New York, dünyanın kültür ve ticaret başkenti. Pek çok kişinin rüyasını süsleyen kent. Zülal Kalkandelen, New York’un ışıltılı görüntüsünü ve bu görüntünün ardındaki yapıyı, tüm ilginçlikleri, iyi ve kötü yönleriyle anlatıyor: 11 Eylül terörünün şoku ve yükselen milliyetçilik New York’ta çöplüklerin işlevi Kentteki yabancıların ve Türklerin yaşamı İş bulma ve yaşam zorlukları Turistler için gizli New York rehberi Vejeteryanlar ve veganlar için olanaklar Gece yaşamı, müzik dünyası ve konserler Parkları, kütüphaneleri ve metrosu Bir yıl sonra 11 Eylül Zülal Kalkandelen’in kıvrak kaleminden okuyacağınız New York, sizibambaşka bir dünyanın kendine özgü atmosferine taşıyacak!
"Tüm kentler zamanın erozyonuna uğrayacaktır. Yalnızca İstanbul ölümsüzdür. İnsanoğlu İstanbul’da yaşadıkça ve kenti imar ettikçe, İstanbul var olacaktır." -Petrus Gyllius- "İstanbul’un Tarihsel Değerleri" (16. yüzyıl) "Though all other cities are subject to the decay of time, Constantinople alone seems to claim for itself a kind of immortality and shall continue a city as long the race of mankind shall live either to inhabit or rebuild her." -Petrus Gyllius- "The Antiquities of Constantiople" (16th century)
Karikatürcüler fazla konuşmaz derler. Doğrudur, karikatürcü sözden ziyade çizgiyi yeğler. Ne var ki kimi zaman çizgi de yetmeyebilir... Böyle durumlarda harfler imdada yetişir, kağıt üzerinde sözcükler sıralanır, tümceler şekillenir, karikatürcü ‘yazar’ olur çıkar!... Profesyonel anlamda karikatür çizmeye biraz geç başladım. Yıllar boyunca karikatürcü gözlüklerimle yaşadıklarımı, gördüklerimi çizgi romanlara dönüştürmeyi göze alamadım. Yitirdiğim zamanı çizgiyle yakalamak güç geldi bana, tembellik edip harflere sığındım. Moskova’da Perestroika’nın kırmızı pabuçlu kızlarını... Tunus’taki Casablanca kabusunu... Kazak erkeklerinin kazaklığını... Vilamour’daki briç sirkini... Gabrovo’nun kuyruksuz kedilerini... Marsilya’daki Ermeni taksi şoförünü... Boston’un en izbe gece kulübündeki Pazar ayinini... Katalanlar’ın misafirperverliğini... ...hafıza süzgecimde kalan mizah kırıntıları olarak kaleme alınca, bir de baktım ki böyle bir kitap olmuş!..
'Kaçkar- Verçenik Tırmanmış Rehberi, Pontik Alpler olarak da bilinen Doğu Karadeniz'in Kaçkar Dağlarındaki 26 adet farklı tırmanışı deneyimli dağcı Tunç Fındık'ın rota tanımlamalarıyla kapsamlı şekilde anlatan, Kaçkar dağlarında tırmanışa dair ilk rehber kitaptır. Kitabın geliştirilmiş ikinci baskısında Kavron ile Verçenik bölgeleri detaylandırılmış ve tüm rotalar renkli fotoğraflar ve topo çizimler beraberinde anlatılmıştır.
Nemli havası müthiş yeşilliği ve kara renkli sarp doruklarıyla Kaçkar Dağarı bir dağ cennetidir; her yerinden coşkun dereler akan, yeşil çayırlarla bezeli bir alpin ütopya... Her sene yazın oraya seyahat etmeyi iple çeker insan. Bazen insanı bıktıracak kadar sulak ve nemli olan bu coğrafya aslında kuzeydoğudaki Kafkasya'nın şahane bir uzantısıdır; yazı ayrı, kışı ayrı bir dünyadır. Kaçkar'da dağcılık ve tırmanış yapmak hep zahmetlidir. Yeri gelir günlerce hava açmaz yağmur altında beklersiniz. Çoklukla zor bir kayda duvarının ortasında tipi ve yıldırım sizi pençesine alıverir, bazende çürük kaya duvarlarında donmuş çamurlu kulvarlarda emniyeti düşük, tehlikeli tırmanış size illallah ettirirken endişe dolu anlar yaşatır. Botlarınız günlerce yağmurda gezmekten su çekmiştir ve iki de bir ıslak çoraplarınızın suyunu sıkmak sıkıntı vermeye başlar.
Ancak 'orada olmak' dünyanın en güzel şeyidir. Bir kez güneş açıp sırtınızı ısttığında zirveden aşağıya uzanan uçsuz bucaksız bulut denizine baktığınızda veya muhteşem bir buz kulvarını bitirip zirveye ulaştığınızda oraya yani Karadeniz'in Kaçkar Dağları'na tekrar döneceğiniz kesindir...
Siz hala Eskişehir'i gezmediniz mi?
Biz geldik ve gördüklerimizi bu kitapta anlattık. Son yıllarda geçirdiği büyük değişim ve gösterdiği gelişime ile herkesin takdirini kazanan ve görenleri hayran bırakan Eskişehir'in gezilecek görülecek yerlerinden tarihine, mutfağından yerel kültürüne dair her şey bu kitapta...
Ankara; vadilerini, bağlarını, derelerini ve çaylarını ve tarihsel çevresinin büyük bir kısmını Cumhuriyet Başkenti olduğundan bu yana geçen 90 yıl içinde kaybetmiştir. Günümüzde de Atatürk'ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği, şehrin en önemli ekolojik koruma alanlarından olan İmrahor Vadisi, Eymir ve Mogan Gölleri Su Havzası, Çubuk Çayı Havzası, Ankara Çayı ve Batıda İstanbul Yolu üzerinde Kazan'a kadar olan verimli tarım toprakları, kayak merkezi Elmadağ çevresi tehdit altındadır. Eski Ankara üzerinde de merkezi iş alanlarının artan baskısı bulunmaktadır.
Ülkemizin kültürel zenginliklerini tek bir kitaba sığdıramadık. İki cilt halinde sunduğumuz "Gezgin Gözüyle Türkiye" adlı kitaplarımızda ülkemizin farklı yöreleri, başta editörümüz olmak üzere onlarca gezgin yazarımız tarafından kendi gezi, gözlem ve birikimlerine dayanarak anlatıldı.
Kan Gölüne Dönen Ortadoğu'ya Hasan Hüseyin'in Gözünden Bakmak...
Mart 1974'te, Hasan Hüseyin (Korkmazgil), Irak'a, geleneksel Mirbet Şiir Şenliği'ne davet edilir. Orada yaşadıklarını, gözlediklerini, yorumlarını not eder.
Duyarlı ve yürekli bir ozan için görülmeye değer o topraklarda, inanılmaz çelişkiler ortasında, gelişmeye çalışan tüm ülkelerin halkları neleri istiyorsa, hep aynı özlemleri görür o da:
Ekmek, iş, özgürlük, rahatlık, kurtuluş:...vaaaay bize vaylar bizeabbas'a diye diyehüseyin'e diye diyene yaman oynamışlar bu yoksul yığınlarlakanına ekmek doğramışlar bu çıplak yığınlarıngizlemişler bir kanlı saltanatıarkasına bu altın kubbelerinkerbela çıplakkerbela açkerbela yalınayak...
Gözlemleri, anıları, izlenimleri, eleştirileri ve olanca coşkusuyla Hasan Hüseyin'den Bağdat-Basra yolları…
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.