“Sıra dışı bir kalpazanlık serüveni.”
Giancarlo, “Hedef üretim 10 milyon liret!” dediğinde, Alberto aldığı emre istinaden “Tamam patron” diyerek ivedilikle makinelerin başına geçti. Makineler, aynı bir köstekli saatin mekanizması gibi takır takır çalışıyordu. Çıkan sesler Giancarlo için adeta büyülü bir terapi gibiydi. Oturduğu koltukta gözlerini kapatarak kendisine kısa bir mola verdi ve zihninde çalmaya başlayan orkestraya konsantre oldu…
İtalya Merkez Bankası darphane çalışanı Giancarlo’nun macera dolu hayat hikâyesi…
Giancarlo Machiavelli, yetimlik ve öksüzlükten gelen yaşam mücadelesi, tehlikeli ancak bir o kadar dâhice planlanan kalpazanlık girişimi ve hayran kalacağınız zekâsı sayesinde kendisi gibi birçok insanın hayata tutunmasını sağlıyor.
Bakırhan’ın benzersiz kaleminden satırlara, nabzı yüksek aksiyon sahneleri ile birlikte mafyanın, emniyetin, din ve devlet büyüklerinin de dahil olduğu koca bir kaos dökülüyor. Yaşanan tüm bu karmaşa, olay akışı ve ustaca işlenmiş sürükleyici kurgunun sonunda ise sizleri, hayrete düşürecek bir final bekliyor.
İbrahim Bakırhan’ın, çok sevilen kitabı Kimsesizler Adası’nın ardından, bir solukta okuyup bitireceğiniz Da Vinci’nin Darphanesi ile İtalya tarihinde çıkacağınız eşsiz bir yolculuğa hazır olun!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 296
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2022
₺115,50

Onların Öyküsü, Bizim Öykümüz ve şu an elinizde tuttuğunuz Sizin Öykünüz… Üçüncü kitabımız için de güzel dilekler dileyerek ve kocaman umutlarla yola çıktık. Sizin Öykünüz’de de hedefimiz aynı; maddi imkânsızlıklar nedeniyle okuyamayan kız çocuklarımıza ulaşıp, onlara ışık olmak. Aldığınız her kitap, onların eğitimi için bir umut olacak. Yaptığımızın, daha fazlasını yapabilmek için yola çıktık. İnanıyorum ki, bu kitabımızla da o minicik ve masum yüreklere ulaşıp, güzel yüzlerindeki pırıl pırıl gülüşlere birlikte tanıklık edeceğiz. Aydınlık yarınlara…


Azra Akın / Bir Çocukluk Anısı
Berrak Tüzünataç / Hayali Arkadaşım Clara
Burçin Terzioğlu / Hayat Hanım
Caner Erkin / Canımsın Sen
Doğa Rutkay / Piraye’ye Mektup
Ebru Şallı / Nereden Bilebilirdim ki Ponçiğim
Ece Üner / Güneş’i Doğurmak
Gülay Kamaz / Benim Dostum Olur Musun?
Gonca Vuslateri, Pınar Öğün / İyola ve
Melem Cadısı
Kerem Bürsin / İsmim Kerem… Kerem Gibi
Mehmet Aslantuğ / Şair ve Şiir
Metin Hara / Mavi’nin Öyküsü
Ömür Sabuncuoğlu / Serap Anne
Sezen Aksu / Kardelen
Sinem Kobal / Altın Saçlı Kız


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 128
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2022
₺75,60

Ruhver Barengi, yayımlanan ilk öykü kitabı Metamorfoz ile gündelik hayatın tekdüzeliğinde sıkışan okurları fantastik bir yazınsal yolculuğa çıkarıyor.
Metamorfoz, yalnızlaşma, tükenmişlik ve yetersizlikle çevrelenmiş modern çağda ancak kendi içine kapanarak yaşamına devam edebilen günümüz insanlarının öyküsünü anlatıyor.
Bir yanda kalabalığın gürültüsünde muhatabına ulaşamayan günaydınlar, hep gölgede yaşamaya mahkûm gerçek hayatlar; diğer yanda buna dayanamayan ve varoluşunun nedenini çözmeye çalışanların gerçeküstü dünyaları.
Barengi, ilk yapıtıyla mizah, drama ve fantastik edebiyatın pek çok unsurunu bir araya getirirken çağdaş edebiyata yeni bir bakış açısı kazandırıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 96
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 1.2022
₺56,70

“Anadolu kaplanlarından bir müteşebbisin 70 yıllık iş tecrübeleri ışığında ibret veren yaşantısı.”

Hayatının dönüm noktasında olanlara...

Sanayici ve iş adamı Hüseyin ARICA, Türkiye’de 500 sanayici arasına girmiş, binlerce ton irmik, un, makarna, tahıl ve tekstil ürünleri ihraç etmiş, 13 adet fabrika kurmuş, ülkemize milyon dolarlar kazandırmış; girişimci, işkolik ve arı gibi çalışkan bir kişiliğe sahip, binlerce kişiye iş ve aş vermiş, yaşam savaşını hakkıyla kazanmış bir yazardır.

Satış gelirlerinin LÖSEV ve ÇYDD’ye bağışlanacağı bu kitapta anlatılanlar, Cumhuriyet tarihinde yaşayan Türk toplumundan manidar renkler sunmakla birlikte, adı olan “Nereden Nereye” isminin de içini doldurmaktadır. Eser çalışmak, üretmek ve büyümek isteyen insanlara yol gösteren bir rehber, iş yaşamına girecek herkesin de mutlaka okuması gereken bir yapıt özelliği taşımaktadır kanaatimce.

Kemal TÜRK
Eğitimci-Yazar


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 12.2021
₺195,72

Namık Kemal Biçer, Adana’nın bir köyünde başlayan yaşamında birçok badire atlatmış, büyük başarılar yakalamış ancak büyük çöküşler de tatmış bir iş insanıdır. Bir otobiyografi olan elinizdeki kitapta, yazarın yaşamının arka fonunda Türkiye’nin 40 yıllık ekonomik, siyasi ve sosyokültürel tarihini de okuyacaksınız.

Biçer’in yaşamında giriştiği ticari faaliyetlerde yolunun kesiştiği Süleyman Demirel’den Sakıp Sabancı’ya, Deniz Baykal’dan Sedat Peker’e, Mustafa Koç’tan Zülfü Livaneli’ye, Gaffar Okkan’dan Hanefi Avcı ve Ahmet Kaya’ya kadar pek çok ünlü ismin de dahil olduğu bu hikâye, yolun başında olan veya yolu kaybettiğini düşünen birçok insan için ilham verici bir edebi lezzet vaat ediyor. Yolu bir dönem politikayla da kesişen Namık Kemal Biçer, namı diğer Pink Namık, Türk siyasetine dair anekdotları nüktedan bir dille aktarırken, “CHP’de Kürt açılımı”nı bizzat başlatmış olmak gibi hikâyelerle de şaşırtıcı bir bakış açısı sunuyor.

“32 yıllık ekonomi gazeteciliği yaşamımda duayen iş insanı Sakıp Sabancı dahil yüzlerce patronla röportaj yaptım. Yaşamları, düşünceleri, başarılarına dair sorular sorup, yanıtlar aldım. Ancak az sayıda kişinin yaşamöyküsünden etkilendim. Namık Kemal Biçer, etkilendiğim iş insanlarından biri oldu. Bu kitabı, kariyer hedefine girişimciliği koyan herkese öneriyorum. Başarıyla başarısızlığın, şansla talihsizliğin, güzellikle çirkinliğin, inişlerle çıkışların bu kadar güzel harmanlandığı ilham veren bir yaşamı okumak herkese iyi gelecek.”

Mehmet Uluğtürkan
Gazeteci


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 300
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2021
₺110,04

“İşte bu kitap, oğluma yazdığım mektubumdur, yüreği daima vatan sevgisiyle dolu iki arkadaşın hayallerini gerçekleştirme hikâyesidir.”

Edebiyatımızın güçlü kalemi Zülfü Livaneli, Cumhuriyet’in kurucusu ve yirminci yüzyılın büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatıyor.

Tanışma hikâyelerinden Cumhuriyet’in kuruluşuna giden zaman içinde tüm yaşananlara eşlik eden bir dostluk; bir hayali gerçek kılan iki yürekli insan: Salih Bozok ve Mustafa Kemal Atatürk.

Arkadaşıma Veda, can dostu, silah arkadaşı, sadık yaveri Salih Bozok’un gözünden Mustafa Kemal Atatürk’ü, okul ve askerlik hayatını, annesiyle kurduğu ilişkiyi, doğa ve hayvan sevgisini aktarıyor.

Altı yaşında Selanik’te başlayıp 10 Kasım 1938’de İstanbul’da fiziki varlığı sonlanan bu yoldaşlık hikâyesi, Zülfü Livaneli’nin kalemi ve Ergün Gündüz’ün çizimleriyle..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 172
En / Boy : 13.7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2021
₺147,50

“...Boşa geçen zamanın anlamını hangi sözcükler anlatabilirdi ki? Bu basit ama keskin düşünce, bütün diğer düşüncelerinin birbirine kenetlendiği ağlara bir bıçak gibi düştü ve bütün düşünce bağlarını koparıp attı. Öyle umutsuz, öyle kaçınılmaz bir düşüştü ki bu, birden nefesinin kesildiğini ve dizlerinin tutmadığını hissetti. Duvara yaslandı. Çiseleyen yağmurun ıslattığı bir kedi bacaklarına sürtündü. Şakaklarındaki zonklama, zamanı, yere dökülen yağmur tanelerine hapsederek yavaşlatmıştı. Bu taneler alnına damlıyor, burnunun kavisinden, birkaç günlük sakalına süzülüyor, kaybolup, yok olup gidiyordu. Zamanı elleriyle tutmayı denedi. Olmadı...”

Düşüş; hayatın anlamını, çocukluk arkadaşı iki ana karakterin İstanbul’dan Los Angeles ve San Fransisko’ya sürüklenen hayatları üzerinden felsefi, edebi, politik ve tarihi bir çerçeveye eşlik eden derin kurgusuyla sorguluyor. Bu varoluşçu sorgulama, karakterlerin yazdıkları öyküler ve izledikleri filmlerle, gördükleri rüyalar ve Platonik felsefeden postmodernizme, Aydınlanma’dan İbn-i Rüşd’e uzanan çarpıcı diyaloglarla gerçekleştiriliyor. Gerçeğin ve kayıp zamanın peşine düşme, özgürlük, erdem, bilgi, ölümsüzlük, sıradanlık, hayal kırıklığı, aşk ve yalnızlık metaforlarının satırlara başarılı bir şekilde nüfuz etmesinin yanında; Doğu-Batı karşılaşması kitabın temel çerçevesinde derin bir şekilde hissedilirken, okuyucu üst kurmaca tekniği ile roman içinde bir romanla karşılaşıyor.

Roman bir yandan Batı felsefesiyle örülmüşken, bir yandan Doğu düzleminde oryantalizm, modernleşme  ve Batılılaşma kavramlarına teorik olarak yeni bir bakış sunuyor. Yazarın yayın dünyasına attığı ilk adım olan Düşüş, karakterlerin kendilerini keşfetme yolunda sarsıcı, umutsuz aşk hikâyeleriyle birlikte; okuyucuyu düşünmeye, sorgulamaya ve anlamaya iten sürükleyici kurgusuyla ve buna eşlik eden başarılı üslubuyla derin araştırma, çalışma ve akademik bir birikimin ürünü olduğunu gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 464
En / Boy : 13.5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺174,30

Sabahları Seven Akşamsefaları;

Covid-19 salgınının dünyayı dört bir koldan sardığı ilk dönemde, insanlardan kaçıp sadece doğallığı ve huzuru barındıran bir sığınak arayışındaki çiftin; karavan ile yaptıkları uzun, bol maceralı ve bir o kadar da sevgi dolu yolculuğunu anlatıyor.

Kitap, bu yolculuk sırasında sağlığın, doğal güzelliklerin, aile bağlarının, sevgi, saygı ve iyiliğin önemini akıcı bir üslup ve sürükleyici bir kurgu ile okuyucuya aktarıyor. Karakterlerimiz bu yolculuğun sonunda ise büyüleyici güzellikte, her şeyiyle doğal, saf ve olağanüstü sürprizlerle dolu bir yöreye ayak basıyorlar. Karşılaştıkları yörede onları neler bekliyor?

Gündemimizi uzun zamandır meşgul eden Covid-19 salgınına bir nefeslik ara vermek; gerçek  ve saf sevginin varlığına, sabahları seven akşamsefalarının mucizelerine tanık olmak isteyen okurlara...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 392
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺144,90

Celal Güzelses, müziğe ve sanata âşık bir adamın portresidir. Türk halkı onu “Şark Bülbülü” olduktan sonra  tanıdı; o, bu unvanı almadan önce Atatürk’ün övgüsüne mazhar olmuş, dönemin diğer büyük sanatçıları Safiye Ayla, Münir Nurettin Selçuk gibi isimler tarafından takdirle anılmıştı. Şark Bülbülü olduktan sonra hayatında bir değişiklik olmadı, yine Diyarbakır’ına döndü, ücretsiz konserler verdi, öğrencilere destek oldu, konserlere giderken yanında eşi Nevriye Hanım’ın hazırladığı yemekleri götürdü. Onu sadece bir müzik adamı olarak tanıtmak yetersiz kalır, o aynı zamanda bir öğretmen, iyilik timsali bir insan. Diyarbakır Halk Musikisi Cemiyeti’ni kurarak gençlere önayak oldu, onlarca öğrenci yetiştirdi, Diyarbakır’ın sözlü sanatını Türkiye’ye tanıttı...

Ölümünün üzerinden 60 yılı aşkın zaman geçti ama hâlâ eserleri dinleniyor, yeniden yorumlanıyor.

Elinizdeki kitap, işte böyle bir şahsiyeti yakından tanımaya olanak sağlıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺64,40

Bir sabah bambaşka biri olarak uyanan İrfan... Onu çöküntüsünden kurtarmak için götürdüğü ve çok saygı duyduğu hocadan istediklerini alamayınca ilk bulduğu kızla evlendirmeye çalışan annesi Naciye... Bu macerada kendisine yardım edebilecek tek yol arkadaşı, ahretliği, kırk yıllık komşusu, unutkanlık hastalığından mustarip Remziye... Gelin adayı, gördüğü erotik rüyaları gerçekten yaşadığı duygusuna sık sık kapılan İsmihan...

Oya Denizyaran’ın romanı tam bir karnaval! Okuduklarınızı hem çok komik hem de çok duygulandırıcı bulacağınız için gözyaşlarınızı tutamayacaksınız... Rengârenk karakterlerle dolu bir kitapla karşılaşmaya hazır olun!
Mario Levi

“Kayıpların evlerinde kaplamış oldukları alanlar bomboş, kıpırtısız duruyordu. Beklenmedik gidişleri, eskiden var oldukları yerdeki zamanı da durgunlaştırmış, saydamlaştırmıştı. Kedinin sepeti salondaki büfenin yanında olanca yalnızlığıyla Latife Hanım’ın içini burkuyordu. Canfeda, yatağının Muzaffer tarafını tek bir kırışıklık olmaksızın yarı yarıya örtülü tutuyordu. Remziye’nin eviyse bıraktığı andaki tuhaf düzen içinde hüzünle sahibinin gelişini bekleyerek eskimeye başlamıştı bile. Daha şimdiden musluk contaları paslanmış, tavanlar ve pencere pervazları örümcek bağlamış, fotoğrafların üzeri tozlanmış, şalına yansıyan güneş ışınları parlak turuncumsu rengini soldurup bozartmıştı.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺107,10

“Ustaca işlenmiş sürükleyici bir hikâye. Okurlara bir armağan.” Rafia Zakaria“

Derin kesen ince bir hançer bu kitap.” Keija Parssinen

Edebiyatımızın usta kalemi Zülfü Livaneli’den güçlü bir aşk ve inanç hikâyesi.

Ünlü edebiyatçı bu kez kalemini sınırboylarında gezdiriyor.Ortadoğu’daki savaşın ve IŞİD zulmünün en çok etkilediği insanların, Ezidi kadınların ve çocukların yaşadıklarını cesurca aktarıyor.İstanbul’da gazetecilik yapan İbrahim, bir sabah, çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölümünü haber masasında buluyor. İşte bu ölüm, İbrahim’i neredeyse tüm bağlarını kopardığı köklerine, Mardin’e doğru bir yolculuğa çıkarıyor ve Meleknaz’la tanışmasını sağlıyor. İbrahim, ölmüş arkadaşının sevdasını devralır gibi Meleknaz’a âşık oluyor ve giderek Hüseyinleşiyor.Huzursuzluk, bir yandan Ortadoğu’nun en insafsız hallerini, savaşı, yokluğu, mülteci kamplarını ve kadın düşmanlığını gözler önüne seriyor; diğer yandan Mezopotamya topraklarının geçmişine ve bugününe empatik, sorgulayıcı bir bakış sunuyor. İnsan doğası üzerine destansı bir anlatı sunan Livaneli, asırlardır bu coğrafyada yaşayan halklara, tarihlere, inançlara ve hikâyelere ses veriyor.Türkiye’de yayımlandığı günden itibaren büyük yankı uyandıran, çevirileriyle dünya çapında okurlarla buluşan Huzursuzluk, son olarak İngilizceye çevrilerek yayınlandığı ABD’de büyük övgüler aldı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 160
En / Boy : 13.7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺101,50

“Ömür boyu süren bir aşk üzerine harika bir kitap.” Frankfurter Allgemeiner Zeitung

“Klasikler gibi okunan bir senfoni.” Neue Zurcher Zeitung

“Serenad, Türk edebiyatında kalıcılaşacağı gibi, dünya edebiyatında da önemli bir yapıt olarak yerini alacaktır.”
Prof. Dr. Onur Bilge Kula

“Yılın Favori Kitabı” Boston Globe Okurları - “Yılın En İyi Kitabı” PopMatters

2. Dünya Savaşı sırasında batırılan bir mülteci gemisinin hikâyesine dayanan bu etkileyici romanda, Almanya doğumlu yaşlı bir profesör, sevgili karısını en son gördüğü yeri ziyaret etmek için Amerika’dan İstanbul’a gelir. Maya Duran, İstanbul Üniversitesi’ndeki zorlu işi ile genç bir oğul yetiştirmenin zorluklarını dengelemeye çalışan bekar bir annedir. Maya, üniversitenin daveti üzerine gelen Prof. Maximilian Wagner’i ağırlamakla görevlendirilir. Başta, etrafında gelişen olaylara ve Profesör’e karşı kayıtsız görünse de altmış yıllık bu esrarengiz hikâye sayesinde kendi kökleriyle ilgili üstü kapatılan pek çok karanlık gerçeği yavaş yavaş öğrenir.

Yaklaşık 800 Yahudi mültecinin kendilerini Filistin’e taşıyan geminin Türkiye kıyılarında torpidolanması sonucu hayatını kaybettiği 1942 Struma felaketinden esinlenen Serenad, hem dokunaklı bir aşk hikâyesi hem de krizdeki insan ilişkilerinin gücünün unutulmaz bir anlatısı.

Pek çok dile çevrilen, özellikle İngilizce edisyonuyla dünyanın dört bir yanında okurlarıyla buluşan Serenad, müzik, edebiyat ve yakın tarihin iç içe geçtiği bir Livaneli romanı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 13.7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺152,50

“Odada çıplak, arkası dönük bir kadın vardı. Beli ince, kalçaları genişti. Kürek kemikleri belirgindi. Narin boynu uzun saçlarının arasından belli belirsiz görünüyordu. Yataktan doğrulup tam karşıdaki aynada kadının yüzünü görmek istedi, ama boynundan aşağısı hissizdi, kımıldayamadı. Kafası dışında hiçbir uzvuna söz geçiremedi. Dehşete kapıldı. Çığlıkları içinde boğuldu. Ağzını oynatıyorsa da sesi çıkmıyordu. Tam o anda kadın yüzünü ona çevirdi. Yüzünde, gözlerinin olması gereken oyukların içi boştu. Ağzının olması gereken yerde hiçbir şey yoktu. Çıplak kadının ağzı yoktu.”

Gece yarısı çıkılan bir yolculuk, yol kenarında bulunan kırık bir telefon, Şile’de ormanlık alana fırlatılmış bir kadın cesedi...

Burada herkes biraz suçlu, herkes biraz huzursuz, herkes biraz kayıp. Burada Herkes Çıplak!

Hayatı sevgi dilenmekle geçmiş bir kadın, karanlık çöktüğünde sayıklanan gerçeklerle uyanıyor yıllardır süren kâbusundan. Kendini bulmak için çıkıyor yola, öyle bir yol ki sonunda doğum da var ölüm de. Yaşanmışlık kokan kelimelerin arasında bir suçlu ararken kendinizi bulacağınız bu roman beklenmedik sonuyla uzun süre hafızanızdan silinmeyecek.

“Elif Şakar karşımıza hem soluk kesici hem de duygulandırıcı bir romanla çıkıyor. Ataerkil bir aile yapısında, mesleği ve evliliği de dahil, hep istenenleri yapmış Nazlı’nın kendisini var etme mücadelesinde etrafındaki insanları nasıl değiştirdiğini hayranlıkla okuyorsunuz. Karakterlerin her birinin hikâyesinde ayrı bir derinlik var. Bizde farklı sorular sorma ihtiyacını uyandıran hikâyeler bunlar. Nazlı’nın çığlığı öyle çok kadının çığlığı ki...”

Mario Levi


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2021
₺112,00

“Ölümden korkuyor musun?”
“Ölüm korkumu öldürdüm ben.”
“Nasıl?”

“Çünkü onun, bir odadan diğerine geçmek kadar basit olduğunu biliyorum artık.” Betül Kılıç, politik ve mistik ögelerle bezeli yeni romanında bir on üçüncü yüzyıl aşk hikâyesi anlatıyor.

Felaketin Hatırası, Venedikli tüccar Lorenzo ve onun hayatına yön veren aşkından hareketle farklı dinlerden ve devletlerden olma hallerine, aşk uğruna göze alınanlara, insanın sınırlarından varlık-hiçlik tartışmalarına uzanan masalsı bir anlatı sunuyor.

Felaketin Hatırası, Anadolu tarihindeki egemenlik çatışmaları ve işgaller, saray entrikaları ve bu entrikaların halka yansımaları hakkında gerçeğe dayalı kesitler sunarken; dönemin hâkim inanışlarına, sufiliğe, büyü ve büyücülere dair de pek çok anekdot aktarıyor.

Elinizdeki roman, bir yandan aşkın ve fedakârlığın en güzel örneğini veriyor, diğer yandan ise insanın nefsi ile imtihanına, sabır savaşına dair çok şey söylüyor. Felaketin Hatırası, Betül Kılıç’ın güçlü kalemiyle…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13.5 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2021
₺92,40

Napolyon; İskender, Hannibal, Sezar’ın toplamından daha fazla savaş yönetmiştir ve Avrupa’nın (Batı’nın) gelmiş geçmiş en büyük generalidir.

Napolyon’la aynı dönemde yaşayan ünlü Alman şair ve filozofu Goethe’nin Bourrienne’in Hatıraları eserinden: “Gazetecilerin, tarihçilerin ve şairlerin Napolyon’un etrafında oluşturdukları tüm bu şöhret bulutu, tüm bu hayal âlemi, bu kitabın korkutucu gerçekliği karşısında yok oluyor; fakat kahraman burada hiçbir şekilde küçülmüş olmaz; tam tersine büyür. Bundan öğrendiğimiz şey, herhangi bir kişi bunu söylemeye cesaret ettiği zaman, gerçeğin ne kadar muhteşem bir şey olduğudur. Napolyon’un hayatı kaderin eliyle yazılmış büyük bir destandır; bunun tüm anlamı kendisini, hayal gücünü başıboş bırakan kişiye değil, fakat kadere inanan kişiye açıklanabilir. 

Böylece, aynı şekilde, ölümlü bir insanın bin yılda sadece bir kez gerçekleştirdiği trajedi, bu sayfaların okuru için yeniden oluşturulmalıdır. O, bir insanın özgüven ve cesaret, tutku ve hayal gücü, çalışkanlık ve iradeyle elde edebileceği her şeyi elde etti. Bugün en yetenekli insanlara mümkün olan her yolu açmakta olan devrimler çağında, Avrupa’nın ateşli gençleri önlerinde hem örnek hem de uyarıcı olarak, Batı’daki tüm insanlar arasında en şiddetli olayları yaratan ve bunların ıstırabını çeken bu kişiden daha büyük bir adam bulamaz.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 144
En / Boy : 13.5 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2021
₺101,50

Mussolini, 1939’da tüm faşist yetkilileri Roma’da toplayarak, şu konuşmayı yaptı: “Bir araya geldiğimiz şu saatlerde, bir fırtına sadece Avrupa haritasını karıştırmakla kalmıyor, aynı zamanda kıtaları da birbirine katıyor. Bu olaylardan etkilenmememiz mümkün değil, İtalyan halkı fırtınada dümeni tutan kişiye soru sorulmaması gerektiğini iyi bilir. Balkona çıkmamı bekleyin. Balkona çıktığımda ve beni dinlemesi
için İtalyan halkını topladığımda bilin ki durum değerlendirmesinde bulunmayacağım, aksine herkese tarihi kararlarımı açıklayacağım.”

Halk, Benito Mussolini’yi Shakespeare’in Romeo ve Jülyet oyunundaki Jülyet’e benzetti ve fısıltılar başladı:
“Kaderimiz Jülyet’e bağlı.”
“Jülyet kim?”
“Hani Romeo’nun balkona çıkmasını beklediği Jülyet var ya!” Savaşın üç ila dört ay süreceğini hesaplayan Mussolini, balkona çıktı ve savaş ilanı konuşması, sadece on dakika sürdü… Savaş dört yıl devam etti ve Mussolini’nin trajik bir şekilde öldürülmesine sebep oldu…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 140
En / Boy : 13.5 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2021
₺101,50

30 Nisan 1945 saat 13.10’da, intihar etmelerinden 50 dakika önce; Hitler, yanında Eva Braun olduğu halde, sığınağındaki toplantı salonuna geldi. Çalışma arkadaşları kadın ve erkeklerin ellerini tek tek sıkarak onlara veda etti.

Frau Goebbels altı çocuğunu öldürttükten sonra hayatına son verecekti. Hitler, Frau Goebbels’in önüne gelince, kendisinin cesaretine hayran kaldığını söyledi. Göğsünde bulunan Nasyonal Sosyalist Parti’nin altın madalyasını çıkardı ve kadının bluzuna taktı. Sonra yaveri Heinz Linge’ye dönerek kesin bir dille şunları söyledi: “Allahaısmarladık Linge. Belki de beni hayatta sizin kadar kimse tanımadı. 1935 yılından beri yanımdasınız. Gölgem oldunuz. Yaşamanızı, mutlaka yaşamanızı istiyorum. Hakkımda çok kötü şeyler anlatacaklar. Galip devletler, hakkımda en kötü şeyleri söyleyeceklerdir. Bütün yaptıklarımı, bütün eserlerimi ortadan kaldırmak isteyeceklerdir. Bu uğurda ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını biliyorum...”

Hitler ve Linge’nin yanına gelen Eva Braun da Linge’den bir ricada bulundu: “Allahaısmarladık Linge. Sizden büyük bir hizmet isteyeceğim. Eğer buradan çıkarsanız ve kız kardeşimi görürseniz, kocasının kurşuna dizildiğini söylemeyin. Yalnızca ona, kocasını Rus askerlerinin öldürdüğünü söyleyin.”


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 152
En / Boy : 13.5 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2021
₺105,00

“Kollarınız dövüşmek, ayaklarınız koşmak, aklınız düşünmek için yeterince kuvvetli değilse; parça parça olursunuz sizi sevenlerin (!) ellerinde...” Elinizdeki roman okuyanları yaşamın en keskin noktalarında bir gezintiye çıkarıyor. Zaman-zamansızlık, korku-cesaret, merhamet-zulüm, hatırlama-unutma ikilemleri üzerine düşündüren Gece Köpekleri, dikkat çekici bir kurguya sahip. Okurlarını aile değerlerinden ahlaki baskılara kadar bıçak sırtı pek çok konuda korkusuz bir sohbetle karşılayan yazar, kimi zaman bir sanrı kimi zaman bir haberci gibi görünen Merek ile bizleri tanıştırıyor. Levent Karakoç, yazın dünyasına giriş yaptığı romanı Gece Köpekleri ile hepimizi insan ruhunun karanlık dehlizlerine davet ediyor.

Levent Karakoç Levent Karakoç, 1971 yılında Ankara’da bir ameliyathanede doğdu. Kalp hastası olan annesine aşırı düşkün olan subay babası, doktoru uyardı doğumundan önce. “Oksijeni ihmal etmeyin… Kalbi zayıf, oksijeni ihmal etmeyin.” O zamanlar subaylar sert, babası kayaydı. Doktorlar çekinirdi. Çekindiler. Oksijeni ihmal etmediler doğum sırasında. Hemşirenin, doğumun tam ortasında annesinin ağzına oksijen yerine anestezi maskesini dayadığı ana kadar her şey normal gidiyordu Levent’in hayatında. Anne bayıldı, ıkınma refleksi durdu, Levent daha doğamadan doğum kanalında sıkışıp kaldı. Artık kendisini dışarıya itebildi mi bilmiyorum ama doktorlar dışarıdan kafasını tıbbi bir kaşıkla tutup çekerek çıkarttılar. Her bebeğin o kanalda kaldığından daha fazla kaldı ve daha çok sıkıştı Levent. Ama pes etmedi. Hayatı, bu inatla başlar işte. “Her şeyin herkes için bitmiş gibi gözüktüğü bu gün, benim mücadelemin başlangıcının ilk günüdür” lafı, belki de bu sebeple hayat düsturudur. O kanaldan kurtulup baskın karakterli, başarılı, otoriter iki ebeveyn ve bir ablanın arasına doğar Levent. Büyüyüp genç olmaya başladıkça, herkeste olmayan özelliklerini keşfeder Levent. İçinde çaresizce çırpındığı “sevilmek ve onaylanmak bataklığından” kafasını çıkartıp nefes alabildiği yegâne zamanlar, girdiği her ortamın özelliklerini keşfedip oraya uyumlandığı ve bir süre sonra da oranın en aranan kişisi olduğu zamanlar olur. Üniversite lisans diplomasına kadar eğitimini alır, en az bir yabancı dil öğrenir, iş kurar, para kazanır, ev alır, araba alır, evlenir, baba olur… Çağla birlikte gerçekler değiştiğinde, geçmiş denilen şeyin, aslında hiçbir zaman unutulmayacak bir “şimdi” olduğunu da böylece anlar. Tecrübe sahibi bir yetişkin olarak; yıllar sonra artık düşünmek, konuşmak, anlatmak için kalbinde ve beyninde depolayacak yeri kalmadığında başlar Levent’in yazım hayatı da. Toplumun gösterdiği yolla edindiği bütün avantajları bırakıp, sadece yazmaya yönelme kararını böyle alır. Bir rüyayla doğan Gece Köpekleri, yazarın yayımlanan ilk romanıdır. Bittiği halde yayımlanmamış kendi doğma zamanlarını bekleyen bir adet daha romanı ve iki yüze yakın şiiri olan Levent Karakoç, yaşanılan tüm hayatların bir yanılsama olduğunu bilir. Gerçekliğin, doğrunun, sevginin, nefretin ve kalan tüm duyguların tanımlamalarının da zamanla değişeceğini bilir. Bu sebeple yazar; özünü bilmeye, korumaya ve kıyafetlerinin üzerine yapışmamasına özen gösterir. İnsanın kendi özünün geçmişini bilmesi iyidir…

Sayfa Sayısı 248

Ebat 13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod 9789751042838

 

 

₺107,80

Dünya Şarap Atlası’nınilk baskısı, 1971’de çıktığında yayıncılık için bir dönüm noktasıydı. Şarap yarım yüzyıldan fazla bir süredir gelişiyordu ve geliştikçe karmaşık yapısını anlamak isteyen herkese sunacağı şeylerin sayısı giderek arttı. Tamamen güncel bilgilerle hazırlanan bu Atlas, şarap dünyasına yeni okuyucular tanıtacak ve eski dostları yeni bölgelere taşıyacak.

Dünya Şarap Atlası’ndaiklim değişikliğinin etkileri, sürdürülebilirliğe doğru ilerlemeler, şarap stilleri ve şarap yapımındaki bir dizi yeni teknik ve zevk yansıtılıyor. Şarap bilimindeki son radikal ilerlemelerden çok az bölge etkilenmedi ve bu metin neyin en önemli olduğunu ve hangi üreticilerin hızı belirlediğini gözden geçiriyor. Atlas boyunca, toprak, iklim ve üzüm çeşitlerine ilişkin temel bölgesel bilgiler özetlenerek okuyucuya aktarılmıştır.

Atlas, okuyucuların şaraplar ve kaynakları arasındaki bağlantıyı anlamalarına yardımcı olan, özel olarak oluşturulmuş toprak haritaları da dahil olmak üzere dünyanın şarap manzarasının 230 benzersiz ayrıntılı haritasına sahiptir. Ve açıklamalar, haritalardaki üreticilere, yerlere ve özel ilgi alanlarına işaret eder.

Dünyanın en saygın şarap yazarı ikilisi Hugh Johnson ve Jancis Robinson, her şarap severin bilgi arzusunu tatmin edecek ve okuyucuları şarap dünyasıyla güncel hale getirecek bir klasik yaratmak için bir kez daha güçlerini birleştirdi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 416
En / Boy : 22.9 / 29.2
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺851,90

“Zamane aşkları” diye nedensiz dememişler; zamana uygun dışı parlak, süslü, içi bomboş oldu aşklar...

Herkes aşkın peşinde ama aslında aradığının ne olduğundan da bulduğunda onu tanıyabileceğinden de emin değil! Öylesine şekil değiştirdi ki duygular, uğruna harcanan emek de, sevginin tanımı da, aşkı sahiplenme biçimi de bir başka artık...

Deniz ve Cansel; yıllardır süregelen bir beraberliğin içinde birbirlerinin canını acıtarak, inciterek, neşeden çok gözyaşı vererek, sadakatten uzak sürdürüyorlar hayatlarını... Sonra bir gün Güneş geliyor ve bu sarmal ilişkiden çekip alıyor Deniz’i... Onu mutlu etmeye, iyileştirmeye çalışırken, kendilerine sevgi dolu bir dünya inşa ederken fark ediyor aslında değişmeye başladığını, kalbinin rahat olmadığını, değerlerine savaş açtığını...

Aşk insanı değiştirmeli mi, tamamlamalı mı? Şifacı rolü ile giriyorsak bir başkasının yaşamına, o ilişkiden fayda gelir mi? İyileşmemiş biri, bir başkasına mutluluk getirir mi? Yalnızlık bir kader mi yoksa seçimlerimiz mi taşır bizi o istenmeyen durağa? Tüm bu sorulara yanıt ararken Güneş, aslında gerçek aşkın nasıl olması gerektiğini de öğreniyor, geride bırakarak yalan sevdaları, gelip geçici hevesleri... Ne de olsa Bazı Aşklar Yenik Başlar...

Günümüz insanının aşkla imtihanı, kendi öykülerinizi sorgulatırken, sizi içsel bir yolculuğa da çıkaracak..


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13.7 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺84,70

''Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol”

Mevlânâ

Hayatın en acı yüzüyle çok küçük yaşta tanışan ve ailesiz kalan Ahmet Bey’in münzevi hayatının ortasına bir cinayet haberi düşüyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, bir cinayetin gölgesinde kardeşlik bağı, aşk, arkadaşlık, ihanet gibi insana dair tüm duyguların ve duygusuzlukların anatomisini çıkarıyor.

Geçmişle hesaplaşmanın bambaşka bir boyut kazandığı Kardeşimin Hikâyesi, önyargıların kırılması ve başka düşünüş biçimleri sunması bakımından da edebiyatımıza önemli bir katkı. Livaneli bu romanıyla “insan soyunun en soylu duygusu” aşkın, anlamını ve biçimlerini merak unsuruyla başarılı bir şekilde harmanlarken okuyanlara muazzam bir deneyim yaşatıyor.

Edebiyatımızın güçlü kalemi Livaneli, sadece bir cinayetin tanıklarını değil, geçmişin gölgesi yüzünden bugününü yaşayamayanların hikâyesini de anlatıyor. Elinizdeki roman, unuttuklarımıza ve hatırladıklarımıza çıplak gözle bakmamızı sağlayan, hafızalardan silinmeyecek bir insanlık anlatısı...

Kardeşimin Hikâyesi akıcı üslubu ve sürükleyici kurgusunun yanı sıra tüm muhtemel sonları geride bırakan sürpriz finaliyle başucumuza yerleşiyor.

Türkçede çok sayıda baskısı ve dünya dillerine çevirisi yapılan; yayımlandığı günden itibaren çok satan ve çok okunan kitaplar listesinde zirveyi koruyan Kardeşimin Hikâyesi, Rusça çevirisiyle de okurların beğenisini kazandı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 13.5 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺124,50

Leyla’nın Evi, insanlığın en yıkıcı sorunu göç ve en temel ihtiyacı barınma konularını merceğe alan bir İstanbul romanı.
Edebiyatın güçlü kalemi Zülfü Livaneli’nin gözlem yeteneği ve edebi gücüyle harmanlanan elinizdeki eser Leyla, Roxy, Yusuf ve Ali Yekta Bey’in hayatlarının birbirine karışma hikâyesini anlatıyor.
Usta edebiyatçı bu kez “mülk trajedisine” odaklanıyor. Hayatın olağan akışında bir araya gelmesi mümkün olmayan karakterler üzerinden aşktan paraya, modernizmden geleneğe, birçok konu tartışmaya açılıyor.
Bir yanda yalılarda büyüyen ve varlığını “unutmamak” üzerine inşa eden Leyla Hanım, diğer yanda “anın” hırsları ile çevrelenmiş insanlar… Bir yanda hayattaki tüm prangalarına, hatta ailesine ve adına dahi meydan okuyan Roxy, diğer yanda geçmişi sır olarak kalmaya mahkûm edilenler…
Zülfü Livaneli’nin edebiyatımızda özel bir yer edinen romanı Leyla’nın Evi, tarihi motifleri içeren zengin arka planıyla İstanbul’un değişen çehresini merkeze alırken, okurları geçmiş ve bugün arasında sorularla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Peki, bu yolculuk bir kuşak çatışması mı yaratacak, yoksa kuşaklar arası bir köprü mü kuracak?
Leyla’nın Evi, iktidar ve güç sahibi olmanın tehlikesine karşı her satırında mücadele ve umudun şarkısını mırıldanan bir Livaneli anlatısı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13,7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺348,60

“Che Guevera’nın bir kitabından başladılar yakmaya. Kitap olduğu gibi atılsa yanmazdı. Önce kitabın kapağını yırtıyorlar, sonra beşer onar sayfa tutup, dikiş yerlerinden ayırıyorlardı. İpli olanları zor ayırdılar.”
Arafat’ta Bir Çocuk 12 Mart Muhtırası’nın etkisi altında yazılan, birbirinden bağımsız sekiz hikâyeden oluşuyor. Bir kuşağın, ömrü boyunca izini taşıyacağı sürgün günlerini anlatıyor.
Usta edebiyatçı Livaneli’nin kendi hayat deneyiminden damıtarak kaleme aldığı bu hikâyeler, sürgün hayata dair olağanüstü gözlem ve tasvirlerle örülüyor.
Zülfü Livaneli, bu kez hayal kırıklığına uğramış, aldanmış, yalnız ve melankolik insanları anlatıyor.
Karakterlerin travmaları ve iç hesaplaşmaları apaçık göz önüne seriliyor. Edebiyatın en eski temalarından olan ve hâlâ güncelliğini koruyan sınırlar, gurbet ve mültecilik konularına odaklanıyor.
İsim babalığını Yaşar Kemal’in yaptığı ve ilk kez 1978 yılında yayımlanan Arafat’ta Bir Çocuk, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında ilgi gören bir edebiyat yapıtı. Almanca ve Farsça gibi dillere çevrilen, Almanya ve İsveç’te televizyona uyarlanan bu eser yeni basımıyla okurlarla buluşuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13,7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 9.2021
₺319,20

Toplumsal konulara duyarlılığı ile tanınan edebiyatçı ve fikir adamı Zülfü Livaneli, bu kez Ege balıkçılarının ve hayal kurmaktan bile mahrum bırakılan göçmenlerin kaderine eğiliyor. Usta edebiyatçı Livaneli, Balıkçı ve Oğlu ile son yılların en can yakıcı ve büyük dramı “göçmenliği” balıkçı Mustafa, Mesude ve Samir bebek üzerinden anlatıyor. O güne dek sıcak evlerinde televizyondan izledikleri haberlerden aşina oldukları ölü insan bedenleri ve yarı ölü bir bebek evliliklerinin tam ortasına düşerek bir bomba etkisi yaratıyor; aile ilişkilerini bambaşka bir çehreye büründürüyor. Balıkçı ve Oğlu, Ege’nin tarihinden bugününe, balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara, kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor. Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu, hayatta kalma çabalarını ya da ölümü; kısacası “deryaya yakın, dünyadan uzak” yaşamlarını odağına alıyor. Livaneli’nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu; aile, aşk, ebeveynlik, evlat, kadın dayanışması, dostluk, göç, doğa üzerine çağdaş bir epope. Zülfü Livaneli’nin, uzun bir aradan sonra yazdığı ve heyecanla beklenen yeni romanı Balıkçı ve Oğlu, ustalıkla seçilen tasvirlerle okurun zihninde capcanlı bir anlatı oluşturuyor. Türü: ROMAN

 

Sayfa Sayısı 140

Ebat 13,7 x 23 Kağıt /

İç Baskı 3.Hamur 65gr Cilt /

Kapak Sıvama Cilt Bezi / Şömiz

ISBN / Barkod 9789751042156

₺324,80

Lübeyna;
Savaş meydanında, üzerinde adının yazılı olduğu gümüş bir madalyon,
Diyarbakır’da, bir fincan mırra kahvesinin boğazda bıraktığı acı tortu,
Artvin’de, görkemli bir kayın ağacının dallarından kopup, sert dağ meltemlerinin yamaç boylarına sürüklediği
bir yeşil yaprak; alabildiğine özgür, alabildiğine uçarı...
Paris’te bir Edit
h Piaff şansonu, Zürich’te bir Lili Marleen türküsü,
İstanbul’da ise Doğu ve Batı’yı birbirinden ayıran Boğaz misali, iki yakası asla bir araya gelemeyen bir bela
paratoneriydi.
Aynı zamanda bir mağaza tezgâhtarı, becerikli bir terzi ve hatta bir tarihi e
ser kaçakçısıydı.
Ancak hepsinden önemlisi, o bir anneydi. Çocukları için gözünü kırpmadan canını verebilecek, onlar uğruna
bu dünyada her türlü zorluğa ve güçlüğe katlanabilecek fedakâr, vefakâr ve cefakâr bir anne...
İşte bu onun hikâyesi.
Tıpkı Arapçada
“sır” anlamına gelen isminin çağrıştırdığı gibi yıllarca karanlıkta kalmış, sırlarla kaplı hayatının
gizemli hikâyesi.
İçindeki fırtınalar kopan denizin dingin kalma çabaları gemileri süt liman sularda tutmaya yetmediği zaman,
kalbinden taşıp dudaklarınd
an dökülerek hayat bulan hikâyesi.
Sıra dışı bir kadının inanılmaz olaylarla dolu yaşam öyküsü...
İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde geçen 1940’lı yıllardan 2000’lere uzanan altmış yılı aşkın bir ömrün acıklı
anatomisi...
Oradan oraya savrularak geçen sürgün
gibi bir çocukluğun ardından aşkla, dostluklarla ve mutluluklarla olduğu
kadar; acılarla, zorluklarla ve kalp kırıklıklarıyla dolu bir yaşam...
Dolu dolu geçen bir yaşam...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 488
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2021
₺178,50

Film yıldızı olmak ilginç bir deneyim. Kim bilir kaç insanın hayalini süslüyorsun, kim bilir kaç bin duvarda resmin asılı, kim bilir kaç genç kız sana benzemeye çalışıyor. İşte bütün bunlara rağmen “sahici, yalın, dost bir insan” kalabilmek için Filiz Akın olmak gerekiyor.

Zülfü Livaneli 

Adını duyunca içimin titrediği Filiz; narin, duygusal, zarif kişiliğinin yanı sıra her olayı metanetle karşılayan çok güçlü bir yanı da olan arkadaşım... En umutsuz anda bile, bir umut ışığı yakalar. Hayatımda olduğu için kendimi şanslı hissediyorum. Sinemanın efsane ismi, sarışın güzeli, herkesin kalbine girmiş Filiz Akın’ım.

Türkan Şoray

Çocukken açık hava sinemasına gider gazozumuzun içine sarı leblebi atar o sihirli dünyayı seyrederdik. Sarı uzun saçları, zarafeti ve şıklığı bana hep çok farklı gelmişti. Yıllar sonra kendisini tanıdığımda sadece dış güzelliği değil ruhunun da ne kadar güzel ve gerçek olduğunu gördüm. Benim hem ablam, hem arkadaşım, hem sırdaşım oldu…

Oya Başar

Onu sözcüklerle ifade edemeyeceğim kadar çok seviyorum. Sanatına, zarafetine, asaletine, güzelliğine hayranlığım büyük. Tüm kitaplarını tekrar tekrar okurken bir yenisiyle buluşmak son günlerin en heyecan verici haberiydi. Sayfalarında kaybolmak, özlem gidermek hepimize iyi gelecek.

Ayşegül Aldinç

Eşi, benzeri olmayan efsane, hepimizin hayatına dokunan, bize ışık ve önder olan sevgili Filiz, sen sözcüklerle anlatılamazsın, sen hissedilir ve yaşanırsın... Sen alçakgönüllülüğünle ve kibarlığınla büyüleyen dostum, yine boş durmadın, bu zorlu dönemde bile yine ürettin ve bu kitabı bizlere armağan ettin, yolu açık olsun.

Tilda Tezman

Yıllardan yıllara artan bir sevgi, saygı ve tutkulu bir hayranlıkla izlediğim Filiz Akın.
En çok ve sadece Filiz Akın’ı sevdim ben. Hayatımın başrolünde hep o vardı. Tam 55 yıldır. Hiç ihanet edilmemiş koşulsuz bir sevgi bu.

Pınar Çekirge

Filiz Akın’ı daha Filiz Akın olmadan önce, bir camın arkasından görüp âşık olmuştum. Bir turizm şirketinde çalışıyordu. Camekânı bol bir işyeriydi ve biz bir sürü delikanlı bu güzel kızı görmek için öğle saatlerinde oraya giderdik. Platonik bir gençlik beğenisiydi benimkisi. Biz bunca yıl sonra beraberiz. Yani ben kırk yıl önce âşık olduğum kadınla evliyim.

Sönmez Köksal

Filiz Akın… Bana hayat veren insan. Zevkli, kaliteli, kibarlık örneği… Kanseri bile nazikçe karşılayan hayat öğretmenim. Beni hep şaşırtmayı başaran, benim en iyi arkadaşım, annem.

İlker İnanoğlu


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 8.2021
₺85,40

Yaygın kanı, Milli Mücadele’nin 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla başladığı yönünde. Oysa, Kurtuluş Savaşı’nın fitili, bu tarihten tam 6 ay önce Mustafa Kemal Paşa’nın İskenderun açıklarında bir İngiliz gemisini batırmasıyla ateşleniyor…

Gazeteci Mehmet Uluğtürkan, çok satanlar listesine giren Kurtuluş Savaşı romanı Madalyasız’ın ardından yazdığı bu ikinci romanında, Aralık 1918’de başlayan işgalden Adana’nın kurtuluş tarihi olan 5 Ocak 1922’ye kadar süren destansı mücadeleyi anlatıyor.

Kuvayımilliye Komutanı Tekelioğlu Sinan Yüzbaşı ile Fransız Binbaşı Pierre Mesnil’in akıl oyunlarına sahne olan Güney Cephesi’ndeki yaşananları aktaran roman, 44 kahraman Kuvvacının 700 Fransız askerini teslim alarak tarihe geçtikleri Karboğazı Zaferi’ni ve bir gizem olarak kayıtlara geçen Fransız taburunun kaybolan sancağını da konu olarak işliyor.
 
Bu kitap, resmi belgelere dayandırılarak gerçek olayların ve kişilerin yer aldığı bir tarih romanı olduğu kadar vatan için canlarını ortaya koyan Çukurovalı kahramanların yürek kabartan hikâyelerini de içeriyor.

Sayfaları çevirdikçe, hem o karanlık günlerde yaşanan tarifsiz acıları hem de bir kahramanlık destanının yangın sıcaklığını yüreklerinizde hissedeceksiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13.5 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2021
₺94,50

Bu bir anneli öksüzler, babalı yetimler romanıdır.
Deniz ve James, iki hırpalanmış çocuk… Biri İstanbul’un, diğeri Londra’nın evladı… 1970’lerde kenar mahallenin kenarı Seyrantepe’de ve yıldızı sönmüş Streatham’da başlayan iki ayrı yaşam… Gerçek yaşam hikâyelerinden esinlenerek yazılmış iç içe geçmiş iki ayrı öykü…
Bir kardelen olan Deniz Yıldız yaşamın adaletsiz sınavlarına doğduğu andan itibaren giriyor; kimi zaman geçiyor kimi zaman kalıyor. O da James Rowe gibi kendini büyütmek zorunda kalan çocuklardan biri.
Demet Cengiz, Adımı Deniz Koydular romanında aile içi şiddetten cinsel istismara, ağır yoksulluktan ayrımcılığa görmezden gelinen tüm acıları ortaya döküyor. Biri doğuda diğeri batıda geçen iki aile içi sevgisizlik öyküsüne Türkiye’de ve dünyada yaşanan önemli siyasi ve ekonomik gelişmeler eşlik ediyor. AK Parti’nin iktidara gelişi, Ergenekon operasyonları, Haziran Direnişi gibi yakın tarihten çarpıcı olaylar
hatırlatılıyor. Boynumuza asılmış kaderlerimiz sorgulanıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13.7 / 21.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2021
₺119,00

Leyla’nın Evi, insanlığın en yıkıcı sorunu göç ve en temel ihtiyacı barınma konularını merceğe alan bir İstanbul romanı.
Edebiyatın güçlü kalemi Zülfü Livaneli’nin gözlem yeteneği ve edebi gücüyle harmanlanan elinizdeki eser Leyla, Roxy, Yusuf ve Ali Yekta Bey’in hayatlarının birbirine karışma hikâyesini anlatıyor.
Usta edebiyatçı bu kez “mülk trajedisine” odaklanıyor. Hayatın olağan akışında bir araya gelmesi mümkün olmayan karakterler üzerinden aşktan paraya, modernizmden geleneğe, birçok konu tartışmaya açılıyor.
Bir yanda yalılarda büyüyen ve varlığını “unutmamak” üzerine inşa eden Leyla Hanım, diğer yanda “anın” hırsları ile çevrelenmiş insanlar… Bir yanda hayattaki tüm prangalarına, hatta ailesine ve adına dahi meydan okuyan Roxy, diğer yanda geçmişi sır olarak kalmaya mahkûm edilenler…
Zülfü Livaneli’nin edebiyatımızda özel bir yer edinen romanı Leyla’nın Evi, tarihi motifleri içeren zengin arka planıyla İstanbul’un değişen çehresini merkeze alırken, okurları geçmiş ve bugün arasında sorularla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Peki, bu yolculuk bir kuşak çatışması mı yaratacak, yoksa kuşaklar arası bir köprü mü kuracak?
Leyla’nın Evi, iktidar ve güç sahibi olmanın tehlikesine karşı her satırında mücadele ve umudun şarkısını mırıldanan bir Livaneli anlatısı.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 232
En / Boy : 13.7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2021
₺115,50

“Che Guevera’nın bir kitabından başladılar yakmaya. Kitap olduğu gibi atılsa yanmazdı. Önce kitabın kapağını yırtıyorlar, sonra beşer onar sayfa tutup, dikiş yerlerinden ayırıyorlardı. İpli olanları zor ayırdılar.”
Arafat’ta Bir Çocuk 12 Mart Muhtırası’nın etkisi altında yazılan, birbirinden bağımsız sekiz hikâyeden oluşuyor. Bir kuşağın, ömrü boyunca izini taşıyacağı sürgün günlerini anlatıyor.
Usta edebiyatçı Livaneli’nin kendi hayat deneyiminden damıtarak kaleme aldığı bu hikâyeler, sürgün hayata dair olağanüstü gözlem ve tasvirlerle örülüyor.
Zülfü Livaneli, bu kez hayal kırıklığına uğramış, aldanmış, yalnız ve melankolik insanları anlatıyor.
Karakterlerin travmaları ve iç hesaplaşmaları apaçık göz önüne seriliyor. Edebiyatın en eski temalarından olan ve hâlâ güncelliğini koruyan sınırlar, gurbet ve mültecilik konularına odaklanıyor.
İsim babalığını Yaşar Kemal’in yaptığı ve ilk kez 1978 yılında yayımlanan Arafat’ta Bir Çocuk, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında ilgi gören bir edebiyat yapıtı. Almanca ve Farsça gibi dillere çevrilen, Almanya ve İsveç’te televizyona uyarlanan bu eser yeni basımıyla okurlarla buluşuyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 136
En / Boy : 13.7 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2021
₺83,50

Sana, bu çay sohbetinde yol arkadaşlığı edebilirim diye düşünüyorum. Paragraflar arasında küçük molalar da veririz şimdiki zamana dair, kim bilir? Hani o sağa sola savrularak yürüdüğümüz yollar, hani o yaşanmışlıkların köşe başları, hani o ‘U’ dönüşleri, hani o duraksamalar, hani o hızını alamayıp da duvarlara toslamalar… Hepsini, her şeyi konuşuruz. Belki, bu satırlar ile bir süreliğine de olsa yarenlik edebilirim sana. Haydi arkadaşım! Haydi tanıdığım! Hoş geldin hiç tanışıp da selamlaşmadığım insan! Sefa getirdin bu sohbete Uzak veya yakın, ne fark eder. Sen bi çay koy, laflayalım. İyi gelecek ikimize de… Selam ile…

Cem Ayaz

Yaşamı boyunca hayatı, insanı, olayları anlamlandırmaya ve üzerine düşünmeye çalışmıştır. Felsefe ile iç içe olan bakış açısıyla da bu çabalarını, yazıya ve şiire dökmüştür. İnsanlık ve doğa için aklın ve bilimin rehberliğini ilke edinmiştir. Ayrıca onun için beyaz kâğıtlar üzerinde düşüncelerini ifade etmek, bir yaşam biçimidir. Çünkü hayatı, sevinci, tasayı, umudu, umutsuzluğu, sevgiyi, nefreti, kavgayı, barışı… Yani “insan”ı yazar. An gelir göğsü kabarır, gözleri yaşarır, vatan ve Mustafa Kemal’i yazar. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiyesi onun sevdasıdır ve onun büyük ülküsü için yazar. İlk eseri ‘’Vatan Kaderine Terk Edilemez’’ ile yakın siyasi tarihimize notlar düşmüştür. İkinci eseri ‘’Saat 9’u 6 Geçe, O Acının İzleri’’ ile de o büyük kaybımız, Atatürk’ümüzün aramızdan ayrılışının hazin öyküsünü sayfalara dökmüştür. Üçüncü eseri, Türk şiirine yeni bir nefes diye tanımladığı ‘’Şiirin Kitabı’’dır. Okuyucuya o eserinde ‘’Dünyayı şiir ile kucaklamaya var mısınız?’’ diye sormuştur. Dördüncü eseri olan ‘’Sen Bi Çay Koy Laflayalım’’ adlı bu çalışması ise dinlence, düşünce ve sohbet kıvamındadır. Bu kitap sohbetini sizlerle pay eden Yazar Cem Ayaz bu eserinde, hayatın içindeki yaşam öykülerinden edindiği izlenimlerini kâğıda ve kaleme dökmüştür. İzmirlidir ve Nilsu isminde bir kız evlat babasıdır.

Sayfa Sayısı 224 Ebat 13,5 x 19,5 Kağıt /

İç Baskı Siyah Beyaz 52 gr Cilt /

Kapak Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod 9786056973314

 

₺84,70

“Hayatın mutfağından, hepimizin eline ulaşan bu kitapta roman, hikâye ve masal aslında birbirine karışmış. Alt metinlerde ruhunuza attığı çentiklerle düşündürücü etkisi de büyük. Ele avuca sığmayan lezzetlerden zor ayrılacağınız Aşk Tatlıdır her türden okuyucuyu kendine bağlayacak gibi görünüyor. Özellikle çocukluğumuz ve ilk gençlik yıllarımıza yol almak için bir zaman makinesi gibi çalışıyor.” Ali Deniz Uslu Kapıyı çekip çıktığımda geride kalan portakal kokusuna gözlerimden akan iki damla yaş ile veda ettim. Gidilebilecek tek adresime dönmek üzere aynı uzun yolu bu sefer doludizgin, heyecandan yoksun, hiçlik duygusuna teslim halde kat ettim. Her nedense otobüs yolcuları da derin bir sessizliğin kucağında oturuyordu. Kat edilen yol birbiri ardına özenle ekleniyor ve sona ulaşmamıza geçit vermiyordu. Bu yanılsama ile bir kez daha fark ediyordum. Hepimiz tekdüze benzerlikte bir hayatı değil, içimizde yeşerttiğimiz hayali yaşıyorduk. Yaşam bu yüzden beklenmedik, kurnaz ve kendine özgü bir oyundu.

Ayşegül Ertok 1976 yılında Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okudu. Amerika’da MBA programını tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü. Farklı markalarda ürün müdürlüğü yaptı. Aşkla evlendi, iki cana yakın çocuğun annesi oldu. Şimdilerde global bir şirkette yönetici olarak çalışmalarını sürdürüyor. Elbette elinden kalem, sofrasından da tatlı eksik olmuyor.

Sayfa Sayısı 180

Ebat 13,5 x 19,5 Kağıt /

İç Baskı Siyah Beyaz 52 gr Cilt /

Kapak Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod 978975104221

₺80,50

“Mesafeli durduğumuz konular, sadece ideolojileri, fikirleri, yaşantıları içermiyor; neye mesafeliysek, o mesafelerin bedensel sembolü olarak gördüğümüz insanlardan da uzak duruyoruz. Oysa hepimizin bir arada yaşamak gibi bir sorumluluğu var ve bu sorumluluk sadece bize benzeyene, bizimle aynı fikirde, aynı dinde, aynı cinsiyette, aynı sınıfta, aynı kültürde olana karşı değil; bize hiç benzemeyene karşı da bir sorumluluktur. Herkesin herkesi kendisine benzetmeye çalışarak sadece benzerleriyle yakın bağ kurduğu bir toplumda, farklı olanlar tehdit olarak algılanabilir. Ama tanışıklığın çok olduğu bir toplumda, kimlikler ötekileştirilmeden, huzurla ve birlikle yaşamak mümkündür. O hâlde bugün, tam da şimdi, sorular sormaya, konuşmadıklarımızı konuşmaya başlamalıyız...”     Arda Erel, toplumu var eden dille ve hem ayrıştırmayı hem de birleştirmeyi başarabilen kelimelerle zamanın kaydını tutuyor. Aşk ve toplum üzerine yazdığı denemelerle tüm okurlarını konuşmaya, duvarları yıkarak aynı gökyüzünün altında buluşmaya davet ediyor...

 

Arda Erel Arda Erel, 1995 tarihinde İstanbul’da doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden mezun oldu. Psikoloji, toplumbilim ve felsefeyle ilgilenen Erel’in sırasıyla Senin İçin (2016), Arayış (2017), Kendine İyi Bak (2018), ilk psikolojik romanı Sarsıntı (2019), ikinci romanı Yüz Yüze (2020) yayımlandı. Yazarın eserleri hem Türkiye’de hem de Avrupa’da çok satanlar listelerine girdi.  
Arda Erel, Galatasaray Üniversitesi’nde, sosyoloji alanında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

₺129,50

Toplumsal konulara duyarlılığı ile tanınan edebiyatçı ve fikir adamı Zülfü Livaneli, bu kez Ege balıkçılarının ve hayal kurmaktan bile mahrum bırakılan göçmenlerin kaderine eğiliyor.

Usta edebiyatçı Livaneli, Balıkçı ve Oğlu ile son yılların en can yakıcı ve büyük dramı “göçmenliği” balıkçı Mustafa, Mesude ve Samir bebek üzerinden anlatıyor. O güne dek sıcak evlerinde televizyondan izledikleri haberlerden aşina oldukları ölü insan bedenleri ve yarı ölü bir bebek evliliklerinin tam ortasına düşerek bir bomba etkisi yaratıyor; aile ilişkilerini bambaşka bir çehreye büründürüyor.

Balıkçı ve Oğlu, Ege’nin tarihinden bugününe, balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara, kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor. Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu, hayatta kalma çabalarını ya da ölümü; kısacası “deryaya yakın, dünyadan uzak” yaşamlarını odağına alıyor. Livaneli’nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu; aile, aşk, ebeveynlik, evlat, kadın dayanışması, dostluk, göç, doğa üzerine çağdaş bir epope.

Zülfü Livaneli’nin, uzun bir aradan sonra yazdığı ve heyecanla beklenen yeni romanı Balıkçı ve Oğlu, ustalıkla seçilen tasvirlerle okurun zihninde capcanlı bir anlatı oluşturuyor.

 

Sayfa Sayısı 140

Ebat 13,7 x 23

Basım Yılı : 2021 Mayıs

₺83,50

Sait Almış, öykülerinde bize küçük bir sahil kasabasının, Foça’nın içinden, derininden, kalbinden sesleniyor. O kadar ki, anlatıcının yazar değil de Foça’nın kendisi olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.

Geçen yüzyılın yerinden yurdundan ettiği sıradan insanların şaşırtıcı dünyalarıyla, sırlarıyla, boşlukta sallanan hayatlarıyla tanışıyorsunuz.

Haftalarca dinmeyen poyraz, yüzlerce yıllık ekmek telaşı, yüzlerce yıllık aşklar, acılar, endişeler, korkular; dönüp duran mevsimler…

Foça’da zamanın hep yinelenen sesi, sessizliği…

“Ne zamanı? Hangi zamandan söz ediyorsun?” diyor Sait Almış.

Hüsnü Arkan

₺63,00

Muhsin… 16 yaşında tiyatro sevdasına mani olmaya çalışan ailesine başkaldırıp kendi yolunu çizen ve sahnede devleşerek sonsuzluğa ulaşan bir sanat devrimcisi. Açlık, parasızlık, baskı ya da savaş. O, hiçbirini engel olarak görmedi; onun için imkânsız yalnızca içi boş, kof bir kavramdı. Ve aldığı her nefesi tiyatro için harcadı. İstanbul’dan Paris’e, Paris’ten Berlin’e, Berlin’den Stockholm’e uzanan bir tiyatro aşkının ayakta alkışlanası görkemli romanı. Muhsin Ertuğrul, Orhan Bahtiyar’ın usta kaleminde alışık olduğu tiyatro sahnesinden inip, sürükleyici bir romanın başkahramanı oluveriyor. O mesleği uğruna sınır tanımadan diyar diyar dolaşırken Bahtiyar’ın baş döndüren kurgusuyla sadece akıllara değil kalplere de kazınıyor. Dünya sahnesinden bir Muhsin Ertuğrul geçti ardında ışıltılı bir iz bırakarak… “Muhsin Bey için yeni bir kitap yazılmış olmasına ne kadar sevindiğimi anlatamam. Zira son yıllarda hiç lafı edilmez oldu ve neredeyse unutulup gitti. Bugün Türk Tiyatrosunun böyle güçlü olmasına, bizlerin sağlam bir şekilde ayakta durmamıza olanak veren Muhsin Ertuğrul’un unutulup gitmesine bir tiyatrocu olarak üzülmemek mümkün değil. Muhsin Ertuğrul’un Türk Tiyatrosunun gerçek kurucusu olduğunu bilmemiz ve daha da önemlisi gelecek nesillere bildirmemiz gerek.” Haldun DORMEN “Cumhuriyetimizin kurucusu nasıl ki, başöğretmenimiz ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ise; Türk Tiyatrosunun kurucusu, koruyucusu ve bugünlere gelmesini sağlayan tiyatromuzun başöğretmeni de Muhsin Ertuğrul’dur. Ne mutlu bana onun imzası ile ‘Darülbedayi’ yani ‘Güzellikler Evi’ olan Şehir Tiyatroları ailesine katıldım. Bu kitapla başöğretmenimin uzun zaman sonra tekrar anılması mutluluk verici. Perdeler, hiç kapanmasın!” Zihni GÖKTAY

Orhan Bahtiyar 1973 yılında İstanbul’da doğdu. Moda İlkokulu, Kenan Evren Lisesi ve Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. 1985-1992 yılları arasında Adalar Su Sporları Kulübü’nde lisanslı olarak yüzdü. Ulusal ve uluslararası müsabakalarda dereceler aldı. Orhan Bahtiyar, çocukluğundan beri hayalini kurduğu romancılık için dünyanın en büyük uluslararası firmalarından birinde sürdürdüğü kariyerini bir kenara bıraktı. Tek başına çıktığı hayal avında yanına takım arkadaşları geldi zamanla. Onlardan çok şey öğrendi. “Bir hayale nasıl koşulur?” sorusunun cevabını aradılar birlikte. Takım arkadaşları kimi zaman kitaplar oldu, kimi zaman da yolculuğuna anlam katan dostları. Yolculuğu sırasında hocası Sunay Akın’ın da hayallerine ortak oldu ve birlikte insanlık tarihinin oyunlar üzerinden anlatıldığı bir oyun müzesi kurdular. İsmini de “Düştepe” koydular. İdeon Tanrıların Yolu adlı kitabı Ekim 2011’de, Elohim’in Çocukları Mart 2013’te, Hürkuş ile Göklerde adlı çocuk kitabı ise Kasım 2013’te Barut Kokulu Çiçekler 2019 yılında Aya Kitap tarafından yayımlandı. 2016 yılında Ateş Kırmızısı, 2017 yılında Yılmaz Vural ile birlikte hazırladığı İnadım İnat ve 2020 yılında Vecihi - Kara Tehlike isimli kitaplar İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.

₺137,20

ARKA KAPAK YAZISI

Çukurova’nın verimli topraklarından çıkıp, memleketinin doğasını, kokusunu; kartalını, ölmez otunu; emekçi insanını ve o insanların zulme karşı verdiği mücadelenin haklı onurunu tüm dünyaya destansı bir dille anlatan bir “edebiyat mucizesi!” Türk Edebiyatı’nın güçlü kalemi Zülfü Livaneli, gelmiş geçmiş en büyük ustasını, kırk dört yıllık dostunu, yoldaşını; “Yaşar Abi”sini anlatıyor. Yaşar Kemal kendi edebiyat kuramını ilmek ilmek oluşturup doğduğu kentten başladığı yazın hayatında dünya insanına ulaşarak varıyor zirveye. Epopelerden, Anadolu efsanelerinden, mitoslardan, ağıtlardan aldığı ilhamını kusursuz betimlemeleri, insan psikolojisinin en derinine inen sezgisi ve gerçekçi kurgusuyla taçlandırıyor. Dramı değil trajediyi yaşatıyor zihinlerde. Homeros’un, Karacaoğlan’ın, Cervantes’in, Çehov’un, Dadaloğlu’nun açtığı yollardan gidiyor. Ve Anadolu dağlarında bir ateş yakıp tüm dünyayı aydınlatıyor. “Yaşar Kemal’i düşündüğüm zaman aklımda deli deli türküler dolaşır” diyor Livaneli. Stockholm’ün karlı caddelerinde, Paris’in geniş meydanlarında ve İstanbul’un belki her sokağında söyledikleri türküleri yazıyor satırlarına. Ülkenin faili meçhullerle, terörle, sansürle kuşatıldığı en karanlık dönemlerde ve hatta sürgün yıllarında bile Yaşar Kemal’in umut dolu yüreği ayakta tutuyor çevresini. Kalbi ve kalemi her zaman dostluktan, kardeşlikten, barıştan yana olan; Sait Faik’in “Türklerin en Kürdü, Kürtlerin en Türkü” dediği, “edebiyat mucizesi” Yaşar Kemal bir dost kalemiyle bir kez daha varıyor ebediyete.
Yazar Özgeçmişi
Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın) Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu. Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü. Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu. Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı. Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor. 1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

Kitap Adı Gözüyle Kartal Avlayan Yazar Yaşar Kemal
Kitap Yazar Adı Zülfü Livaneli
Editör Gülşen İşeri
Yayıma Hazırlayan Mehmet Bozkurt
Son Okuma Ezgi Hotolak Adalı
Kapak Tasarım Ekin Başak Akgül
Dizgi Davut Aşkar
Sayfa Tasarım Şevval Ulusoy
Sayfa Sayısı 256
Dağıtım Tarihi 8.04.2020
Ebat 13,7 x 23
Kağıt / İç Baskı 111.Hm. 53 gr.
Cilt / Kapak American Bristol 230 gr.

 

₺115,50
“İnsanların hayatında çok önemli iki gün var. Bir, doğdukları gün; iki, sebebini öğrendikleri gün…” 1, 1, 1… 37! Herkes 1 iken o neden 37? Bahar, her şeyden habersiz tekdüze hayatında fani telaşlara kapılmışken bir gün karşı komşusu Deniz’in ani ziyaretiyle değişiyor yaşamı. Anlattıkları deli saçması gibi görünse de nasıl olduğunu anlayamadığı bir şekilde düşüyor bu girdabın içine. Her ipucu yeni bir soruya, her soru yeni bir soruna evrilirken yol gizli bir köy kütüphanesine çıkıyor. Fakat asıl çıkmaz tam da orada başlıyor. Küçük, masumane bir çocuk oyunu sanılırken yaşamın en büyük sır kapısının anahtarına dönüşen doğaüstü bir yetenek. 1939’dan 2043’e uzanan beklenmedik bir öykü… Sezin Karameşe, bu ilk romanında satırlara limitsiz hayal gücünün büyülü evrenini çiziyor. Ve okurlarını bitmesini asla istemeyecekleri bir oyuna davet ediyor. 

 
₺97,30
“Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.” Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik uğruna başlatılan bir ayaklanmanın oportünist emellerle totaliter bir yönetime evrilen alegorik hikâyesi. Politik dehası ve keskin kalemiyle dünyayı sarsan İngiliz yazar George Orwell 1984’le meydan okuduğu totaliter rejimleri Hayvan Çiftliği’nde adeta orantısız bir güçle alt ediyor. Asla sadece “reel sosyalizm” eleştirisi olarak görülemeyecek bu başyapıt, tüm zamanlara hükmeden kurgusuyla her türlü despotik yönetimi ustaca hicvediyor. Sömürüsüz bir gelecek umuduyla çiftlik sahibi Bay Jones’a başkaldıran hayvanlar, önderliği sahiplenen domuzların giderek zalimleşen egemenliğinde baltalanmış bir devrimin ağır sonuçlarına tanıklık ediyor."

Editör: Kadriye Kızıl
Yayıma Hazırlayan: Gilas Coşkun ve Meriç Rende
Sayfa Tasarımı: Ayça Ateş
Sayfa Sayısı: 104
Ebat: 12,5 x 21 cm
Kağıt / İç Baskı: Siyah Beyaz 52 gr.
Cilt Kapak: American Bristol 230 gr.
₺34,30

ARKA KAPAK YAZISI

Türk Edebiyatı’nın kahraman kalemi Mehmet Akif Ersoy’un bu biyografisi İstiklal Marşı’nın 100. yılında genç okurlar için kaleme alındı.

“Doğacaktır, sana vaat ettiği günler Hakk’ın!.. Bu, ümitle, imanla yazılır. İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Bu zamana kadar yazmış olduğum eserler, hep istiklâle kavuşmak için; fakat bugün başarılan inkılâpları gördükten sonra yazacağım eser de bir inkılâp eseri olacaktır. Vatan bizim, fikir bizim... Artık başımızda fikrimize balta vuracak, ayağımıza demir bağlayıp bizi denize atacak korkunç saltanat kuvvetleri yok!”

Milli mücadeleye, bağımsızlığa, bir karış vatan toprağına adanmış koca bir ömür. 

Mehmet Akif Ersoy’un doğumuyla Fatih’teki küçük evlerine neşe kattığı günden, güreşle ve şiirle geçen çocukluğuna; camilerde halka istiklal umudu aşıladığı gençliğinden, vatan hasretiyle “çıldıracak” hale geldiği sürgün yıllarına kadar uzanan yaşam öyküsü.

ÖZGEÇMİŞ

Ercan Dolapçı

1965 yılında Ardahan’ın Göle ilçesinde dünyaya geldi. Babasının öğretmenliği nedeniyle 1970 yılında Aydın’a yerleşti. İlkokulu Karpuzlu Tekeler’de, Ortaokulu Koçarlı Bıyıklı’da, Liseyi de Koçarlı Ticaret Lisesi’nde okudu. 1987 yılında Trakya Üniversitesi Kırklareli Meslek Yüksek Okulu muhasebe bölümünden mezun oldu. Lise yıllarında gazeteciliğe ilgi duymaya başladı ve çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik yaptı. Askerlik dönüşü Hürriyet Aydın Bürosu’nda aktif gazeteciliğe başladı. Bu sırada Aydın’ın en eski yerel gazetesi Ses’in de yöneticiliğini yaptı. 1995 yılında İstanbul’a yerleşti. Özel bir tekstil firmasında muhasebecilik yaptıktan sonra, tekrar yayıncılığa geçti. Cumhuriyet’in 75’inci yıl dönümü nedeniyle Kaynak Yayınları’nın başlattığı “Atatürk’ün Bütün Eserleri”nde, 1998 yılında araştırmacı olarak çalışmaya başladı. 2006 yılında tekrar gazeteciliğe döndü. Aydınlık dergisi ve gazetesinde arşiv sorumlusu olarak çalışmaya başladı. Gazetede ayrıca Atatürk ve Cumhuriyet tarihi üzerine çok sayıda makalesi yayımlandı. Yazar evli olup Aydın (1999-2019) ve Emre’nin babasıdır.

 

Yazarın yayımlanmış diğer eserleri:

Büyük Vatan Savunması Çanakkale (2008) 

Milli Mücadele’de Kadın (2016) 

Göklerin Kızı Sabiha Gökçen (2017) 

Devrimin İki Yüzü/Atatürk ve İnönü (2017)

Devrimin Öncüleri  (2017)

Devrimin Fedaileri (2018)

Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’ndaki Rolü (2018)

Türü; BİYOGRAFİ

 

Kitap Adı

Vatan Bizim Fikir Bizim Mehmet Akif

Kitap Yazar Adı

Ercan Dolapçı

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

Ahmet Uzun

Kapak Uygulama

Şevval Ulusoy

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Ön Sipariş Tarihi

12.03.2021

Dağıtım Tarihi

15.03.2021

Sayfa Sayısı

168

Ebat

13,5 x 19,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041760

 

 

₺74,90

ARKA KAPAK YAZISI

“Üzerlerinde bir sevgisizlik kabuğu taşıyan orta zekâlılar, toplumdaki saygın yerlerini koruyabilir, insanların yaşamları hakkında kararlar verebilir, hepimizi yönetebilir…” 

Kimi şiir dizeleri, besteleri ile Türkiye toplumunun söz dağarcığına kalıcı izler bırakmayı başaran usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, bu kez, yakından tanıdığımız bir ifadenin kâşifi olarak karşımıza çıkıyor: Orta Zekâlılar Cenneti.

Orta Zekâlılar Cenneti, ilk yayımlanışının üzerinden geçen onyıllara rağmen “orta zekâlı”ların genişleyen alanını ve yozlaşan toplum değerlerini hâlâ net bir şekilde anlatıyor. İnsan soyunu türlü dertlere sürükleyen muktedir “orta zekâlı”ların hikâyesini bir de Livaneli’nin sürükleyici anlatımından dinliyoruz. 

Zülfü Livaneli, pek bilgili olmasalar da kurnaz ve uyumlu olarak hayatın her alanına sinen “orta zekâlı”ları, eleştirel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kez kaidelere ve geleneksel kabullenişe direniyor, hesaplaşıyor ve hatta “putları yıkıyor”.

Sanatı güzellik yaratmanın ve kendini ifade etmenin bir biçimi olarak gören ünlü sanatçının, düşünme ve paylaşma uğraşına tüm okurlar davetli… Ve elbette bu davet, içinde bulunduğumuz durumun tüm yanlarını açıkça ortaya koyuyor.

ÖZGEÇMİŞ

Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

Kitap Adı

Orta Zekalılar Cenneti

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Kapak Tasarım

Berkcan Okar

Kapak İllüstrasyon

Doğukan Alyaz

Dizgi

Davut Aşkar

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

10.03.2021

Sayfa Sayısı

264

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041630

 

₺124,50

ARKA KAPAK YAZISI

İnsanın güvenebileceği en sağlam pusula özgür akıldır. Kant’ın ifadesiyle, “aklını kullanma cesaretini gösteren” aydınlanmış insan kendi yolunu bulur.

Bugün Türkiye’de yakın tarih hiç olmadığı kadar çarpıtılmakta ve bu çarpık tarih üzerinden yeni bir geçmiş ve gelecek kurgulanmak istenmektedir. Böyle bir ortamda, yakın tarih konusunda yeterli bilgi birikime sahip olmayan insanların, özellikle genç kuşakların yolunu kaybetmesi hiç de zayıf bir olasılık değildir. İşte “Yakın Tarih İçin Pusula”, belgelere dayalı gerçek tarihi gözler önüne sererek yakın tarihte kaybolmanızı engellemek; yalan, yanlış ve çarpıtma bombardımanı arasında güvenle yolunuzu bulmanıza yardım etmek için yazılmıştır.

ÖZGEÇMİŞ

Sinan Meydan

1975 yılında Artvin’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Artvin Şavşat’ta, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölü-münde tamamladı. Cumhuriyet tarihi ve Atatürk merkezli çalışmalarına devam etmektedir. Sözcü gazetesinde yazmaktadır.

Yayımlanmış eserleri şunlardır:

Atatürk, Modernizm ve Din, "Bir Ömrün Öteki Hikayesi"

Sarı Paşam, "Mustafa Kemal, İttihatçılar, II. Abdülhamit"

Son Truvalılar, "Truva'nın Kayıp Kökleri"

Atatürk ve Kayıp Kıta Mu (2 cilt)

Atatürk'ü Doğru Anlamamk İçin Nutuk'un Deşifresi

Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi, "Türk Tarih Tezi'nden Türk İslam Sentezine"

Sarı Lacivert Kurtuluş, "Kurtuluş Savaşı'nda Fenerbahçe ve Atatürk"

Parola Nuh, " Atatürk'ün Gizli Kurtuluş Planları"

Cumhuriyet Tarihi Yalanları (2 cilt)

Akl-ı Kemal, "Atatürk'ün Akıllı Projeleri", (5 cilt)

R.Tayyip Erdoğan'ın Tarih Tezlerine EL-CEVAP

VAİZ, "Öteki Mehmed Akif"

PANZEHİR, "Gerçeğe Çağrı"

1923, "Kuruluş Ayarlarına Dönmek"

 Yüzyılın Kitabı, Yüzyılın Lideri

Atatürk Etkisi, "İflas, İşgal, Direniş, Kurtuluş"

Hafıza, "Yakın Tarihin Kitabı"



 

Kitap Adı

Pusula

Kitap Yazar Adı

Sinan Meydan

Editör

Mehmet Bozkurt

Kapak Tasarım

Berkcan Okar

Kapak Uygulama

Doğukan Alyaz

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Ön Sipariş Tarihi

26.02.2021

Dağıtım Tarihi

03.03.2021

Sayfa Sayısı

376

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041777

 

₺192,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Livaneli’nin cesaretle ve derinlemesine ele aldığı bu roman, bir Shakespeare trajedisi yoğunluğunda.

Yaşar Kemal

 Yeni eseriniz, sizi Türkiye’nin politik ve kültürel hayatının en sembolik simalarından biri yapan muazzam yeteneğinizi gözler önüne seriyor…

Jacques Chirac, Fransa Cumhurbaşkanı

 

Mutluluk romanında, Livaneli felsefi ve siyasi sorgulamalarını çok usta bir biçimde karakterlerinin psikolojilerine yedirmiş. Çok aydınlatıcı ve derinden etkileyici bir kitap, günümüz dünyasında dürüstlük ve samimiyet arayanlar için vazgeçilmez.

Kirkus Reviews, ABD

 

Mutluluk, yalnızca harika kurgusuyla heyecanlı ve sürükleyici bir macera romanı değil; bunların ötesinde, gelenek ile modernlik, tarih ile bellek yitimi, din ile laiklik arasında bölünmüş Türk toplumu üzerine son derece güçlü bir analiz. 

Martine Laval Telerama, Paris

 

Livaneli, Mutluluk  romanında da gelenek ve modernliğin çelişkisi içinde, her biri kendi mucizesini bekleyen, Meryem’in, Cemal’in ve İrfan’ın yollarını kesiştirirken; bastırılmışlık, töre, mutluluk, mutsuzluk, korku, tabular, şehvet ve bunalan burjuvazinin gölgesinde toplum yapısının tüm katmanlarını bu arayış ve keşfediş hikâyesiyle gözler önüne seriyor.

 

2006 yılında Barnes & Noble Yeni Büyük Yazarları Keşif Ödülü’ne layık görülen Mutluluk, yayımlandığı günden itibaren Türkiye’de ve dünyada çok ses getiren ve hâlâ geçerliliğini koruyan derinlikli bir Türkiye portresi, acı tatlı bir peri masalı.

 

 

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Son Okuma

Ezgi Hotalak Adalı

Kapak Tasarım

BABA Kreatif

Kapak illüstrasyon

Ekin Başak Akgül

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

08.12.2020

Sayfa Sayısı

328

Ebat

13,7 x 23,0

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

 

9789751041487

 

₺385,00

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

 

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji’nde başlayan, ardından Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı’nda uzaktan eğitim gördü. 

 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

 

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD’de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

 

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

 

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

 

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

 

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

 

www.livaneli.gen.tr

www.livaneli.net

ARKA KAPAK YAZISI

 “Benzersiz bir kitap bu! Daha önce bu romana benzeyen, aynı değere sahip olan ve sürekli, beklenmeyen sürprizler taşıyan bir kitap okumadığımı belirtiyorum. Yeni bir okura demek isterdim ki; evet, oku ve şaşır!”

Elia Kazan

“Bu roman hem karanlığın hem de aydınlığın, umudun romanıdır.”

Yaşar Kemal

Harem-i Hümayun’dan taht oyunlarına açılan ve erk istencinin karanlık dehlizlerinde kaybolup insanı, insan doğasının en aşağılık yönleriyle yüzleştirirken bir umut ışığı yakmayı da ihmal etmeyen büyülü bir anlatı. Efendi – köle ilişkisine psikolojik bir bakış.

Türk Edebiyatı’nın usta kalemi Zülfü Livaneli’nin “istediğimi yapmaya en çok yaklaştığım kitap” dediği 1997 Balkan Edebiyat Ödüllü ilk romanı Engereğin Gözü, küçük yaşta hadım edilip Haremağası yapılmış zenci bir kölenin, Habeş Süleyman’ın gözünden iktidar – birey ilişkisini anlatıyor. Süleyman, “biricik” efendisinin tahtla ölüm arasında gidip gelen kaderinin ellerinde bocalarken yeni sultana “Padişahım çok yaşa!” diye haykırmaktan da geri duramıyor.

25. yıl baskısıyla yeniden okurlarıyla buluşan Engereğin Gözü, bir dönem romanı olmanın ötesinde, insan psikolojisinin derinliklerine; dün, bugün ve yarının saraylarına, en gizli sırları bile aydınlatacak gerçeklikte ışık tutan bir Zülfü Livaneli klasiği.

Kitap Adı

Engereğin Gözü - Ciltli

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak

Son Okuma

Günnur Aksakal

Kapak Resmi

Ali Yaycıoğlu

Çizimler

Mahmut Karatoprak

Kapak Tasarım

BABA Kreatif – Ekin Başak Akgül

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

15.02.2021

Sayfa Sayısı

144

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 60 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041531

 

₺319,20

ÖZGEÇMİŞ

Duncan Hamilton

Duncan Hamilton Aralık 1958’de Newcastle’da doğmuş gazeteci ve spor yazarıdır. Kariyeri boyunca İngiltere’nin prestijli spor ödüllerinden biri olan William Hill Spor Kitabı Ödülü’nü üç defa kazanmıştır. Provided You Don’t Kiss Me: 20 Years with Brian Clough adlı kitabıyla büyük övgü toplamış ve bu kitapla çoksatanlar listesinde birinci sıraya yükselmiştir.

Hamilton, en görkemli yıllarında Nottingham Forest kulübünün muhabirliğini yapmış ve kulübün 1979 ve 1980 yıllarındaki Avrupa Kupası şampiyonluklarını haberleştirmiştir.

 

Nottingham ve Leeds’de yürüttüğü 32 yıllık gazetecilik kariyeri sonrasında vaktinin büyük bir kısmını yazdığı yazılara ve yeni kitaplarına ayıran Hamilton, eşi Mendy ile birlikte West Yorkshire, Menston’da yaşamaktadır.

Ulus Bora Oran

1993 doğumlu çevirmen Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamlamıştır. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yapmaktadır.

ARKA KAPAK YAZISI

“1969’da kadınları ve alkolü bıraktım. Hayatımın en kötü yirmi dakikasıydı.”

Futbolun henüz bir endüstriye dönüşmediği yıllar…

Genç yaşında Manchester United gibi İngiltere ve dünya futbolunun en büyük kulüplerinden birine transfer olan George Best, kişiliği, özel hayatı ile sürekli medyanın gündeminde olan bir futbolcu. Kimi zaman göklere çıkarılıyor, kimi zaman ölüm tehditleri alıyor.

Ama tüm bunların yanı sıra, bir yerde futbol konuşuluyorsa, konuşulanlardan biri mutlaka George Best olacaktır. Futbolcu kimliği kadar özel hayatıyla da sürekli medyanın ilgi odağı olmuş “renkli” bir futbolcu Best. Futbol dünyasının “zeki ama çalışmayan” öğrencisi.

Belfast’dan Manchester United’ın altyapısına gidişi, a takımıyla sahaya ilk çıkışı…

Cantona, Beckham ve Ronaldo’yla devam eden Manchester 7 Numara efsanesinin ilki sayılan George Best’in Belfast’dan Old Trafford’a uzanan efsanevi öyküsü.

Usta biyografi yazarı Duncan Hamilton’ın uzun araştırmalar sonucu hazırladığı George Best: Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası ilk kez Türkçede.

Kitap Adı

George Best – Hayatımın En Kötü Yirmi Dakikası

Kitap Yazar Adı

Duncan Hamilton

Editör

Kadriye Kızıl

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

20.01.2021

Sayfa Sayısı

480

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm.52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041449

₺191,80

ÖZGEÇMİŞ

Filiz Çiçek

İzmir’de doğup büyüyen Filiz Çiçek, Ege Üniversitesi Felsefe Bö-lümü’nden mezun olduktan sonra gazetecilik yapmaya başladı ve İzmir’de Yeni Asır, İstanbul’da Sabah gazetelerinde toplam 12 yıl, gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı.

1999’da gazeteciliği bırakıp Ankara’ya yerleşti ve uzun yıllar Türkiye Bilimler Akademisi’nin yayın koordinatörlüğü görevini sürdürdü.

Filiz Çiçek son beş yıldır İstanbul’da yaşıyor, yazmaya ve editörlük yapmaya devam ediyor. Ölü Kadının Günlüğü’nün yanı sıra yayınlanmış iki çocuk kitabı bulunuyor.

ARKA KAPAK YAZISI

İnsan kaç kere ölür? İlknur karanlık bir denizin dalgalı sularında ölüyor ilkin. Kalbi durup tekrar hayata döndüğünde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmeden…

Dinmeyen baş ağrıları, evde yankılanan topuk sesleri ve bir gün kendi günlüğünde aniden beliren esrarengiz isimle kâbusa dönen bir hayat. 

Kim olduğunu bilmediği ve delicesine kaçtığı vahşi kadın, ona bir gölge kadar yakın ama bir o kadar da uzak. Gerçeklerse adeta kaçmanın asla mümkün olmadığı, içine çeken bir kara delik.

Masum bir kadının sıradan yaşamından İstanbul’un arka sokaklarına, kirli meyhanelerine, metruk binalarına sürüklenen gerilim dolu, psikolojik bir öykü. 

İlknur ve Leyla; yitik bir geçmişin iki farklı yüzü.

 

Kitap Adı

Ölü Kadının Günlüğü

Kitap Yazar Adı

Filiz Çiçek

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak Adalı

Düzelti

Saliha Nur Ulusoy

Kapak Tasarım

Bahar Ata – Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

20.01.2021

Sayfa Sayısı

192

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041593

 

₺77,70

ÖZGEÇMİŞ

Arzu Birol

İstanbul’da doğdu. Eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde tamamladı. Sinema sektöründe çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra, 2005 yılından itibaren televizyon dizilerinde senaristlik yapmaya başladı. Bobby Brown’un Olağan ve Üstü Öyküsü yazarın ilk kitabıdır.

ARKA KAPAK YAZISI

“Evet Albay. Şanslısınız. Gördüğüm kadarıyla insan türü bir varlıkla direkt iletişime geçme hakkı verilmiş size... Bakalım… Bu bir dişi. Yirmili yaşlarının sonunda… Üstelik bu kadının sana evini açacağı da yazılmış. Biliyorsun senin gibi Dünya gezegenine ışınlanma hakkı kazanan pek çok kardeşimizin atandığı özel bir insan olmuyor. Genelde bu zorlu gezegende kendi başlarına hayatta kalıp evrimleşme mücadelesi veriyorlar. Dünya gezegeni buraya benzemez Algor. Orası tahmin ettiğinden daha tehlikeli bir yer.”

Albay Algor, Havtor gezegeninden insanını bulmak üzere Dünya’ya gönderilir. Kendini kahverengi küçük bir köpek bedeniyle Şişli Cami’nin avlusunda bulur… İnsanını bulana kadar geçecek olan süre tam bir serüvenler silsilesidir. 

Arzu Birol’dan fantastik  bir roman.

 

Kitap Adı

Bobby Brown’un Olağan ve Üstü Öyküsü

Kitap Yazar Adı

Arzu Birol

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Şenol Alanbay

Tür

Roman

Dağıtım Tarihi

07.01.2021

Sayfa Sayısı

216

Ebat

13,5 x 19,5

Kağıt / İç Baskı

III. Hamur 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751040930

 

₺91,00

ÖZGEÇMİŞ

 Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji’nde başlayan, ardından Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı’nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

 

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD’de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

 

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

 

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

 

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

 

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

 

www.livaneli.gen.tr

www.livaneli.net

ARKA KAPAK YAZISI

 “Benzersiz bir kitap bu! Daha önce bu romana benzeyen, aynı değere sahip olan ve sürekli, beklenmeyen sürprizler taşıyan bir kitap okumadığımı belirtiyorum. Yeni bir okura demek isterdim ki; evet, oku ve şaşır!”

Elia Kazan

“Bu roman hem karanlığın hem de aydınlığın, umudun romanıdır.”

Yaşar Kemal

Harem-i Hümayun’dan taht oyunlarına açılan ve erk istencinin karanlık dehlizlerinde kaybolup insanı, insan doğasının en aşağılık yönleriyle yüzleştirirken bir umut ışığı yakmayı da ihmal etmeyen büyülü bir anlatı. Efendi – köle ilişkisine psikolojik bir bakış.

Türk Edebiyatı’nın usta kalemi Zülfü Livaneli’nin “istediğimi yapmaya en çok yaklaştığım kitap” dediği 1997 Balkan Edebiyat Ödüllü ilk romanı Engereğin Gözü, küçük yaşta hadım edilip Haremağası yapılmış zenci bir kölenin, Habeş Süleyman’ın gözünden iktidar – birey ilişkisini anlatıyor. Süleyman, “biricik” efendisinin tahtla ölüm arasında gidip gelen kaderinin ellerinde bocalarken yeni sultana “Padişahım çok yaşa!” diye haykırmaktan da geri duramıyor.

25. yıl baskısıyla yeniden okurlarıyla buluşan Engereğin Gözü, bir dönem romanı olmanın ötesinde, insan psikolojisinin derinliklerine; dün, bugün ve yarının saraylarına, en gizli sırları bile aydınlatacak gerçeklikte ışık tutan bir Zülfü Livaneli klasiği.


 

Kitap Adı

Engereğin Gözü

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Ezgi Hotalak

Son Okuma

Günnur Aksakal

Kapak Resmi

Ali Yaycıoğlu

Çizimler

Mahmut Karatoprak

Kapak Tasarım

BABA Kreatif – Ekin Başak Akgül

Dizgi

Nurgül Kıssacık

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

04.01.2021

Sayfa Sayısı

144

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

III.Hm. Enzo 60 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041548

 

₺101,50

ARKA KAPAK YAZISI

“Size bugünkü New York Times’ın 3. sayfasından bir haber okuyacağım. Dinleyin! Ve onları yani dünyanın geri kalanını ne hale getirdiğimizi görün. Hem de tek kurşun atmadan! Onlara karşı tek bir kuruş para harcamadan, hiçbir hamle yapamadan. Sadece gerçekten insan olmanın gerektirdiği meziyetleri üstlenerek ve bundan asla ödün vermeden. Haberde yazılanları aynen okuyorum: New York’tan yola çıkan 30 kadar Amerikan vatandaşını taşıyan bot, RefugeePolis’e varamadan alabora oldu. Amerikalıların RefugeePolis’e gitmek istemelerini engelleyecek bir sistem kurulamadıkça ve sıcak savaş bitmedikçe daha ölecek çok vatandaşımız var. Şimdi soru şu: böylesi bir haber neden 3. sayfada yer alır ki? Bunun manşet olması gerekmiyor muydu? Tabii ki öyleydi. Ama bu ölen 30 kişi, ölen ilk 30 kişi olsaydı öyle olacaktı.”

Refugeepolis milyonlarca kimsesize kucak açıyor. 

Onlar dikenli tel örgüler ardında bekletilen, ucuz can yelekleriyle botlara bindirilen, bir ülkeden başka bir ülkeye itilen kimsesizler olarak kalmayacak. Kimsesizler için Mr. Nobody’nin dahice bir planı var. Tabii öncelikle Birleşmiş Milletler’deki 197 ülkenin onayı gerekiyor. Mr. Nobody’nin serüveni de böyle başlıyor…

İbrahim Bakırhan’ın kaleminden heyecan verici aksiyon sahneleri ve merak duygusunu kamçılayan yan olay örgüleri ile soluksuz bir roman okuyacaksınız.
 

Kitap Adı

Kimsesizler Adası

Kitap Yazar Adı

İbrahim Bakırhan

Editör

Mehmet Bozkurt

Yayıma Hazırlayan

Hasan Basri Başkaya

İlk Okuma

Saliha Nur Ulusoy

Kapak Tasarım

Gilas Coşkun

Sayfa Tasarım

Ayça Ateş

Dağıtım Tarihi

23.12.2020

Sayfa Sayısı

264

Ebat

13,7 x 21,5

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041524

 

₺106,40
Tükendi

ARKA KAPAK YAZISI

"Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman.” Yaşar Kemal “Livaneli, dönemin saplantılı siyasal inançlarını, roman akışı içinde ustalıkla yedirerek anlatıyor.” Doğan Hızlan Türkiye’nin üretken kalemi Zülfü Livaneli’nin yazmaya başladıktan 29 yıl sonra bitirdiği romanı: Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölü. Ünlü yazar, bu romanıyla dünyanın farklı yerlerinden, Stockholm’e sığınan devrimcilere odaklanıyor. Tüm yaşamları sınavlarla ve kayıplarla geçen bu insanların “biraz güvenlik biraz can sıkıntısı” olarak tanımladıkları mutluluk arayışlarına odaklanıyor. Türkiye’den Stockholm’e iltica eden Sami, yaşadıklarının sorumlularından biri olan eski bakanla kaldığı hastanede tesadüfen bir araya geliyor. Bu karşılaşma, intikam ve affetme gibi temel psikolojik ikilemleri tartışırken, cezalandırma ve yargılama gibi devlet mekanizmaları ekseninde ülkenin ahlaki iklimine de değiniyor. 2001 Yunus Nadi Roman Ödülü’ne layık görülen Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm okurları alışılmışın dışında bir roman tekniğiyle tanıştırıyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, yazar-karakter çatışmasını oldukça şeffaf ve özgün bir şekilde göz önüne seriyor. Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm enternasyonalizm, mültecilik, şiddet, cinayet, aile ve anadil üzerine cesur bir düşünüş biçimi sunuyor.
Türü ROMAN

ÖZGEÇMİŞ

Ömer Zülfü Livaneli (1946, Ilgın)

Öğrenim hayatına Ankara Maarif Koleji'nde başlayan, ardından Stockholm'de felsefe ve müzik eğitimi alan Livaneli, ayrıca Fairfax Konservatuarı'nda uzaktan eğitim gördü. 

Hem Türkiye hem de dünya yazınına ve kültürel birikimine müzik, edebiyat, sinema gibi çeşitli mecralarda katkı koydu. Üretken yazarın romanları 40 dilde yayınlandı; İspanya, Kore ve Almanya’da çok satanlar listesine girdi. Son olarak Serenad, basının ve uluslararası kültür çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonla Amerikalı okurlarıyla buluştu.

Zülfü Livaneli’nin romanları İtalya ve Fransa’da Yılın Kitabı Ödülü, ABD'de çeşitli edebiyat ödülleri, Balkan Edebiyat Ödülü; Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü, Orhan Kemal Roman Armağanı ve Beyaz Martı Onur Ödülü gibi ulusal ve uluslararası ölçekte pek çok saygın ödüle layık görüldü.

Columbia, Harvard, Princeton, Shangay, St. Petersburg, Kazan üniversiteleri gibi dünya çapında prestij taşıyan üniversitelerin yanı sıra, çeşitli Türk üniversitelerinde de konferanslar ve dersler veren usta edebiyatçının romanları, Missouri Southern State University (MSSU)’de ders kitabı olarak okutuldu.

 

Cengiz Aytmatov ev sahipliğinde Arthur Miller, Peter Ustinov, James Baldwin, Yaşar Kemal gibi 20. yüzyılın edebiyat dâhileri ve düşünürlerinin katılımıyla gerçekleşen Issık Göl Forumu’nda yer aldı.

Romanları kadar fikirleri ve müziği ile de dünya basınında övgülerle karşılanan bir sanatçı olan Livaneli edebiyat, müzik ve sinema alanlarında 30’dan fazla ulusal ve uluslararası ödül sahibi. Çalışmaları, dünya çapında yüz binlerce okur ve dinleyici tarafından takip ediliyor.

1972 yılında, dönemin politik atmosferi etkisinde, düşünceleri nedeniyle suçlanarak hapis ile cezalandırılan ve uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan fikir-sanat işçisi Livaneli; Türk-Yunan ilişkilerinin zor dönemler yaşadığı 1980’li yıllarda Türk-Yunan Dostluk Derneği’nin kurucularından biri oldu. 1996-2016 yılları arasında UNESCO İyi Niyet Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002-2006 yıllarında ise milletvekili olarak TBMM’de yer aldı.

Türkiye müzik, kültür, fikir ve siyaset sahnesinde vazgeçilmez bir yeri olan Zülfü Livaneli, düşünsel ve edebi üretimine halen yaşadığı İstanbul’da devam etmekte.

 

Kitap Adı

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm

Kitap Yazar Adı

Zülfü Livaneli

Editör

Gülşen İşeri

Yayıma Hazırlayan

Günnur Aksakal

Kapak Tasarım

Berkcan Okar

Kapak İllüstrasyon

Doğukan Alyaz

Dizgi

Davut Aşkar

Sayfa Tasarım

Şevval Ulusoy

Dağıtım Tarihi

18.03.2021

Sayfa Sayısı

184

Ebat

13,7 x 23

Kağıt / İç Baskı

lll.Hm. Enzo 52 gr.

Cilt / Kapak

Amerikan Bristol 230 gr.

ISBN / Barkod

9789751041708

 

₺106,50
< 1 2 3 4 5 ... 24 >

Edebiyat Kitapları

Edebiyat Nedir?

Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini sözlü ya da yazılı anlatma biçimine denilmektedir. Bunun yanı sıra edebiyat sözcüğünün farklı tanımları da bulunmaktadır. Hepsi aynı anlamı ifade etse de edebiyatın belirli yöntemleri vardır. Edebiyat alanında eser veren bir sanatçı verdiği eseri gerçeğe uygun şekilde ele alarak karşısındaki kişide gerçeklik duygusu uyandırabilmelidir. Aynı şekilde edebiyatta her konu insan merkeze alınarak işlenmiştir. Bu yöntemler de edebiyata bilimsel bir anlam kazandırmaktadır. Günümüzün bilim dallarından biri olan edebiyat çeşitli alt dallara ayrılmıştır. Her biri kendi dönemine, bulunduğu yere ya da türüne göre isimlendirilen alt dallar, insanların geniş çerçeveli edebiyat dünyasını daha yakından ve ayrıntılı bir şekilde öğrenmesine olanak sağlamıştır. Halk edebiyatı, 19. Yüzyıl Türk edebiyatı, Rus edebiyatı gibi türler alt dallarındandır. 

Edebiyat kitapları arasında oldukça önemli bir yeri olan klasikler farklı dillere çevrilmiş ve bu sayede geniş kitlelerce okunması sağlanmıştır. Türk edebiyatı kitapları, Türk edebiyatının önemli yazarları tarafından yazılmış, yazıldığı dönemi en iyi şekilde ifade eden kitaplardır. Türk kültürünü, aile yapısını, gelenek ve göreneklerini, savaş zamanlarını anlatan pek çok çeşit kitap bulunmaktadır. Her biri ayrı öneme sahip bu kitaplar farklı dönemlerde yazılmıştır. Edebi roman kitapları olarak da bilinen bu eserler o dönemin Türkçesi ile yazılarak okuyucularına sunulmuştur. Günümüzde ise bu eserler, orijinaline sadık kalınarak sadeleştirilmiş ve günümüz Türkçesinde yeni basımları oluşturulmuştur. 

En İyi Rus Edebiyatı Kitapları

Rus edebiyatı kitapları dünya üzerinde oldukça ilgi gören edebiyat eserlerinin başında gelmektedir.  Rus edebiyatı açısından 19. Yüzyıl edebi anlamda üretken bir yüzyıl olmuştur. Herkesin bildiği ve çeşitli kitaplarını okuduğu bu yazarların, en iyi edebiyat kitapları arasında yer alan romanları bulunmaktadır. Özellikle roman türü ile adını dünyaya duyuran Rus edebiyatı kitapları, o dönemde oldukça geniş okur kitlelerine ulaşmıştır. Ayrıca Rus Edebiyatının, Klasik Dönem Rus Edebiyatı, Romantik Dönem Rus Edebiyatı, Gerçekçi Dönem Rus Edebiyatı olarak çeşitli alanları bulunmaktadır. Bu dönemlerde yazılmış başlıca edebi kitaplar ve yazarları şu şekildedir:

  • Aleksandr Puşkin: Yüzbaşının Kızı, Erzurum Yolculuğu 
  • Fyodor Dostoyevski: Suç ve Ceza, Budala, Karamazov Kardeşler, Yeraltından Notlar, Kumarbaz, İnsancıklar, Ezilenler, Beyaz Geceler, Ecinniler
  • Lev Tolstoy: İnsan Ne İle Yaşar, Anna Karenina, Diriliş, İvan İlyiç’in Ölümü, Çocukluk, Gençlik, Üç Ölüm, Kafkas Tutsağı, Efendi İle Uşağı
  • Nikolay Gogol: Ölü Canlar, Akşam Toplantıları, Bir Delinin Anı Defteri Palto-Burun, Müfettiş, Evlenme Kumarbazlar
  • Maksim Gorki: Ana, Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken,  Benim Üniversitelerim, İnsanlar Arasında
  • İvan Turgenyev: Babalar ve Oğulları, Avcının Notları, Klara Miliç
  • Anton Çehov: Üç Kız Kardeş, Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Altıncı Koğuş, Üç Yıl, Hikâyeler

Türk Edebiyatı Kitap Önerileri

Türk edebiyatı kitapları, farklı türde yazılmış çeşitli eserlerden oluşmaktadır. Her birinin ayrı değeri olan bu kitapların Türk tarihi ve edebiyatı açısından oldukça önemli bir yeri vardır. Kitap okuma alışkanlığının, kişisel gelişime katkı sağladığı ve genel kültür bilgisini arttırdığı uzmanlarca belirtilmiştir. Her türlü okurseverin zevkine hitap eden edebiyat okuma kitapları oldukça çeşitlidir. Bu çeşitlerin başında roman, hikâye, masal, şiir türlerinde yazılmış edebiyat kitapları gelmektedir. Bu kapsamda birçok okuyucu tarafından beğenilmiş ve Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlamış başyapıt niteliğindeki eserler okuyuculara sunulmuştur. 

Türk edebiyatı kitap önerileri isteyenler öncelikle Türk Edebiyatı klasiklerini okumalıdır. Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı Çalıkuşu, Acımak, Yaprak Dökümü kitapları, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşkı Memnu, Mai ve Siyah, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç, Felatun Bey İle Rakım Efendi, Efsuncu Baba, Ömer Seyfettin’in yazmış olduğu öyküler, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan kitapları edebiyat kitap önerileri arasında yer alır.  Ayrıca Kurtuluş Savaşı dönemini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduğu yılları anlatan Türk edebiyatının önemli eserlerini yazan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban, Ankara, Kiralık Konak kitapları okunması gereken edebiyat okuma kitapları arasında yer almaktadır. Aynı şekilde Halide Edip Adıvar, Türk Edebiyatına katkı sağlayan Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türk’ün Ateşle İmtihanı gibi başarılı eserler ortaya koymuştur.

Ödüllü Edebiyat Kitapları

En iyi edebiyat kitapları arasında gösterilen Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan yüzlerce ödüllü okuma kitabı vardır. Bu ödüller arasında herkes tarafından bilinen ve prestiji olan Nobel Edebiyat Ödülüdür. Nobel Edebiyat Ödülü alan kitaplar arasında Yüzyıllık Yalnızlık, Kırmızı Zambak, Bulantı gibi kitaplar bulunmaktadır. Aynı zamanda Türk Edebiyatı içinde önemli bir yazar olan Orhan Pamuk, Kar kitabı ile 2012 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür. Nobel Edebiyat Ödülü yazarın sadece tek bir kitabı üzerinden değil, o güne kadar yazmış olduğu tüm kitapların niteliği değerlendirilerek verilmektedir. Bu kapsamda dünya edebiyatı kitapları arasında nitelikli eser sayılabilecek pek çok okuma kitabı ödüllü yazarların kaleminden çıkmıştır.

Ünlü Edebiyatçı Yazarlar

Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan başlıca yazarlar vardır. Bu yazarların eserleri geniş okur kitlelerine ulaşmış ve en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Türk Edebiyatı için örnek oluşturan gerek Modern Türk Edebiyatı gerekse Divan Edebiyatı kitapları yazan yazarlar edebiyat alanının gelişmesinde oldukça etkilidir. Bu dönemlerde yazılmış ve en iyi edebiyat kitapları arasına girmiş eserlerde geniş okuyucu kitlelerine hitap etmektedir. Bu yazarlara örnek verilecek olursa Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Oğuz Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Rauf, Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu gibi önemli edebiyatçı ve yazarlar bulunmaktadır. 

Dünya edebiyatı kitapları arasında yer alan, değerli eserler ortaya koyan ünlü edebiyatçılar vardır. Bu yazarlardan Victor Hugo’nun Sefiller kitabı son derece önemli bir yere sahiptir. Aynı şekilde Balzac’ın Vadideki Zambak ve Goriot Baba, Charles Dickens İki Şehir Hikâyesi dünyaca ünlü yazarlar ve eserleridir. Bunların yanı sıra günümüzde de modern edebiyat alanına katkı sağlayan hem Türk hem de yabancı birçok yazar bulunmaktadır. 

Edebi Kitap Fiyatları

Edebiyat ile ilgili kitaplar çeşitli türlerde ve konularda okurlarına sunulmaktadır. Her okurun okumaktan zevk aldığı kitap türü farklılık göstermektedir. Bu kapsamda edebiyat alanı ise oldukça geniştir.Okuyucular kendi zevkine uygun olan kitabı kolaylıkla temin edilebilmektedir. Günümüzde kitap alışverişleri genellikle internet üzerinden yapılmaktadır. Hem kitap fiyatlarının uygun olması hem de çok daha fazla kitaba ulaşabilme imkânından dolayı sanal mağazalar daha fazla tercih edilmektedir. Edebiyat tarihi kitapları, edebi romanlar, divan edebiyatı eserleri gibi farklı alanlarda yazılmış birçok eser kolayca temin edilmektedir. Bu Kitapların fiyatları ise kitabın tasarımına, sayfa sayısına, kitabın ebatlarına, baskı sayısına ve yayınlandığı matbaaya göre çeşitli fiyat aralıklarında okurlarına sunulmaktadır. 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı