti gerçekleşmediği gibi, mitoloji postmodern dönemde kendisini yeniden gösterdi. Modernlikten itibaren Tanrı’ya “bundan sonrası benim” diyerek dünyayı kendi başına inşa edeceğini düşünen insan krizlerle yeniden sarsılmaya başlamıştır. Anlaşılmıştır ki, Tanrı’ya veda etmek o kadar da kolay değildir. Çünkü Tanrı’ya veda, insanın kendi üzerine çöküşü ve ölümünü işaret etmeye başlamıştır. Dünya ölçeğinde farklı dinlerin Tanrı anlayışlarını ele alması sebebiyle çalışmamız “Bir Dünya Tanrı” ismiyle vücut bulmuştur.
 
Kitapta, aşağıda belirtilen sorular muvacehesinde dinlerin Tanrı-toplum etkileşimi netleştirilmeye çalışılmıştır. 1-Varolan teoloji, Tanrı’yı nasıl tanımlıyor? 2-Bu dinlerin yaşandığı toplumlarda nasıl bir Tanrı tasavvuru ortaya çıkıyor? 3-Tanrı’ya verilen sıfatların sosyal yansımaları nasıldır? 4- Böyle bir Tanrı anlayışı nasıl bir dünya inşa ediyor? 5-Bu tanrı anlayışı, hangi çağdaş sorunları çözüyor ya da sorunlar çıkarıyor? 6-Bu tanrı anlayışı nasıl bir Tanrı-insan ilişkisi kuruyor? 7-Bu tanrı anlayışı nasıl bir Tanrı-çevre (tabiat) ilişkisi kuruyor? 

Basım Ayı/Yılı : 4/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 608
Ağırlık : 608
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺167,20

Osmanlı Düşüncesi, esasen bir “İmparatorluk Düşüncesi”dir, yani bu İmparatorluk'ta birlikte yaşayan, dolayısıyla birlikte düşünen “milletler”e (cemaatlere) mensup bir düşüncedir. Bu açıdan bakıldığında, dönemin epistemik faaliyetlerinin hakikate uygun bir şekilde betimlenebilmesi için sadece Türk ve/veya İslâm Düşüncesi'nin araştırılması ve yazılması yeterli olamaz; farklı dinlere ve mezheplere ve farklı kavimlere ve etnisitelere mensup insanların “İmparatorluk Düşüncesi”ne yapmış oldukları katkılar aydınlatılmadan ve Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimler arasındaki düşünsel etkileşimler belirlenmeden, bu dönemin epistemik oluşumunu ve dönüşümünü doğru bir biçimde açıklamak mümkün değildir.

Rum Düşünce Tarihi (1300-1900), söz konusu temel unsurlardan birisi olan Rumlar'ın “epistemik dünyaları”na bir nebze de olsa ışık tutmak maksadıyla kaleme alınmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 10/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00

Her hamlesi tarihte başka bir devir yaratan Türk, asrımızın tarihinde de hiçbir milletin yapamadığı inkılâbı vücuda getirmekle yine o eski rehberliğini meydana koymuş oluyor.
Türk İnkılâbı’nın mazlum Şark Kavimleri’ne vereceği uyanışı, yayacağı varlık duygusunu, hayat hamlesini, çağdaş medeniyetin hiçbir kitabı bu kadar canlı, bu kadar çekici bir surette veremez. Bu kavimler için Türk İnkılâbı, henüz misli yazılmamış bir eser, ruhları sarsacak bir kitap, vicdanları titretecek bir hareket ve hayat toplamıdır.

Halil Nimetullah 


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00
Türk Felsefesi'nin Doğuşu

Türk Felsefesi'nin macerası henüz gereği gibi yazılmadı, ancak şuna inanıyorum ki bir gün bu mühim iş yapıldığında Yunus Emre'nin çok önemli bir yerde durduğu anlaşılacaktır.

Yunus Emre, Orta Çağ'ın en mütekamil felsefi öğretisi olan Vahdet-i Vücûd Öğretisi'ni Türkçe terennüm ederek asırlarca Anadolu'da hakim olacak dünya görüşünün ve yaşam biçiminin yayılmasını ve yerleşmesini sağlamıştır.

Elbette bu öğretiyi savunan diğer filozofların katkılarını da gözardı etmek mümkün değildir, ancak kolaylıkla iddia edebilirim ki Anadolu Türkleri'ni felsefe ile tanıştıran esasen Yunus Emre olmuştur.


Basım Ayı/Yılı : 10/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

Dört bin yıllık düşün, sanat ve
bilim tarihinin klasik yapıtları
üstüne eleştirel inceleme

Başlangıcından günümüze insanoğluna yol gösteren düşünsel iklim…

Orhan Hançerlioğlu, insanlığın var ettiği kimi kavramları, akımlar ve yapıtlar temelinde incelerken bilim, sanat ve evrensel düşünce tarihinin dönüm noktalarını oluşturan atılımları eleştirel ama nesnel bir gözle değerlendirmektedir.

Yoğun bir emek ürünü olan kitap, insanoğlunun dört bin yıllık düşünsel birikiminin yanı sıra dünyayı anlama, kavrama ve yorumlamada biricik rehber olma özelliğini koruyor.

Düşünce Tarihi, çağdaş, yenilikçi ve kuşatıcı yaklaşımıyla günümüzün olduğu kadar gelecek kuşakların da düşünsel yolunu aydınlatıyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 26
Sayfa Sayısı : 592
Ağırlık : 576
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺180,00

Bilir bilmez konuşup her konuda kesin hükümler verene “Ahkâm kesme!” deriz. Yersiz zamansın bir biçimde üstelik bilmediği bir konuya girip düşünce ileri sürene kızar “Hariçten gazel okuma!” diye azarlarız onu. Bilgiçlik taslayan ya da herhangi bir konuda kendince birtakım düşünceler ileri sürerse biri, “Felsefe yapma!” diye uyarırız.

Dilimizde sıkça kullandığımız bu üç deyim de felsefeye karşı geliştirdiğimiz “olumsuz” tutumumuzu göstermektedir. Oysa bu karşı çıkış ve alaya alışlarımız da felsefe yapmaktan başka bir şey değildir! 17, yüzyılın Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürü Blaise Pascal, “Felsefe ile alay etmek, felsefe yapmaktır.” demişti. Ondan yüzyıllar önce yaşamış, Antik Yunan Klasik dönem filozoflarında Aristoteles, “Felsefe yapmak lazım mı diyorsunuz; o halde felsefe yapmak lazımdır. Felsefe yapmamak lazım mı diyorsunuz; bunu yapmak için de felsefe yapmak lazımdır.” diyor.

Yani felsefeden kaçış yok! Yok, ama nedendir bu değerbilmezliğimiz, yok saymazlığımız? Hasan Şahingöz, “Felsefe Nedir, Ne Değildir?” adlı bu derli toplu çalışmasında bir türlü kaçamadığımız felsefenin ne olup ne olmadığına odaklanıyor. Son derece yalın bir dil ve açık bir anlatımla, terimlerin soğuk yüzünü ısıtıyor; kuramların derinliğinde boğulmadan adım adım yürüyerek felsefe, filozof, felsefenin başka alanlarla ilişkileri hakkında “ahkâm kesmeden” ama “felsefe yaparak” ilerliyor.

Felsefe tarihine girmeden, filozofların yaşam ve düşüncelerine dalmadan, akımlarıyla oyalanmadan felsefenin doğrudan kendisine yönelen “Felsefe Nedir Ne Değildir?”, Felsefi düşünme ve düşünme yöntemleri, felsefenin konuları, bilim ve dinle ilişkileri üzerinde felsefenin kendisi gibi sorularla düşünerek ufuk açıyor. Hüseyin Şahingöz, felsefenin ağzından sorduğu soruları yanıtsız bırakarak, okuru etkin bir okumaya davet ediyor. “Felsefe Nedir Ne Değildir?”, bir ders kitabı adını çağrıştırsa da olguları tüm boyutlarıyla nasıl anlamlandırabileceğimizi ortay koyan bir başucu kitabı, bir bütün olarak hayat ve insana dair birçok konuyu anlamada nasıl bir perspektif edinmemiz gerektiğini gösteren bir kişisel gelişim kitabıdır.

Öyle de okunabilir, okunmalıdır!


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 190
Ağırlık : 190
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺51,10


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 159
Ağırlık : 159
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺90,00

20. Yüzyıl’ın en etkileyici düşünürlerinden Karl Popper, sahip olduğumuz demokratik sistemi muhafaza etmede üzerimize düşen sorumlulukların farkında olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Yarının dünyasını yaratacak olan şey bizim eylemlerimiz olacaktır.

Gazeteci Giancarlo Bosetti’nin yaptığı bu söyleşilerde Popper geniş bir yelpazede çağdaş siyasal ve toplumsal meseleler üzerine konuşuyor. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden üçüncü bir dünya savaşı tehlikesine, çocuklarımıza karşı yükümlülüklerimizden televizyonun potansiyel zararlı etkilerine kadar birçok konudan bahsediyor. Toplumumuzdaki yükselen şiddet ve bencilliğin, eğer önlem almazsak medeniyetimizi tehlikeye atacağı konusunda uyarıyor. Kitap aynı zamanda demokrasi teorisi üzerine iki konuşma da içeriyor; demokrasinin hiçbir zaman halkın yönetimi olmadığını (olamayacağını ve olmaması gerektiğini) ama tiranlığı önleyebilmek için elimizdeki en iyi yöntem olduğunu ikna edici bir şekilde savunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 140
Ağırlık : 140
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺85,00
Entelektüel Bir Otobiyografi

“Çalışma alanı yelpazesinde veya kalitesinde Karl Popper’a rakip başka bir felsefeci yok… Siyaset, bilim, sanat… Popper’ın çalışmalarıyla aydınlatılmamış çok az düşünce alanı kalmıştır.”
– Bryan Magee

Bu kitap, sekiz yaşındayken  sonsuzluk fikrine kafası takılan, on beşine geldiğinde babasının kütüphanesine dadanmış  bir zihnin bitmeyen arayışının hikayesi. İki büyük dünya savaşına, Soğuk Savaş dönemine ve sonrasında Doğu Bloku’nun çöküşüne tanıklık eden, 20. Yüzyıl’ın en etkileyici düşünürlerinden Karl Popper, bu otobiyografik eserinde kendisini en çok etkileyen fikirleri bilhassa erken yaşlarda kendisini büyüleyen bilim ve felsefeyi anlatıyor.

Popper bu kitapta, hayatıyla ilgili pek fazla bilinmeyen yönlerini; müzik aşkını, Yahudi kökeniyle ilgili karışık duygularını ve Wittgenstein’la tartışmasını ve ondan sonra bir efsane haline gelmiş “poker” olayını anlatıyor. Döneminin birçok önde gelen bilim insanı ve filozofuyla etkileşimi olan


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 3
Sayfa Sayısı : 357
Ağırlık : 357
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺153,00

Bilim ve toplum felsefesi alanlarının büyük filozofu Karl Popper'ın Tarihselciliğin Sefaleti adlı eseri, her iki felsefe disiplininin de problemlerini kendi kavşağında buluşturan çarpıcı bir kitaptır. Filozofun gerek Açık Toplum ve Düşmanları gerekse Bilimsel Araştırmanın Mantığı adlı eserleri, daha esaslı bir probleme ışık tutmak üzere bu kitapta bir araya gelmişlerdir.
 
Sosyal bilimlerin tabiat bilimlerine indirgenip indirgenmeyeceği probleminin tartışıldığı eser, daha temelde "tarihin bilimsel yöntemlerle tahmin edilebilir yasaları" olduğuna inanan toplum felsefelerinin bilimsellik iddialarını çürütmek istemektedir.
 
Bilim ve sosyal bilim ilişkilerinin incelendiği kitap boyunca merkezî kavram "tarih"tir. Fakat sefaleti öne sürülen asıl fikir "tarihsel" yöntem değil, tarihin modern ve tehlikeli bir kavranışı olan “tarihselci" düşünce tavrıdır.
 
Popper, tarihteki değişmez ve önceden kestirilebilir kanunların bu etkileyici eleştirisini tüm “tarihsel kaderin amansız kanunlarındaki faşist ve komünist inançların kurbanı olmuşlara” ithaf etmiştir.

Kısa ve etkileyici şekilde yazılmış bu eser; okurlara, entelektüellere ve politika yapıcılara nesiller boyunca ilham kaynağı olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sosyal bilimler alanında yazılmış en önemli kitaplardan biri olarak kabul edilen Tarihselciliğin Sefaleti, bu büyük düşünürün fikirlerini anlama yolunda ışık tutuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 7
Sayfa Sayısı : 194
Ağırlık : 194
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺113,00

Ciddi olan her eser, üzerine düşünülmeyi gerekli kılar. Hele ki bu eser felsefi geleneğin geniş külliyatını tanıtmak ve felsefi düşünmenin yollarını öğretmek amacındaysa, bu, başlı başına zor bir iştir. Columbia Üniversitesi felsefe profesörleri olan John-Herman Randall, Jr. ve Justus Buchler tarafından yazılmış olan bu eser, bu zor işi hakkıyla başaran önemli bir felsefeye giriş kitabıdır. İlk kez 1982 yılında Ahmet Arslan’ın titiz çevirisi ile Türkçe’ye kazandırılmış olan kitap, aradan geçen 32 senenin ardından akıcılığından ve açıklayıcılığından hiçbir şey kaybetmeden yeniden okuyucusunun karşısına çıkmaktadır.

Kitap üç bölümden oluşmaktadır: “Felsefi Düşüncenin İnsan Hayatındaki Rolü”, “Felsefenin Analitik İşlevi” ve “Felsefenin Kurgusal İşlevi.” Ahmet Arslan’ın da belirttiği gibi: “Her bölümde ele alınan belli başlı görüş veya kuramların, hemen arkasından gelen Eleştirel Düşünceler kısmı ilgili görüş veya kuramın başarı veya eksiklerinin daha iyi kavranmasında çok yardım edici niteliktedir. Gereken yerlerde filozofların kendi yapıtlarından yapılan alıntılar akıllıca seçilmiş olup, ölçülü ve aydınlatıcı niteliktedir. Belki bütün bunlardan daha da önemli olmak üzere yazarlar kendi görüş ve tercihlerinin nereye gittiğini açıkça belirtmekten kaçınmamakla birlikte, ele aldıkları her kuram veya görüşe aynı ciddilik, ölçülülük ve hakkaniyetle yaklaşma erdemini göstermekten geri kalmamaktadırlar.”


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 5
Sayfa Sayısı : 445
Ağırlık : 445
En / Boy : 13 / 19
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺156,00

İngilizce yazan eleştirmenlerin çok azı Rus düşüncesi ve kültürü hakkında Isaiah Berlin kadar ferasetli yazılar yazabilmiştir. İşte elinizdeki kitap, Berlin’in otuz küsur yıllık bir süreçte yazdığı, Rusya’nın olağanüstü yazar ve filozoflarının Rus kültürü üzerindeki benzersiz etkilerini çeşitli temalar etrafında irdeleyen bu tarihî yazılarının derli toplu bir derlemesi niteliğini taşıyor. Rus Düşünürleri’nde Berlin, ünlü “Kirpi ile Tilki” makalesinde ele aldığı Tolstoy’un tarih felsefesine ek olarak, “Rusların dünyadaki sosyal değişime en büyük katkısı” diye betimlediği Rus entelijansiyasını oluşturan Herzen, Bakunin, Turgenyev ve Belinski gibi on dokuzuncu yüzyılın büyük yazar ve düşünürlerini ortaya çıkarmış toplumsal ve siyasal koşulları da inceliyor. 

“Berlin, Rus düşünürleri hakkındaki bir dizi canlı portre yazısında, entelijansiyanın en dikkat çekici mensuplarını, mutlak değerlerden duydukları şüphe ile ahlaki eylemlere ilişkin bütün meseleleri bir anda çözüme kavuşturacak tek bir hakikati keşfetme arzuları arasında sürekli olarak bölünmüş figürler şeklinde resmeder.” 


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 560
Ağırlık : 560
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺220,00

Dünyanın en çok okunan iki yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

İnsan pozitif ve negatif ne yaşarsa yaşasın, benim işim Allah’ı ve insanları sevmek” diyerek yoluna devam ederse; bu insanın hayatı mutlu, huzurlu, şükürle geçer. Hayatı çözmenin sırrı “kendini bilmekten geçer. Kendini bil ki, hayatın gayesine muvaffak olasın. Kendini bil ki, etrafına ışık, enerji, mutluluk saçasın. Her negatifi, pozitife çevirmek de yine senin elinde. Unutma! Sen, “şerefli olan insansın. O zaman kendini bulmak için çıktığın bu yolda “Tolstoy” sana yoldaş olsun. Dokuz kitaptan oluşan eserin sadeleştirerek bir araya getirildi.

1.Tolstoy, Sevgi, Muhabbet kavramını kutsal metinlere ve büyük düşünce adamlarının fikirlerine müracaat ederek irdeliyor, okurlarını huzur ve inanç ikliminde mutlu bir hayata davet ediyor.

2.Tolstoy, Dua aynı seride yer alan diğer kitaplarından farklı bir üslupla okur karşısına çıkıyor. Şark geleneğindeki mesel anlatarak ikna etme tarzını Dua adlı eserinde benimseyen yazar; çocuğu ölen bir annenin sorgulamaları üzerinden duanın ve teslimiyetin ve sabrın önemini vurguluyor.

3.Tolstoy, Söz, Kelam tıpkı Yunus’un: “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı” dizelerindeki hakikat gibi sözün birleştiren, ayıran yönüne, sözün kıymetine yöneliyor. Konuşma, tartışma, kötü söz konuşma ve susma gibi kavramların ahlakçı bir bakış ölçüsüyle okura sunulduğu eser; olgun bir toplumda, olgun bireylerin takınması gereken tavırları işaret etmesi yönüyle de hayli önem taşıyor. Yedi bölümden oluşan kitapta Tolstoy yine fikirlerini ortaya koyarken dünya düşünce tarihinde yer edinmiş büyük mütefekkirlerin sözlerine müracaat etmeyi de ihmal etmiyor.

4.Tolstoy, Tıpkı bir din âlimi gibi İman ve İtikad kavramlarının sınırlarını çizmeye, bu kavramları somutlaştırmaya çalışıyor. İman ve itikadın, insanın dünyada ne için bulunduğunu anlamasıyla benlikte oluşan kavramlar olduğunu dile getiren yazar, hakiki imanın hayat ile olan münasebetini dokuz küçük bölümden oluşan eserinde adeta okur zihnine ve kalbine nakşediyor.

5.Tolstoy, Vicdan aynı seride yer alan diğer kitaplarından farklı bir üslupla Vicdan okur karşısına çıkıyor. Farklı asırlarda, farklı memleketlerde yaşamış düşünürlerin, öğüt ve hikmetli sözlerini bir seçki anlayışıyla okura sunarken kendi düşünceleri ile bu sözlerin kapsayıcılığını genişletiyor. Sabır, kötülük ve iyilik, doğruluk, iman gibi kavramlar üzerinden hayata bir değer ve anlam yüklenen eser, insanın kendi kendisine sorduğu ezeli meseleleri aydınlatmaya dair bir çaba niteliğinde.

6.Tolstoy, Ruh kendi inancının temel taşlarını, büyük fikir insanlarının düşüncelerinin üzerinde yükseltiyor. Ruh ve beden bağlamında insanın özünün ruh düşüncesini vurgulayan yazar, insanın ruhla yaşadığının altını çiziyor ve soyut bir kavram olan ruhun niteliğini kendi ifadeleriyle resmediyor.

7.Tolstoy, Eşitlik insanların eşitliği ve kardeşliği düşüncesinin fikrî temellerini ortaya koyarak okuru, huzurlu bir hayat iklimine davet ediyor.

8.Tolstoy. Hiddetin Yedi bölümden oluşan kitapta; başkalarının kötülüğünü istemenin insan için sakıncaları, hiddetin neticeleri, alçakgönüllü olmanın önemi ve kötü huylardan uzak durmanın gerekliliği üzerinde duruluyor. Tolstoy aynı seride yer alan diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de daha önceki çağlarda, farklı coğrafyalarda yetişmiş ve düşünce tarihinde izler bırakmış fikir adamlarının görüşlerini, kendi görüşleriyle harmanlayarak okura sunuyor. Hz. Muhammed’e ait iki hadisten de eserde istifade eden yazar, bu eserinde de insana, topluma huzurun, kurtuluşun ve anlamlı bir hayat yaşamanın ipuçlarını veriyor.

9. Tolstoy, Ölüm ezelden beri insanın en büyük gerçeği ve anlamlandırmakta zorluk çektiği ölüm konusunu ele alıyor. Ölümün yokluk olmadığını ve hayatın ölümle sona ermediğini kutsal metinlere ve büyük düşünce adamlarının fikirlerine müracaat ederek okur zihnine perçinleyen yazar eserinde özellikle Doğu dinlerine ve düşünce adamlarına eserinde ayrı bir önem atfediyor. Muhabbetli okumalar temennisiyle…


Basım Ayı/Yılı :
Basım Yeri :
Baskı Sayısı :
Sayfa Sayısı : 164
Ağırlık : 164
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. 
Allah'ın bana söylediği ilk soru şuydu.                                                                                                            İnsanın kalbine ne hükmeder?                                                                                                                                İnsana ne verilmemiştir?                                                                                                                                          İnsan ne ile yaşar?                                                                                                                                              İnsan Şeytanı Yenermi?
İnsanda Ne olduğunu öğrenmiştim. Artık ne verilmediğini de de biliyordum. İnsana neye ihtiyacı olduğunu yetisi verilmemişti. Allah’ın bana ikinci kelamını da öğretmesine sevinmiştim. Yine hepsini öğrenememiştim. İnsanın Ne İle yaşadığını henüz bilmiyordum. Allah’ın bu üçüncü kelamını da günün birinde bana öğretmesini bekleyerek hayatımı sürdürmeye devam ettim.                                                                                                                                                               
Kim yüreğin de sevgi taşırsa o sevgi Rabbindendir ve Allah o kişinin yüreğindedir.                                                Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz.                                                              Şunu sakın unutmayın: Tek önemli an vardır, o da şuandır. En önemli an şimdidir. 
En gerekli kişi o an kiminleysek odur çünkü kimse bir daha başka biriyle görüşüp görüşemeyeceğini bilemez.    Ve son olarak yapılması gereken en önemli iş iyilik yapmaktır çünkü insanın dünyaya gelişinin tek amacı budur. Sadece yaşamak istiyorum; kendimden başka kimseye kötülük etmeden yaşamak. Buna hakkım var değil mi?           
Her insanın kendisi için kaygılanarak değil, sevgiyle yaşadığını öğrendim.                                                            Ölmek için çok genç, yaşamak için fazla telaşlıydık.
Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı. Sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı.
Emek ucuz, ekmek ise pahalıydı.                                                                                                                                Sevgi ile dolu olan insan, Allah'a ulaşmış bir insandır." Allah bu insanın içindedir. Çünkü Allah sevginin ta kendisidir…                                                                                                                                                                Kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin.                                                                                                                
Uzak ve imkânsız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir.” der. Nasip, çok güzel bir ihtimaldir.      Adamın iç dünyasındaki açgözlülük duygusu açığa çıkmıştı. O an, onun için sonun başlangıcıydı. Elinizde bulunan ve 9 ( Dokuz ) hikayeden oluşan bu güzide eser dünyanın en çok okunan iki yazarından biri olan büyük düşünce ve fikir insanı olan gerçek aydınlardan Lev Nikolayeviç Tolstoy’a ait olduğunu hatırınızda bulundurmanızı arzu ediyoruz…
Mutlu Sağlıklı günlerde huzur içinde okumanızı temenni ediyoruz. Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 120
Ağırlık : 120
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan Vicdan adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ve günümüze kadar Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biri. Bu eserde Tolstoy, aynı seride yer alan diğer kitaplarından farklı bir üslupla okur karşısına çıkıyor. Farklı asırlarda, farklı memleketlerde yaşamış düşünürlerin, öğüt ve hikmetli sözlerini bir seçki anlayışıyla okura sunarken kendi düşünceleri ile bu sözlerin kapsayıcılığını genişletiyor. Sabır, kötülük ve iyilik, doğruluk, iman gibi kavramlar üzerinden hayata bir değer ve anlam yüklenen eser, insanın kendi kendisine sorduğu ezeli meseleleri aydınlatmaya dair bir çaba niteliğinde.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 68
Ağırlık : 68
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan Ruh adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ve Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biri.

Bu eserde Tolstoy, kendi inancının temel taşlarını, büyük fikir insanlarının düşüncelerinin üzerinde yükseltiyor. Ruh ve beden bağlamında insanın özünün ruh düşüncesini vurgulayan yazar, insanın ruhla yaşadığının altını çiziyor ve soyut bir kavram olan ruhun niteliğini kendi ifadeleriyle resmediyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan Muhabbet adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ve Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biri. Bu eserde Tolstoy, sevgi kavramını kutsal metinlere ve büyük düşünce adamlarının fikirlerine müracaat ederek irdeliyor, okurlarını huzur ve inanç ikliminde mutlu bir hayata davet ediyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan İman ve İtikad adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ancak günümüze kadar Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biri. Bu eserde Tolstoy, tıpkı Yunus’un: “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı” dizelerindeki hakikat gibi sözün birleştiren, ayıran yönüne, sözün kıymetine yöneliyor. Konuşma, tartışma, kötü söz konuşma ve susma gibi kavramların ahlakçı bir bakış ölçüsüyle okura sunulduğu eser; olgun bir toplumda, olgun bireylerin takınması gereken tavırları işaret etmesi yönüyle de hayli önem taşıyor. Yedi bölümden oluşan kitapta Tolstoy yine fikirlerini ortaya koyarken dünya düşünce tarihinde yer edinmiş büyük mütefekkirlerin sözlerine müracaat etmeyi de ihmal etmiyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 52
Ağırlık : 52
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy yayınlarından çıkan Tolstoy İbtida’i Muallim adlı eser, 1919’a Binbaşı Ali Fuad tarafından kaleme alınarak Osmanlı Türkçesi harfleriyle basılmış ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen Latin harflerine aktarılmamış nadide bir eser. Eser, küçük hacmine rağmen belki de Tolstoy hakkında edebiyatımızda yapılmış ilk derli toplu çalışma. Bir mukaddime ile başlayan eserde Tolstoy’un hayatı, kişiliği, eğitim konusundaki fikirleri ciddi ve özlü bir yaklaşımla ele alınıyor. Son yıllarda pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de çocuk eğitimine dair yeni ve farklı yaklaşımlar sürekli gündemde iken Tolstoy’un eğitime, çocuk eğitimine sunduğu yaklaşımlar hayli dikkat çekici ve uygulanabilir bir mahiyet arz ediyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 68
Ağırlık : 68
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Dünyanın en çok okunan üç yazarından biri olma vasfına sahip, büyük yazar ve mütefekkir Tolstoy, Türk okurunun da yaşadığı yıllardan itibaren dikkatini çekmiş, beğenisini kazanmış nadir kalemlerdendir. Tolstoy’un eserleri, gerek fikirleriyle gerek edebî eserleriyle nitelikli okur kitlesinin halen başucu kitapları arasında yer alır.

Ülkemizde ve dünyada çoğunlukla romanlarıyla tanınan yazarın son yıllarda fikrî eserleri de ilgi görmeye devam ediyor ve Tolstoy bu yönüyle âdeta yeniden keşfediliyor.

Tolstoy’un eserlerini ve Tolstoy hakkında yazılmış eserleri tek çatı altında toplamayı amaçlayarak yayına başlayan Lev Nikoloyeviç Tolstoy Yayınlarının öncelikli amaçları arasında Tolstoy’un ülkemizde fazlaca bilinmeyen eserlerini gün yüzüne çıkarmak bulunuyor. Tolstoy Yayınlarından çıkan Âdem-i Müsavat adlı eser, 1920’lerin başında Binbaşı Ali Fuad tarafından Osmanlı Türkçesi harfleriyle Türkçeye çevrilmiş ve Latin harflerine aktarılmamış ender Tolstoy kitaplarından biridir. Bu eserde Tolstoy, insanların eşitliği ve kardeşliği düşüncesinin fikrî temellerini ortaya koyarak okuru, huzurlu bir hayat iklimine davet ediyor.

Latin harflerine ilk kez Siyami Boylu tarafından aktarılan eserin ikinci bölümünde, kitabın Osmanlı Türkçesi ile basılmış hâlini de okura sunan Lev Nikolayeviç Tolstoy Yayınları, bu tavrıyla Osmanlı Türkçesi eğitimi alan genç okurlar ve Osmanlı Türkçesi sevdalıları için on kitaptan oluşan ciddi bir kaynak sunuyor yayın dünyasına huzurlu okmalar diliyoruz.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 56
Ağırlık : 56
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00

Aydınlanma Çağı (Fr. Le siècle des Lumières: 1715-1789) filozoflarından Voltaire’in 1745-1746 yılları arasında kaleme aldığı Sadık ya da Kader ilk kez 1747’de Memnon başlığıyla Amsterdam’da basıldı. İkinci baskısı ise 1748’de şimdiki yani Zadig ou la Destinée adıyla Paris’te yapıldı.
Fantastik/hayalî bir Doğu’da geçen ancak dönemin Fransız toplumunun acımasız bir yergisi olan Sadık ya da Kader, mutlu olmak için her şeye sahip olduğunu sanan Babilli zengin ama mütevazı bir gencin; hoş tabiatlı, yakışıklı, eğitimli, saf ve iyi kalpli Sadık’ın hikâyesidir.

Voltaire Sadık ya da Kader’i, Alman filozof Leibniz’in “Essais de Théodicée: Din Üzerine Denemeler” adlı eserinde ortaya koyduğu ve kısaca: “Tanrı dünyayı ve içindeki her şeyi mümkün olan en iyi şekilde yaratmıştır. Kötülük mevcuttur ancak sonsuz bir iyilikle dengelenmiştir.” şeklinde özetlenebilen iyimserlik felsefesine (Fr. l'Optimisme) itiraz etmek için kaleme almıştır. Leibniz Denemeler’de üç tür kötülükten bahseder: metafizik kötülük (insanın kusurları), bedensel/maddi kötülük (çekilen acılar) ve manevi kötülük (günahlar). Sadık ya da Kader’de metafizik ve manevi kötülük, on iki yıl sonra çıkan Voltaire’in başyapıtı Candide ya da İyimserlik (Candide ou l'Optimisme, 1759)’te ise özellikle maddi kötülük gözler önüne serilir.

Zerdüşt Peygamberin İyilik (Ahura Mazda/Spenta Mainyu: Kutsal Ruh) ve Kötülük (Ehrimen/Angra Mainyu: Kötü Ruh) karşıtlığına dayanan ikici/düalist ilkeleriyle desteklenen teolojik ve felsefi bir savın tekdüzeliğinin imgelem gücü, öykülemenin çeşitliliği ve kaba güldürüsüyle akıcı bir anlatıya dönüştüğü Sadık ya da Kader Voltaire’in en çok okunan felsefi öykülerinden biridir.
Yakup Yaşa tarafından titizce yapılan ve birçok açıklayıcı bilgi ve görselin de yer aldığı bu çeviri hem okurlara dinî ve felsefi bir yanı da olan Sadık ya da Kader’i öykü tadında okuma imkânı sunacak hem de Voltaire üzerinde çalışanlara önemli bir rehber olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 136
Ağırlık : 136
En / Boy : 13,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,00

Aydınlanma Çağının (Fr. Le siècle des Lumières: 1715-1789) en ünlü filozoflarından olan Voltaire’in başyapıtı kabul edilen Candide, Ocak 1759’da Cenevre’de, Doktor Ralph diye birine ait Almanca bir eserin Fransızca çevirisiymiş gibi yayımlandı. Voltaire daha hayattayken elli baskısı yapıldı ve birçok dile çevirildi.
Voltaire Candide’i, Alman filozof Leibniz’in “Tanrı kusursuzdur, dünya mükemmel olmayabilir ama Tanrı onu mümkün olan en iyi biçimde yaratmıştır. Kötülük her an mevcuttur ancak sonsuz bir iyilikle dengelenmiştir.” şeklinde özetlenebilen İyimserlik (Fr. L'optimisme) felsefesine itiraz etmek için kaleme almıştır. Leibniz’in “Her şey iyidir.” şeklindeki temel önermesinin aksine, kötülüğün hep var olduğunu, bunun da Tanrı’nın lütfuyla bağdaşmadığını savunan Voltaire, kusursuz bir Tanrı’nın en az kusurlu bir dünya yaratmasını akılcı bulmaz. Voltaire aşırı saflık, hatta aptallık olarak nitelediği bu iyimserliğe, başta Candide olmak üzere, diyar diyar gezdirdiği kahramanlarının başına gelen felaketlerle cevap verir.
İyimserliğin kaderciliği özendirdiğini düşünen Voltaire, bunun yerine maddi ve manevi gelişimin temeli olarak gördüğü ve insanı mutlu edeceğine inandığı çalışmayı önerir. O bunca kötülüğün ortasında Yazgıdan medet ummak yerine, insanın kendi çabasıyla durumunu iyileştirebileceğine inanır. Voltaire’in bu çalışma önerisi Candide’in kıssadan hissesi (alınacak ders) ve hikâyenin de son cümlesidir: “… il faut cultiver notre jardin: Bahçemizi ekmemiz lazım.”
Teolojik ve felsefi bir savın tekdüzeliğinin; imgelem gücü, öykülemenin çeşitliliği ve kaba güldürüsüyle akıcı bir anlatıya dönüştüğü Candide felsefi öykü türünün şaheseri kabul edilir.
Yakup YAŞA tarafından titizce yapılan ve birçok açıklayıcı bilgi ve görselin de yer aldığı bu çeviri; hem okurlara felsefi bir yanı da olan Candide’i öykü tadında okuma imkânı sunacak hem de Voltaire üzerinde çalışanlara önemli bir rehber olacaktır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 184
Ağırlık : 184
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺48,00

Cicero'nun yaşlılık üzerine olan bu yapıtını (Cato Maior) İ.Ö.44'te, altmış iki yaşındayken yazdığı kabul edilmektedir. Cicero yaşlılık konusundaki düşüncelerini Yaşlı Cato'ya söyletir; çünkü onun tarihsel bir kişilik olması dolayısıyla önem ve ilgiyle dinleneceğini düşünür. O sırada devlet işlerinden uzak olan Cicero'nun yapıtta Cato'nun ve başka yaşlı kimselerin siyasal eylemlerinden uzunca söz etmesi onun bu yapıtı yalnızca, kendisinin dediği gibi, yaşlılık denen yükü hafifletmek için değil, biraz da, yaşına karşın devlet işlerinde yine de pek yararlı olabileceğini anlatmak için yazdığını gösterir. Ancak Cicero'nun sevgili kızı Tulliola'yı yitirişi ve yaşının ilerleyişi de onu kesinlikle felsefeyle uğraşmaya ve bu türden yapıtlar arasında, yaşlılık konusunda da bir kitap yazmaya yönlendiren nedenler arasındadır. De Divination adlı yapıtından anladığımıza göre, Cicero ahlâkın düşük olduğu bir dönemde gençliğe ders vermek, yardımda bulunmak istemiştir. Yaşlılık üzerine olan bu eserini işte biraz da gençlerin kaçınmalarını istediği tehlikelerden söz etmek için yazmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 48
Ağırlık : 48
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺44,00

Bir bireyci, karmaşık tanımlanamaz bir nesnedir. O yüzden sadece birey, yalan söylemeden varoluş denilen şeye sahip olabilir. Kinik filozofların çoktan bildiği gibi, hiçbir şey gerçek değildir, somut hiçbir şey tanımlanamaz.
Düşüncenin, konuşmanın, bilimin ve eylemin zorunluluğu bizi tanımlanabilir bir şey varmış gibi hareket etmeye zorlar. Tüm bunlarla beraber kaçınılmaz olana gülümserken, bırakın buna razı olalım.
Ama şunu unutmamalıyız ki hiçbir söz bize bir varlığın özünü veremez, benim kendi özümü bile ve hiçbir düşünce, ne kadar iyi niyetli ve sempatik olursa olsun, hiçbir zaman bir başkasının özüne nüfuz etmeyecek. En güzel, en güçlü, en delici gerçekler, alçakgönüllülükle, varlıkta görkemli ancak yalanlarda daha önemsizdir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00

Metaller, mineraller, bitkiler ve meteorların incelenmesinde aklımız için olduğu gibi düşlem için de oldukça merak uyandıran bir şey vardır fakat tüm dünyayı ve civarındaki gezegenleri bir çırpıda gözden geçirdiğimizde çok sayıda dünyayı birbiri üstünde asılı hâlde görmek ve şaşırtıcı bir azamet ve ihtişamla kendi eksenleri etrafında döndüklerini izlemek bizde keyifli bir hayrete neden olur. Bundan sonra ta Satürn’den duran yıldızlara dek uzanan ve neredeyse sonsuza doğru yol alan geniş̧ eter alanlarını seyredersek hayal gücümüz böylesine muazzam bir manzarayla kapasitesini doldurur ve onu kavramak için sınırlarını zorlar. Yine de daha öteye gidip duran yıldızları çok sayıda engin alevden okyanuslar olarak kabul edersek, her birine farklı bir gezegen dizisinin eşlik ettiğini fark edip eterin dipsiz derinliklerinde teleskoplarımızın en güçlüsüyle bile görünmemek adına daha da dibe batan yeni semalar ve yeni ışıklar keşfetmeye devam edersek güneşler ve dünyaların bu labirentinde kaybolup gider, Doğanın uçsuz bucaksızlığı ve ihtişamıyla suaskına döneriz.

*Genel olarak güzel olan hayal gücüne nasıl zevk verir?

*Yüce, yeni, güzel veya bilinmez olandan neden zevk aldığımızın zorunlu sebebi.

*Hayal gücünü etkileyen mimari hakkında.

*Kelimelerin hayal gücü̈ üzerindeki gücü̈.

*Homeros yüce olanı hayal etmede diğerlerini gölgede bıraktı; Vergilius güzel olanı hayal etmede; Ovidius ise yeni olanı hayal etmede.

*Tarih hayal gücüne nasıl zevk verir?

*Betimlemelerle hareket geçirildiğinde neden dehşet ve keder zihne zevk verir.

*Hayal gücü zevk verdiği gibi acı da verebilir.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 12,5 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Beyhude Zahmete Karşı Faydalı İşler

Korku ve Umut: Bunlar, insan ırkına hükmeden ve devrimcilerin uğraşmak zorunda olduğu iki büyük tutkunun isimleridir. Ezilenlerin çoğuna umut vermek ve az sayıdaki zalime korku salmak, bu bizim işimiz. İlkini yapar ve çoğunluğa umut verirsek azınlığın onların umutlarından korkması gerekecektir; aksi takdirde onları korkutmak istemeyiz. Yoksul insanlar için istediğimiz intikam değil, mutluluktur. Gerçekten de yoksulların binlerce yıl boyunca çektiği acılar için nasıl bir intikam alınabilir?


Basım Ayı/Yılı : 2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 80
Ağırlık : 80
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00

“Düşünüldüğünde, ruhu asıl sıkan şeyi yok etmek için tek bir yol var. Düşünmeyi bırakın. İnsanın üstlenebileceği en zor görevdir bu. “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım.” demiş Arşimet. Ama nasıl olur da kişi, birinin durdurmak istediği hareket sisteminin hem içinde olur hem de bir parçası olur? Newton’un ilk yasası emeklerimizin üstüne bir balta gibi düşer. Tabii bizim için bu, göründüğü kadar kolay değil. Bu hakikat bizi kurtardığı için tüm bunların çözümü ise dinlenmektir.

Hareket karşılıklı çiftler hâlindedir ve vektörlerin toplamı sıfırdır. Evrenin düğümü aptalın düğümüdür çünkü kördüğüm şeklindedir ama iyice çekersen hemen çözülüverir. İşte, tüm sorun burada; körfez kasvetlidir, bulutlar öfkeyle canavar şekillerinde toplanır; sahte ay arkada tir tir titrer; bir uçurum üstüne bir başka uçurum çıkar her taraftan. Karanlık ve korku; işte, bunlardır düşmanca şeylerin yırtıcı sesi.”


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 56
Ağırlık : 60
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺50,00
Altüst Olmuş Bir Dünya mı?

Günümüz dünyası öyle arapsaçına dönmüş durumda ki Xi aracılığıyla Çin kendisini küreselleşmenin ve dünya kapitalizminin savunucusu olarak ortaya koyarken Trump’ın ABD’si ticari koruma politikalarına yöneliyor ve öteden beri ABD tarafından yönetilen küresel kurumlarla arasına koyduğu mesafeyi giderek genişletiyor. Bugün günlük gazetelerin manşetleri müttefikler arasındaki gerilimlerle dolup taşarken, ABD’nin on yıl önce meydana gelen ekonomik çöküşe karşı küresel bir yanıtı –Çin dahil- koordine etmesini sağlayan politik kapasite ya da yönetimsel beceri gibi bir şeyi bugün de sahnelemesini tasavvur etmek çok zor geliyor. Yeni çok kutuplu dünya düzeni hakkında beyanlarda bulunurken ihtiyatlı olmak için nedenlerimiz olsa da, devletlerarası sistemin tam kalbinde bulunan ve giderek artan çelişkiler bize küresel kapitalizmin haritasının büyük oranda yeniden çiziliyor olduğunu gösteriyor.

Hem devletlerin hem de mevcut konjonktürün yarattığı kapitalist ve gelişen güçler arasındaki değişen ilişkilerin izini sürmek ve bu konuda yerinde/doğru değerlendirmeler yapmak için karşımızda pek çok iç içe geçmiş soru bulunuyor.

Küreselleşme çözülüyor mu yahut sadece gücün merkezi ve birikim rejimindeki kapsamlı bir değişimle, belli bölgesel blokların dağılması ve emeğin hareketliliğine ciddi kısıtlamalar getirilmesiyle birlikte varlığını sürdürecek mi?

Bu durum bize devlet kurumlarının, salt jeostratejik şirketlerin değil ekonomik –daha özelde finansal- krizle boğuşan devletler arasındaki koordinasyonun bile altını oyacak biçimde yeniden düzenlenmesi hususunda ne söyler?

Bu yeni durum çok uluslu şirketlerin yanı sıra finansal kapitalistlerle de doğacak olan ihtilafın boyutlarını ve buna karşılık devlet aygıtlarının yeniden yapılandırılmasını ne ölçüde etkiler?

Burjuvazinin neoliberal küreselleşmeden kopuş için sağ-kanat milliyetçiliğe olan desteği ne kadar ileri gidecek?

Bugün liberal demokrasinin otoriteryen dönüşümüne bağlı olarak demokratik siyasal alanın kapanışını zorunlu kılan yeni bir ‘istisna hali’nin doğuşuna mı tanıklık ediyoruz?

21. yüzyılın ilk büyük ekonomik krizinin süregiden etkileri aynı zamanda -neoliberal pratikler hala devlet politikalarını biçimlendirirken neoliberalizmin kurumlarının meşruiyet krizini de üretmiş midir?

Tüm bu koşulların herhangi biri yahut hepsi birden toplumsal ve çevresel yeniden üretim bakımından hangi sonuçlara gebe olabilir?

Sorular çoğaltılabilir; ve çoğaltılmak zorundadır da keza küresel kapitalizmin haritasının yeniden çizildiği bir kriz ve bu krizlerden çıkış projelerinin egemenler tarafından yeniden üretildiği bir zamanda çıkışlar ezilenler açısından da üretilecekse artık bize, geçmiş zamanın sorunlarını karşılamaya yeten tümel tanımlar ve genel ilkelerden çok daha fazlası gerekiyor. Socialist Register 2019 işte bu düşüncelerle yukarıdaki sorulara ve daha fazlasına ÇİN-ABD gerilimi/ilişkileri bağlamında bir yanıt aramaya çalıştı ve mevcut sorunsalın nasıl bir kavramsal hazne ve kuramsal ard-alanla betimlenebileceğini göstermek istedi. Greg Albo ve Leo Panitch’in sorunların genel çerçevesini analiz eden Önsöz’üne aşağıdaki şu makaleler eşlik etti;
İmparatorluğu Trumplamak – Leo Panitch ve Sam Gindin
Aşırı Kapitalizm ve Milliyetçilik Sorunu – Aijaz Ahmad
Küresel Göçün Çelişkileri – Adam Hanieh
Kapitolesen Çağı – sürekli Kapitalist Karşı Devrim - Elmar Altvater ve Birgit Mahnkopf
Trump ve Yeni Milyarder Sınıf – Doug Henwood
Trump’ı Yerine Koymak: Paleo-Muhafazakarlık, Neoliberalizm ve Küreselleşme Karşıtlığı – Ray Kiely
Çin’in Yeni Globalizmi – Lin Chun
Küresel Kapitalizm: Amerika Yaptı Çin Bozabilir mi? – Sean Kenji Starrs
Ayrışma Masalı: Küresel Düzensizlikte Asya Kapitalizmi – Jayati Ghosh
Çelişkileri Büyütmek: Merkezden Uzaklaşan Brics – Ana Garcia ve Patrick Bond
Neoliberal Kapitalizm: Otoriteryen Dönüş – Marco Boffo, Alfredo Saad Filho ve Ben Fine
İnsani Müdahalenin Bugünü – Umut Özsu
Şirkete Ölüm: Mütevazi Bir Teklif – David Whyte
Amerika Devrilme Noktasında mı: Trumpizm ve Yeni Sol Arasında – Nicole Aschoff
Avrupa’nın Krizi ve Sol – Alan Cafruny
Corbyn ve Brexitin birleşik Krallığı: Solun Daha İleri Gitmesi Mümkün mü? – Colin Leys


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 14 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺125,00

Bu kitabı oluşturan çevirilerden Alain Bosquet'ninki 1955'de Şiir Sanatı Dergisi'nde, 1975'de Diriliş'te, Alain, Mauriac ve G. Marcel'inki 1964'de Büyük Doğu Dergisi'nde, 1975'e Diriliş Dergisi'nde, André Malraux'nunki ve Unamuno'nunki 1970'de Diriliş Dergisi'nde, diğerleri 1976'da Diriliş Pazartesi ve Perşembe Günlüğü'nde yayınlanmıştır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 7
Sayfa Sayısı : 87
Ağırlık : 96
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺35,00
Tükendi

Isaac Newton (1642-1727) düşünce tarihinin muazzam yazılarından oluşan hacimli bir miras bırakmamıştır ardında sadece; aynı zamanda bu düşünceler dünyayı temsil etmekte somut bir değere de sahiptir. Modern dönemin ilk yıllarına yaptığı eşsiz katkılara rağmen, doğa felsefesi alanındaki mektuplaşmaları, elyazmaları ve yayımladığı türlü çeşit çalışmaları bundan önce farklı edisyonlarda ayrı bir biçimde bulunuyordu. Bu kitapta, Principia ve Opticks çalışmalarından önemli kısımlar ve De Gravitatione’nin düzeltilmiş bir çevirisi de içlerinde olacak şekilde Newton’un başlıca felsefi yazıları bir araya getirilmiştir. Ayrıca erken optik çalışmalarından belli parçalar, Dünya’nın hareketi hakkında dinî yorumlara ilişkin yayımlanmamış düşünceler ve çağdaşı olan önemli figürlerle mektuplaşmaları da bu kitapta yer almaktadır. Mektuplaşmalarının muhatapları arasında din âlimi Richard Bentley, matematikçi Roger Cotes ve filozof G.W. Leibniz var. Bu kitap için seçilmiş pasajlar, Newton’un uzay, zaman, hareket ve madde kavramları hakkındaki fikirlerinin nasıl şekillendiğini ve bu gibi tartışmalı fikirlerini çağdaşlarının eleştirileri karşısında nasıl savunduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Ayrıca bu eser Newton’un başarılarının insani ve felsefi yönlerini görmek açısından da eşsiz bir fırsat sunar; çünkü genel olarak okullarda öğretildiği kadarıyla çoğu kişinin zihninde Newton’a dair onun çalışmalarının ve Newtoncu mekaniğin bir karikatürü yer etmiştir. Oysa mektuplaşmalarında ve argümanlarında kırılgan ve inatçı kişiliğinin yanında onun günümüzde anladığımız anlamıyla sadece bir bilim insanı olmadığı, ayrıca bilimsel araştırmanın temellerine dair son derece detaylı görüşleri olan bir doğa filozofu olduğu da ayırt edilebilir. Bu açıdan kendisinden sonra bilim kavramının nasıl şekillendiğini ve Newton’a göre doğa felsefesinin neleri içerebileceğini görmek adına bu son derece önemlidir. Ek olarak, bu nokta Newton’un döneminde Avrupa’daki entelektüel ortamın doğasını anlamaya yönelik olarak da bir kapı aralar.


Basım Ayı/Yılı : 9/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 256
Ağırlık : 256
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi

Epiktetos’un MS 50 yılında Frigya’daki Hierapolis kentinde dünyaya geldiği sanılmaktadır. Gençliğini köle olarak geçiren Epiktetos, Neron’nun ölümünden (MS 68) kısa bir süre sonra azat edildi ve Roma’da felsefe eğitimi vermeye başladı. MS 93 yılında Yunanistan’ın Epir yöresindeki Nikopolis kentine giderek bir felsefe okulu kurdu. Epiketos, Stoacı felsefeye uygun olarak, çok az eşyasıyla, büyük bir sadelik içinde yaşamını sürdürdü. MS 135 civarında Nikopolis kentinde öldü.
Çevirisini sunduğumuz Enchiridion zihinsel özgürlük ve mutluluğa ulaşmanın yolunu gösteren bir kılavuzdur. Epiktetos’a göre erdemli insan, aşırı istek ve ihtiraslardan kurtulmuş olan kişidir. İnsanı mutsuz kılan şeyler, dünya malına aşırı tamah ve bunları elden kaçırmaktan dolayı yaşanan kızgınlık ve korkulardır. Bu olumsuz hislerden ancak kabullenerek, razı olarak, yakınmayarak; gerçek bir tevekkülle kurtulabiliriz.


Basım Ayı/Yılı : 11/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 11 / 17
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺41,00
Tükendi

Elinizdeki kitap bilim felsefesinin temel sorunlarına ve kavramlarına bir açıklama getirmekte, bilimsel ilerlemenin ve akılcı bir yaklaşımın, günümüz bilim felsefesindeki sorunların çözümünde önemini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla yirminci yüzyıl bilim felsefesinin önemli düşünürlerinin görüşlerini ele alarak bilimsel gelişmenin olanağının hangi bakış açısından görülebilir olduğu, bilim tarihinin sürekli bir gelişim çizgisi gösterip göstermediği, bilimsel olan ile sahte-bilimsel olan arasında metodolojik bir ayrım yapılabilip yapılamayacağı gibi meselelerin açıklığa kavuşturulması hedeflenmektedir. Ayrıca evrimsel biyoloji gibi tarihsel bilimlerde geleceğe yönelik öngörülerin mümkün olup olmadığı, mümkünse hangi anlamda mümkün olduğu sorusuna yanıt aranmaktadır. Bilimin gelişiminde beklenmedik olguların keşfi, bilim oyununda bir son ya da önceden planlanmış amaçlar olmadığını gösterir. Bilim oyunu son bulmayacak bir oyundur ve bilimin gelişim çizgisi de “bildiklerimize doğru bir gelişme yerine bildiklerimizden hareketle başlayan bir gelişim” içinde açıklanmalıdır.


Basım Ayı/Yılı : 9/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 336
Ağırlık : 336
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺123,00
Tükendi
Kapsamı ve Sınırları

Bertrand Russell bu kitabında insanın ne bildiğini ve bildiklerini nasıl bildiğini sorgular. Bilgiyi, hayvanların beklentilerinden, insanların beklentilerine; insanın kendi deneyimine dayanarak bilgi üretmesinden, bilimin soyut ve nesnel bilgilerine giden kesintisiz bir süreç bağlamında değerlendirir. Dış dünyaya dair bilgimizin kaynağını yine dış dünyada bulur ve bu anlamda deneycidir ama bunun yanında bilginin deneyimden öğrenmediğimiz bazı ilkeleri varsaydığını ileri sürer. Kitabın amacı, bilimin bilgi üretme etkinliğine temel sağlamaktır. Yazar, bu temeli ararken, “inandığımız şeylere neden inanırız?”, “bilgi nasıl ‘bilgi’ olur?” gibi ilginç sorulara cevaplar verir. Russell insan bilgisi üzerine olan bu araştırmayı, her zamanki neşeli, kinayeli ve sivri dilli üslubuyla kaleme almıştır.

“Ansiklopedik boyutlarda bir eser … okuması çok keyifli.”
-New York Times


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 584
Ağırlık : 584
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺246,00
Tükendi
Bir Giriş

Spinozanın Etikası

Spinoza’nın Etika ’sı, felsefe tarihindeki en dikkat çekici, önemli ve zor kitaplardan biridir. Eşzamanlı olarak metafiziğe, bilgiye, felsefi psikolojiye, ahlak ve siyaset felsefelerine dair bir incelemedir. Spinoza’nınünlü “geometrik yöntem”inde Etika ,onun Tanrı, Doğa, insan ve mutluluküzerine radikal görüşlerini ortaya koyar. 2006 tarihli bu geniş kapsamlı giriş çalışmasında Steven Nadler, Etika’nın argümanlarını ve öğretilerini açıklar ve Spinoza’nın sonu gelmez bir şekilde insanları etkileyen fikirlerinin çağdaşları tarafından neden tedirgin edici bulunmuş olabileceği sorusunun yanında, bu fikirlerin günümüzde neden hâlâ güncelliklerini korudukları sorusunu da cevaplar. Aynı zamanda Spinoza düşüncesinin felsefi arka planını ve Spinoza’nın girdiği diyalogları inceler, sözgelimi çağdaşlarıyla (Descartes ve Hobbes dahil olmaküzere), antik düşünürlerle (özellikle Stoacılarla) ve ataları olan Yahudi rasyonalistleriyle bu diyaloğu sürdürür. Elinizdeki bu çalışma her ne kadar öğrenciler için yazılmış olsa da, Erken Dönem Modern Felsefe uzmanlarının da ilgisini çekecektir.

Ülkemizde Spinoza üzerine yazılan pek çok eserden farklı olarak, Etika’yı bire bir markaja alıp yorumlayan, uzun zamandır eksikliği duyulan derinlikli bir eser. Spinoza’nın felsefesiüzerine çalışan yaşayan en önemli isimlerden biri olan Steven Nadler’ın kitabının, bu felsefe üzerine yapılacak samimi ve güçlü çalışmalara muazzam bir yön vereceği kuşkusuz.


Basım Ayı/Yılı : 3/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Tükendi

Romalı hukukçu, hatip, devlet adamı ve filozof Marcus Tullius Cicero, Roma Cumhuriyeti’nin sendelediği, Julius Caesar’ın yükselişini, diktatörlüğünü ve ölümünü gördüğü heyecanlı bir dönemde yaşadı. Siyasetin bu heyecanı, gerginliği, karmaşası ve entrikaları siyasi konuşmaları ve yazışmalarında açıkça görülen Cicero, Yunan düşüncesinin daha sonraki dönemlere aktarılmasında büyük rol oynayan, önemli bir tarihi figürdür. Cicero sadece döneminin siyasi ortamını iletmekle kalmadı, bilgi teorisi açısından kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların peşinden giden etik alanında dogmatik bir tavır sergileyip Stoacılar ve Sokrates’i takip ederek Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine önemli katkılarda da bulundu.
MÖ 64 yılının yaz aylarında Marcus Tullius Cicero konsüllük seçimine girdi. Kardeşi Quintus, ona seçimi hangi kampanya yöntemleriyle ve nasıl kazanabileceğine yönelik önerilerle dolu uzunca bir mektup kaleme aldı. Hemen herkese her şeyi vaat etmekten, rakiplerin karıştığı skandallardan yararlanmaya varıncaya kadar çok sayıda pratik öneride bulunan ve günümüz siyasetçilerinin de yararlanabileceği bu elkitabı şimdi ilk kez Türkçede.


Basım Ayı/Yılı : 5/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 11 / 17
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺41,00
Tükendi

Yıl 1460: İstanbul’un fethinden yedi yıl sonra, Bizanslı ulemanın beraberinde getirdiği elyazmaları Floransa Sarayı’nda antikçağ felsefesi üzerine hummalı bir çalışma başlatır. Tam bu sırada, Makedonya’dan ulaşan Yunanca bir elyazmasıyla akan sular durur. Bu metin, Rönesans düşünce ve sanatı üzerinde kuvvetli bir tesir bırakacak olan Hermetik Külliyattır.

Hafiye romanlarını aratmayacak bir merak duygusunun önderlik ettiği bu araştırmada Frances Yates, “Din Savaşları” döneminde Avrupa’da ilahiyat, felsefe ve büyü arasında yeniden çizilmekte olan sınırları Hermetik geleneğin en önde gelen temsilcisi Giordano Bruno’nun İtalya’dan başlayıp Paris, Londra, Almanya, hatta Prag’a uzanan ve Venedik’te son bulan serüveni üzerinden irdeliyor. Hermetizm’in modern siyasi düşünce içindeki yankılarının, kriz dönemleri başta olmak üzere günümüz siyasi düşüncesine hâlâ rehberlik eden Ütopyacılar üzerindeki etkisinin okurda bilhassa karşılık bulacağını umuyoruz.

“Frances Yates … o ender bulunan bilginlerden; yazdıkları hakikaten nefes kesici.”
— The Times


Basım Ayı/Yılı : 4/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 632
Ağırlık : 632
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺287,00
Tükendi

Francis Hutcheson, İskoç Aydınlanma Hareketinin kuşkusuz en önemli filozoflarından birisidir. Düşünceleriyle, özellikle David Hume ve Adam Smith üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Hutcheson, Güzellik ve Erdem İdelerimizin Kökeni Üzerine Bir Soruşturma adlı ilk kitabında, Bernard Mandeville’in saldırılarına karşı Shaftesbury’yi savunur ve insan doğasına odaklanır. Thomas Hobbes’un egoizmine ve Samuel Pufendorf’un ödül-ceza görüşüne karşı iyilikseverliği öne sürer. Bu bakımdan eserini, estetik ve ahlaki yetenekleri incelemek suretiyle iki bölüm halinde tasarlar. İlk incelemede güzellik, düzen, uyum ve tasarımdan hareketle insanda doğuştan bir güzellik duyusu olduğunu ortaya koyar. İkinci incelemede, ahlaki görüşlerini bu temel üzerine inşa eder. Kamunun, neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu yargılarken yerleşik bir ahlaki duyuya sahip olduğunu ileri sürer. Bu türden fikirleriyle Glasgow Üniversitesi’nde Ahlak Felsefesi Kürsüsüne gelmeyi başarır. Düşünceleri sadece Hume, Smith ve Bentham gibi filozofları değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucularını da büyük ölçüde etkilemiştir.


Basım Ayı/Yılı : 7/2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 280
Ağırlık : 280
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺102,50
Tükendi
Descartes’ın Gemisinde

Neden bu kitabın adı, “Dört Adalı”? Aslında bunu çağrışımlarıyla düşünürsek, sanırım ad yerine oturur. Adalı olmak nedir? Bir adada yaşamaktır; yani “anakara”dan uzak bir kara parçasında ve dört bir yanı denizlerle çevrili bir yerde yaşamaktır. Bu anlamda, o, biraz “Robinsonad”ı, bir adasal yaşama tarzının hikâyesini hatırlatır. Ne yapar Robinson Crusoe? Şimdi felsefeciler ile bir roman kahramanının ne gibi bir bağı olabilir? Şöyle bir bağ olduğu düşünülebilir: Robinson’un yaratıldığı ethos ile Hobbes, Locke, Berkeley ve Hume’un içerisinde yaşadığı ethos bir ve aynıdır. Bu, tesadüf değildir. Felsefe tarihinin bir kesimini, günümüzü etkisi altına almış olan bir kesimini hikâye etmeye çalışırken felsefe gemisinin belli bir dönem kaptanlığını yapmış ve Descartes’ın inşa ettiği modern gemiyi, anakaradan alıp Ada’nın kıyılarında yüzdürmüş adalı filozofların çabalarını bilgi problemi etrafında incelemek istedim.


Basım Ayı/Yılı : 5/2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 160
Ağırlık : 160
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50
Tükendi

Metafiziğiyle ün kazanmış olan Spinoza insan zihninin ve duygularının anlaşılmasına, ahlak ve siyaset felsefelerine önemli katkılar yapmıştır. 
Michael Della Rocca, okuru Spinoza’nın yaşamı hakkında kısaca bilgilendirdikten sonra onun felsefesini açıklamaya girişiyor: töz metafiziği ve Spinoza’nın tüm felsefi sisteminin merkezinde yer alan, tanrının tek bağımsız töz olduğu savı; insan zihnine ve zihnin beden ile ilişkisine dair açıklaması; insanların kendilerini korumaya eğilimli oldukları teorisi; özgür irade kavramı dâhil en meşhur çalışması Etika; ve devlet, din ve Kutsal Kitap’a dair yazıları.
DellaRocca kitabını Spinoza’nın mirası ve Hume, Hegel ve Nietzsche gibi modern filozofların onun meydan okuyuşuna nasıl yanıt verdiklerini ele aldığı bir sonuç bölümüyle bitiriyor. Spinoza, dev filozof ile ilk kez karşılaşanlar için olduğu kadar onun düşüncesine aşina olanlar için de ideal bir kaynak. Felsefeyi iyi okumak isteyen herkes için birebir.

 


Basım Ayı/Yılı : 5/2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Tükendi

Bir toplumun tarihinde ortaya çıkmış olan önemli belgeler, sözleşmeler ve antlaşmalar birer göstergedir. Bu göstergeler tarihin dönemeçlerine işaret ederler ve geçmişi yansıtırlar. Bizler bu belge ve göstergelere yaslanarak kendi geçmişimizi hatırlar ve nereden nereye geldiğimizi anlarız. Peki, Mecelle bugünkü gençliğe neyi hatırlatmakta ve ne anlama gelmektedir? Sanırım pek çoğu bunu duymamıştır, duyanlar da okumamıştır, okuyanlar da anlamamıştır! Duymayanlar haklıdırlar, çünkü Mecelle tarihimizin önemli bir belgesi olarak anlatılmaz! Duyup da okumayanlar da haklıdırlar, çünkü önemini kavrayamamışlardır! Okuyup anlamayanlar da haklıdırlar, çünkü okuyabilecekleri bir metinle karşılaşmamışlardır! Yeniden anayasa tartışmalarının yapıldığı bu dönemde Mecelle konulu çalışmamızın yayınlanıyor olması birkaç açıdan anlamlıdır: İlk olarak elinize sadeleştirilmiş bir şekilde okuyabileceğiniz ve anlayabileceğiniz bir metin sunulmaktadır; İkinci olarak elinizdeki çalışma Mecelle’nin sosyolojik ve felsefi bir yorumunu içermektedir; Üçüncüsü okuyacağınız bu çalışmayla dün ve bugün arasında bir ilişki kurabileceksiniz. Bu çalışma, öncelikle gençlere ama daha geniş olarak tarihsel belgelerin ruhunu keşfetmek isteyen herkese hitap etmektedir.


Basım Ayı/Yılı : 12/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 208
Ağırlık : 208
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺70,00
Tükendi

Eğer bu karanlık dünyaya yolculuğunda ruha yabancılığının katlanılmazlığını ve kırılganlığını hafifletmek üzere refakatçi olarak nefis varsa bu yolculuğun maksadına uygun olarak yapılabilmesi için insanın bilen tarafı ile isteyen tarafının hiç olmazsa bir muvazene içerisinde olması gerektiği açıktır. Bu muvazenenin insanın inkişaf imkânları içerisinde bir adım daha ileri götürülerek her şeye sarkan ve kolayca alışan nefsin tokluk temrinleriyle ruhun asaletinden bir şeyler öğrenmesi, diğer bir deyişle iradenin ‘bütün önceliği ve üstünlüğüne rağmen zihnin oyuncağı haline’ gelmesi mümkündür. ‘Ne var ki irade son tahlilde üstünlüğünü bir kez hissettirdiğinde onun bu vasfı tekrar görünür hale gelir. İrade bunu şu şekilde yapar: Bunların daha önce tasvir edilen duygulardan herhangi birini onda uyandıracaklarını bu aynı zihinden bildiği veya bir başka deyişle tecrübe ettiği için zihnin belli tasavvurlara sahip olmasını men eder, belli fikir silsilelerinin doğuşunu kesinkes engeller. Bunun üzerine irade zihni dizginler ve dikkatini başka şeylere çevirmeye zorlar. Bu ekseriya güç olmakla beraber iradenin azmetmesi halinde muhakkak muvaffak olunur...’

Yaşadığımız dünya gerçeğine uyanamayacağımız kadar yalanların batağı içerisine her geçen gün biraz daha gömülüyor. Eğer yukarıda olan ile aşağıda olan, içeride olanla dışarıda olan arasında bir tenazur varsa istemenin timsali olarak aradığımız: dış dünyada aklın yoluna neler çıkarıyor? Hangi bahanelerle onun ‘belli tasavvurlara sahip olmasını’ men ediyor? Hangi safsatalarla ‘belli fikir silsilelerinin doğuşunu kesinkes engelliyor’? Hangi dikkat dağıtıcılarla aklı emellerine göre ‘dizginleyip dikkatini başka şeylere çevirmeye’ zorluyor? 

 

Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 224
Ağırlık : 224
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

Tanrı veya Doğa dışında, der Spinoza, hiçbir şey başka şeylerin müdahalesinden muaf değildir. Böylece insan için hayat bir maruz kalmalar serüvenidir. Bu serüven ölümler, ayrılıklar, doğumlar, savaşlar, barışlar, hastalıklar, şifa bulmalar vs ile sürer gider. Bizi önüne ya da ardına katıp akar gider. Değişiriz. Dönüşürüz. Unuturuz. Hatırlarız. İnsanız. Aynı kalırız.

Felsefe, yeryüzünde, sloganlaştırılmaya en çok direnen şeydir ve Spinoza bunun bir timsalidir. Spinoza, her türlü indirgemeye darbe indiren bir düşünüşün failidir. Tam bir philo-sophostur.

“Kötü olduğunu söylemiş olduğum alay etme ile gülme arasında büyük bir farklılık saptıyorum; çünkü gülme ve şaka sadece neşedir ve bu yüzden, aşırı olmamak kaydıyla, kendilerinden ötürü iyidirler. Zalim ve kederli batıl inanç dışında hiçbir şey bize zevki yasaklamaz.”

“Özgür bir insan, hiçbir şeyi ölümden daha az düşünmez ve onun bilgeliği, ölüm üzerine değil, hayat üzerine derin bir düşünmedir.”

 

Basım Ayı/Yılı : 11/2021
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 192
Ağırlık : 192
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺82,00
Tükendi

EĞİTİMDE FELSEFE

Çocuklar gerçekten felsefe yapabilir mi? Çocuklar için Felsefe (P4C) yaklaşımının felsefi temelleri nelerdir? Çocuk edebiyatı ile felsefe yapmak nasıl mümkün olur? Öğretmenler ve ebeveynler bu yöntemi nasıl daha iyi uygulayabilir? P4C’nin zorunlu eğitim içindeki yeri nedir? P4C hangi pedagojik temellere dayanır? Çocuklarla sorgulama yapabilmek ve felsefi diyalog oluşturabilmek için hangi araçları kullanmak gerekir?
Eğitimde Felsefe: Okullarda Sorgulama ve Diyalog, tüm bu sorulara cevap vermekle kalmıyor, farklı yaş gruplarıyla kullanabileceğiniz onlarca uyaran da sunuyor. P4C yönteminin felsefi ve pedagojik temelleri ile ilgili dilimizde başvurulabilecek en zengin kaynak olma özelliğini de elinde bulunduruyor. 
Hayret sadece felsefi keşif aracılığıyla ortaya çıkmaz, birçok farklı şekilde sergilenebilir. Örneğin sanat, şiir, müzik ve din ya da spiritüellik aracılığıyla. Yine de hayret, insan deneyiminin en temel öğelerine dair sorular ortaya çıkardığı için çoğunlukla felsefi soruşturma ile dışa vurulur.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 400
Ağırlık : 400
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺164,00
Tükendi
Birey, Toplum, Devlet ve Uluslararası İlişkiler Bağlamında Siyasi İdeolojiler

Siyaset felsefesi bireyle ve bireyin başkalarıyla kurduğu ilişkiy­le ilgilenir; bunun için de haklar, özgürlükler, sorumluluklar, güç, devlet ve adalet gibi konularda birtakım sorular sorar. Güncel veya tarihsel, tüm siyasi kavramların, ideolojilerin ve tartışmaların gelip dayandığı yer siyaset felsefesidir.

İngiliz felsefeci ve yazar Alexander Moseley, bu kitapta temel siyasi kuramları ve fikirleri kapsamlı, anlaşılır ve yenilikçi bir üslupla ele alıyor. Başlıca siyasi ideolojileri (devletçilik, realizm, muhafazakârlık, sosyalizm, liberteryenizm, liberalizm, anarşizm ve çevrecilik) birey, toplum, devlet ve uluslararası ilişkiler bağlamında açıklayıp eleştirel bir gözle değerlendiren Moseley, “Uygulamalı Siyaset Felsefesi” bölümünde güncel siyasi meseleleri anlamlandırmak için siyaset felsefesinden nasıl faydalanabileceğimizi gösteriyor. Siyaset felsefesinin başlangıcından günümüze uğradığı duraklara göz atmak ve Platon, Aristoteles, Locke, Rousseau, Hobbes, Marx ve Rawls gibi belli başlı düşünürlerin temel siyasi tezlerini gözden geçirmek isteyenler için de kitabın son bölümü pratik bir kılavuz görevi görüyor.

Siyaset Felsefesine Giriş, sadece konunun uzmanları ve öğrenciler için değil, yaşadığı dünyaya dair daha derin bir kavrayış geliştirmek isteyen herkes için kaynak niteliğinde bir kitap.


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 288
Ağırlık : 288
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺60,00
Tükendi

Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.

Platon’un en uzun diyaloglarından biri olan Yasalar sadece Platon’un düşüncesinde siyasi teori ve pratik arasındaki ilişkinin sorunlarını yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda onun aile, kadınların statüsü, mülkiyet hakları, ceza hukuku ile din ve güzel sanatların gündelik hayattaki rolü hakkındaki kapsamlı düşüncelerini de ortaya koyuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 2
Sayfa Sayısı : 480
Ağırlık : 480
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺155,80
Tükendi

Benedict de Spinoza, Batı felsefesiyle ilgilenen herkesin karşısına çıkan büyük bir filozoftur. Etik, din ve siyaset felsefesi alanlarındaki çalışmaları halen ufuk açıcı eserler olarak görülmektedir. Ama aynı zamanda, günümüz okuyucularını ciddi biçimde zorlayan metinlerdir bunlar. Geç Ortaçağ skolastiğinin söz dağarı ve terminolojisinin yanı sıra, Spinoza’nın eserlerindeki kolayca nüfuz edilemeyen temalar çoğu zaman açıklığa kavuşturulmaya ihtiyaç duyar.
Kafası Karışmışlar İçin Spinoza, düşünürün felsefi projesinin ve başlıca eserlerinin kapsamlı bir açıklamasını ve
çözümlemesini yaparak bu ihtiyacı karşılıyor. Spinoza’nın anlaşılması güç dili ve terminolojisiyle başa çıkmanın yollarını sergiliyor, onun “geometrik” yaklaşımını ve karmaşık felsefi sistemini anlaşılır hale getiriyor. Ayrıca, Spinoza'nın halen devam eden etkisine ve çağdaş felsefi tartışmalardaki yerine dair bir değerlendirme sunuyor.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 304
Ağırlık : 304
En / Boy : 13 / 19,5
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺96,80
Tükendi

“Felsefe, ister akademide doğrudan eğitimi alınsın, isterse insanın kişisel okuma ve araştırmalarıyla hayatına bir şekilde dahil ettiği bir disiplin ve düşünme alanı olsun, kişinin hayatına her yönden olumlu katkılar yapmaya aday bir kültür öğesi ya da düşünme faaliyetini ifade eder. Kişi ister hekim, ister mühendis, ister öğretmen ya da ister hukukçu olsun, kısacası hangi mesleği icra ederse etsin, gerek yaptığı işi anlamlandırıp layıkıyla yapmada, gerekse bir bütün olarak hayatını anlamlandırma noktasında felsefeye ihtiyaç duyar. Günümüzün giderek karmaşıklaşan ve zorlaşan hayatını anlamlandırma, daha sorumlu ve ilkeli bir birey olarak yaşama noktasında, öyle sanılır ki felsefeye daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.”

Ahmet Cevizci

Referans Kitaplar dizisinin yedinci kitabı olan Felsefeye Giriş, farklı felsefe tasavvurları ve tanımlarından yola çıkarak felsefenin alt dallarını oluşturan metafizik, din felsefesi, epistemoloji, bilim felsefesi, etik, siyaset felsefesi, estetik ve eğitim felsefesi üzerine özlü, ama aynı zamanda derinlikli inceleme ve tartışmalara yer veriyor.


Basım Ayı/Yılı : 2022
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 9
Sayfa Sayısı : 408
Ağırlık : 408
En / Boy : 14 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺143,50
Tükendi
Anlamı ve Etkisi

Sembolizm ile doğrudan bilgi arasında mühim bir fark vardır. Doğrudan deneyim yanılmazdır. Deneyimlediğiniz şeyi deneyimlersiniz. Ancak sembolizm, sembolizmin bizi varsaymaya yönlendirdiği dünyada bir örneği olmayan, yalnızca kavramlardan ibaret olan şeylere ilişkin eylemlere, hislere, duygulara ve inançlara neden olabileceği anlamında bir hayli yanıltıcıdır.

Bu çalışmanın esas iddiası, insan sembolizminin köklerinin, dışsal dünyanın dolaysız algılamanın iki ayrı türü arasındaki sembolik etkileşimi olduğudur. Bu sayede, dış dünyayla ilgili bilgimizin birbirleriyle yakından bağlantılı fakat farklı olan iki kaynağı vardır. Bu türler birbirlerini tekrar etmezler ve gerçek bir bilgi çeşitliliği söz konusudur. Birinin belirsiz olduğu yerde diğeri kesin ve birinin önemli olduğu yerde diğeri sıradandır.


Basım Ayı/Yılı : 2023
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 88
Ağırlık : 88
En / Boy : 13,5 / 21
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺61,50
Tükendi

Hiçbir insanın kendini tatmin edebileceğinden daha fazla mülk edinme hakkı yoktur; zenginlerin fakirlere verdiği sadaka, milyonlarca insan açken, mükemmel bir iyilik değil, kusurlu bir haktır.

Evrendeki bütün canlı ve cansız formlar için ortak olan; ölüm evresinde yaşanacak değişimin ve ölümün beraberinde getirdiği belirsizliğin neden olduğu korku, ölümün bir son olmayışını arzulamamıza neden olur. Ve bu arzu da biz var olduğumuz sürece var olur.

Uyanın! Kalkın!  ya da sonsuza dek yıkılın.


Basım Ayı/Yılı : 2019
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 13 / 20
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺45,00
Tükendi

“Geçmişin, hepimize en parlak ve gerçek gelen kısmı kişisel geçmiştir, kişisel hafızadır. Geleceğin en karanlık veulaşılmaz kalması gereken kısmı ise kişisel gelecektir. Bilimsel kehanet, başka neolursa olsun, falcılık değildir. Kimsenininanacak kadar ahmak olmadığı ama herkesin gidecek kadar aptal olduğu o burç yorumlayan mükemmel insanlar, bugünlerdeçok bol olan o yasa dışı tarzda el falı bakan hanımlar, bilimsel kâhinlerle rekabetten korkmamalıdır. Geleceğin elde etmeyiumduğumuz bilgisi bireysel değil geneldir;kişisel irademizi engelleyecek ya da bizi sorumluluklarımızdan kurtaracak bir tür bilgiolmayacaktır.”

Geleceğin Keşfi


Basım Ayı/Yılı : 2020
Basım Yeri :
Baskı Sayısı : 1
Sayfa Sayısı : 64
Ağırlık : 64
En / Boy : 12 / 17
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Tipi : 2. Hamur
Cep Boy Durumu : 0
₺30,00
< 1 2 3 ... 13 >

Felsefe Kitapları

Felsefe Nedir?

Felsefe, var olanı düşünme üzerine odaklı bir bilim dalıdır. Kısaca düşünme bilimi de denilmektedir.  Tarih boyunca bilim insanlarının merakı felsefe biliminin çeşitli alanlara ayrılmasına neden olmuştur. Orta çağda din felsefesi, yeni ve yakın çağda ise fenomenoloji alanları ortaya çıkarak felsefi bilgi genişlemiştir. Bu durumda farklı konularda çeşitli felsefik kitaplar yazılmasını sağlamıştır. Bu kitaplar gerek okuma kitabi gerekse ders kitabı olarak okullarda okutulan felsefeyi daha iyi anlamaya yarayan edebi eserlerdir. Felsefe kitapları, soru sormanın önemi üzerine durularak, çeşitli sorunlar karşısında düşünmeyi akıl yürütmeyi ve soru sormanın önemini okuyuculara anlatmaya çalışmıştır. 

Felsefe ile uğraşan, felsefe biliminin gelişmesine katkı sağlayan insanlara filozof denilmektedir. Tarihte pek çok önemli filozof yetişmiştir. Bu filozoflardan biri olan Sokrates, insanın hakikate ulaşmak için felsefeden yararlanması gerektiğini vurgulamıştır. Sokrates’e göre insan ancak soru sorarak hakikate ulaşacaktır. Bu düşünceyi destekleyen başka filozoflarda vardır.  Bilgi nedir, nasıl ulaşılır, gerçek bilgi var mıdır gibi sorular felsefe biliminde düşünürlerin sorduğu sorular arasında gösterilebilir. Bu soruları soran filozofların her biri felsefenin gelişmesine katkı sağlayıp, felsefe ile ilgili kitaplar yazarak okuyucuların bilgilenmesine imkân sunmuşlardır. 

En İyi Felsefe Kitapları

Türk ve Dünya edebiyatında felsefe konulu birçok önemli felsefe kitapları yazılmıştır. Bu kitaplar okuyucuların beğenisini kazandığı için çok satan kitap listelerinde yer bulmuştur. Felsefe düşünce kitapları çeşitli kurgularla birleştirilerek roman haline de getirilmektedir. Bu şekilde daha kolay anlaşılan felsefenin amacı kitap severler tarafından daha sık okunmasına imkân sunmuştur. Felsefe hakkında yazılmış en iyi felsefe kitapları şu şekilde sıralanabilir:

 

  • Ütopya – Platon: Felsefe romanları içinde yer alan bu eserde Platon,  ideal devletin nasıl olması gerektiği hakkında bilgiler verilmiştir. İdeal devlette, işçiler, bekçiler ve yöneticiler diye üç ana sınıf olması gerektiği ve bu sınıflarda bulunan kişilerde olması gereken başlıca değerleri anlatmıştır. 
 
  • Poetica – Aristoteles: Aristo antik çağ filozoflarından biridir. O dönemde yaşamış devletlere kaynaklık eden bu eserde devlet toplum ilişkisinin nasıl olması gerektiği anlatılmış ve nasıl biçimleneceği konusunda bilgiler vermiştir 
 
  • Deliliğe Övgü – Erasmus: Eleştiri niteliğinde yazılmış bir eserdir. Bu eserde yazar dönemin kilisesine çeşitli eleştirilerde bulunmuş ve bağnazlığa karşı çıkmıştır. Eserde doğru, yanlış, bilgelik cehalet gibi kavramlar birlikte verilerek insanların sorgulama ve düşünme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. 
 
  • Böyle Buyurdu Zerdüşt – Friedrich Nietzsche: Bir filozofun hayata olan bakış açısını anlatmaktadır. Felsefe klasikleri içinde yer alan bu kitap günümüzde de çeşitli yayınevleri tarafından basılarak okuyucularına sunulmaktadır. 
 
  • Sokrates’in Savunması – Platon: Sokrates’in düşünceleri ve inançlarından dolayı şehrin tanrıları tarafından yargılanmasını konu edinmiştir. 
 
  • İdeal Devlet – Farabi: Türk edebiyatının felsefi düşünürleri arasında yer alan Farabi yazmış olduğu sayısız eser ile toplumu bilinçlendirmeyi amaçlamıştır. El Medinetül Fazıla olarak da bilinen bu kitap, toplumun sınıflara ayrılarak yönetilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ancak bu şekilde erdemli bir devlet oluşturabileceğini savunmuştur. 
 
  • Düşünceler – Blaise Pascal: Yazarın kendini anlattığı, rabbini algılayışı ve anlaması üzerinde durduğu felsefe klasikleri içinde yer almaktadır. Düşünceler kitabında insanın aciz olması, modern hayatın getirileri, insanların tutarsızlığı gibi kavramlardan bahsedilmiştir. 
 
  • Bulantı – J. Paul Sartre: Günlük tarzında yazılmış bir kitaptır. Günlük yaşamın sıkıntıları eleştirel bir bakış açısı ile anlatılmıştır. Kitabın ana kahramanı sadece dış dünyaya karşı değil kendi iç dünyasına da eleştiriler yapmaktadır. 
 
  • Kendime Düşünceler – Marcus Aurelius: Evren, doğa, akıl, ölüm, yaşam gibi konuların üzerine tutulmuş notlardan meydana gelen bir felsefi romandır. Yazar evrensel konuları kitapta işleyerek okuyan kişilerin ders çıkarmasını hedeflemiştir. 

En Çok Okunan Felsefik Kitaplar

İnsanlara soru sormanın önemini vurgulayan felsefe bilimi hem geçmişte hem de günümüzde ilgi duyulan bir alan olmuştur. Önemli felsefe kitapları aracılığı ile yayılan düşünceler evreni, varlığı, aklı, bilgiyi her türlü kavramı açıklamaya çalışmaktadır. Merak eden, sorgulayan ve eleştiren insanların felsefe ile ilgili kitaplar her dönemde büyük öneme sahiptir. Çünkü doğru düşünme insanı başarıya götüren başlıca eylemlerden biridir. Bunu da felsefe bilimi öğretmektedir. Bu amaçla yazılmış en çok satan felsefe kitapları şunlardır:

Ütopya – Thomas More: Felsefe klasikleri içinde yer alan bir eserdir. Bir adada geçen olay örgüsü ideal devlet yapısının nasıl olması gerektiğini vurgulamıştır. Okurlarına geçmişte yaşamış devletler ile şimdiki devletler arasında kıyaslama imkânı sunması açısından önemli felsefi kurgu kitapları içindedir.  

Sofie’nin Dünyası – Jostein Gaarder: Dünya edebiyatında farklı dillere çevrilmiş çok okunan ve çok satan felsefik kitaplar arasındadır. Felsefeyi öğrenmek isteyenlerin okuduğu bu kitap felsefe hakkında bilinmesi gereken her türlü kavramı açıklamaktadır. 

Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir – Epiktetos: Yazar kitapta Dünyanın geçici olduğunu, dünya malının ölümsüz olduğu gibi durumlara değinmiştir. Bunun yanı sıra gerçek mutluluğun tanrısal sevgiyle gerçekleştiğini vurgulamaktadır. 

Dava – Franz Kafka: En çok satan felsefe kitapları arasında yer alan Dava, İnsanın korkularını konu edinmiştir. 

Felsefenin Tesellisi – Boethius: Ünlü düşünürleri seçip bu düşünürlerin günlük yaşamdaki yaklaşımları hakkında bilgiler veren bir eserdir. Kitap 6 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm farklı filozof ve bu filozofun yaptıkları üzerinden çeşitli sorunlar ele alınmaktadır.

Felsefe Kitap Önerileri

Felsefe ile ilgili kitaplar Dünyanın her bir köşesinde okurlar tarafından ilgi gören edebi eserlerdir. Hem geçmişte hem de günümüzde felsefenin çeşitli alanlarını ilgilendiren felsefe düşünce kitapları insanların düşünce sisteminin gelişmesine ve olaylara farklı bakış açısı getirmelerine katkı sağlamaktadır. Hem Türk edebiyatında hem de dünya edebiyatında yazılmış çeşitli kurguları olan ve önerilen başlıca felsefe kitapları:

  • İnsanın Doğası Üzerine – David Hume
  • İsteme ve Tasarım Olarak Dünya – Arthur Schopenhauer
  • Yaratıcı Tekâmül – Henri Bergson
  • Özgürlüğe Uçuş – D. Steinberg Guzman
  • Toplum Sözleşmesi – J.J. Rousseau
  • Cahil Filozof – Voltaire
  • Kendileriyle Savaşanlar – Stefan Zweig
  • Etika – Spinoza
  • Bu Ülke – Cemil Meriç
  • Ermiş – Halil Cibran

Bu kitapların yanı sıra felsefeyi anlamaya çalışan okurlar için yazılmış, yeni başlayanlar için felsefe kitapları şunlardır:

  • Felsefe 101 – Paul Kleinman
  • Felsefe Nedir? – Gilles Deleuze
  • Felsefeye Giriş – Nigel Warburton
  • İtiraflar – J.J. Rousseau
  • Felsefe Tarihi – Ahmet Cevizci
  • Aylaklığa Övgü – Bertrand Russell

Felsefe Kitap Fiyatları

Felsefik kitaplar düşünme üzerine yazılmıştır. Antik çağda başlayan felsefe bilimi günümüzde de oldukça popüler bilim dallarından biridir. Bu amaçla kitapseverlere sunulmuş felsefi kurgu kitapları oldukça ilgi görmektedir. Bu kitaplar genellikle roman şeklinde yazıldığı için içinde ders niteliğinde birçok kurgu bulunmaktadır. Aynı şekilde felsefe öğretmen kitabı olarak da bilinen ders kitapları daha çok akademik bilgiler içeren çeşitlerindendir. Her iki türde de yazılmış kitapların fiyat farklılıkları bulunmaktadır. Bu fiyatlarda kitap tasarımı, sayfa sayısı, içerik yoğunluğu gibi etmenler oldukça etkilidir. Ayrıca en çok satan felsefe kitapları arasında yer alan popüler kitaplar, diğer felsefi kitaplara göre daha yüksek fiyat aralıklarında satışa sunulmuştur. 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı