DAN; 30’unu geçmiş bir kadının, olgunluk dönemine denk gelen ilişkileri, çelişkileri, daha önce “Neden? Nasıl?” dediklerinin karşılık bulduğu bir otobiyografik roman. Yazar, yaşadıkları ve gözlemledikleri üzerinden 

dünyayı, insanları, iletişimi ve sevgiyi anlama biçimini aktarıyor. 

 

Nefretten, kinden, zorbalıktan uzak yaşantısında, kendisiyle aynı değerlere 

sahip insanlarla karşılaşamadığı için yakınan, dürüstlüğün can sıksa bile hayattaki en gerekli erdem olduğunu savunan, bir şeyler bitse bile hırsla ve kavgayla sonlanmaması gerektiğine inanan yazarın, sohbet eder 

gibi anlattığı bu hikâye size de ilham verecek.

 

Güzellik anlayışı, genellemeler ve empatinin tanımıyla tamamladığı hikâye, günün sonunda karakterin gücünü yitirmediğinden ama bir şeyleri aramaktan vazgeçtiğinden bahsediyor.

₺61,60
Bu kitabı neden eline aldın, bilmiyorum. Belki beni Youtube’dan tanıyorsun, belki ilk defa karşılaşıyoruz. Sebebi her ne olursa olsun buradasın. İlk cümleyi okudun. Artık bu anın geri dönüşü yok.
İçeride karşılaşacağın hikâyeler, benim hikâyelerim. Daha önce defalarca yaşanan, eşsiz veya benzersiz olmayan hikâyeler. Anlatmam lazımdı, çünkü anlatmazsam çatlardım.
Ben Y kuşağına aitmişim; sen Z, onlar C, öbürleri T… Her neysek, çok yorgun bir geçmişin çocuklarıyız. Bizi kirli geçmişten, kavgalardan, darbelerden korumak için renkli dünyaların içine attılar.
Sorumsuzuz, dünya umurumuzda değil diye de bizden nefret ettiler. Ne dünya umurumuzdaydı, ne de biz dünyanın umurundaydık. Mesele artık kendi meselemizdi.
Yaşamak için bir yol bulacaksak bunu kendi başımıza yapacaktık. Güven mi? Güven kelimesi çoktan bankalara, sigorta şirketlerine satılmıştı, hem de yok pahasına…
İnsana dair birçok kelime çoktan şirketlerin olmuştu. Herkes güvenilmezdi artık, her an sırtımızdan vurulabilirdik. Hem tek başımızayız hem paranoyağız.
Sana videolarımda hep dedim ki; “kendi cennetini yarat.” Ben o cennete gidene kadar cehennemden geçtim, iyi ki...
Sana kendi hikâyemi olduğu gibi, dürüstçe anlattım; sen de anlat, başkasına değilse bile kendine anlat diye…
Anlat ki rahatla, anlat ki tanış kendinle.
₺98,00

Rus öykü ve oyun yazarı Anton Çehov, Çarlık Rusyası’nın çöküş dönemindeki taşra yaşamını, insan ilişkilerinin kopukluğunu, bunalımlı bir toplumun bireylere yansıyan tedirginliğini şiirsel bir gerçeklik içerisinde dile getirdi. İnsan ruhunun en derinine inerek bireyin sınırsız yalnızlığını işlediği öykülerinde, yalın bir anlatım ve lirik bir duyarlılıkla sıradan insanların anlamsız gibi görünen yaşamlarına anlam kattı. İnce bir ironi duygusuyla harmanlanmış öykülerinde kaba ve çirkin olanı açığa çıkartarak, iyimserlik duygusunu ön plana alan Çehov, modern öyküye dramatik bir yoğunluk katmıştır. Anton Çehov’un öykülerinden yapılmış özenli bir seçkiyi, Yılmaz Gruda’nın ustalıklı çevirisi ile sunuyoruz.  

₺73,50
Mutlu Aşk da Var - Özgür Aras

İki kişi bir araya geldiğinde, laf eninde sonunda dolaşıp ille de şu gönül meselelerine varıyor, değil mi? Öyle ki, bir başkasının deneyimini dinlerken olayı içselleştiriyor, sanki biz de bir türlü iyi bir insanla karşılaşamayacakmışız gibi düşünüyoruz... İşte mesele tam da bu! Denemeden bilemeyiz. Umut etmezsek deneyemeyiz!..
Engebeli yollardan geçip, büyük cephelerde savaşıp kocaman yaralar edinseniz de, bir gün her şeyin harika olacağına dair inancınızdan asla vazgeçmeyin. Kafamızda aşkı bitiren şey yaşadığımız kötü deneyimler değil, bunlar sebebiyle iyi günlerin geleceğine dair inancımızdan vazgeçmektir... Aşkı, inanmamak uzaklaştırır bizden aslında...
O yüzden aşksızlıktan yakınırken dönüp sorun kendinize, “Aşkın varlığına inanıyor muyum gerçekten?” diye...
Şimdiye kadar çok üzülmüş olmanız, bundan sonrasının da böyle devam edeceği anlamına gelmiyor. Hayatta hiçbir şey tek bir çizgide ilerlemezken neden sizin kaderiniz hep aynı biçimde gitsin ki? Başkalarının inançsızlığı ve mutsuzluğu ile doldurmayın kalbinizi... Orayı her daim yemyeşil ve bakımlı bir bahçe gibi saklayın ki, içinde güzel ve canlı çiçekler açsın...   
O özel insana rastlama şansına sahip olmak istiyorsanız, önce sınırları kaldırın! Kendinizi ve beklentilerinizi esnetin. “Mutluluk her neredeyse, orada olmayı diliyorum...” İşte benim en sevdiğim bakış açısı budur. Bu, bütün kalıpları birer birer ortadan kaldırırken sizi özgürleştirir, sakinleştirir... Sakin bir yürekte çok daha kolay gelişip büyür aşk...
Aşkın cömertliğine ve ödül mekanizmasına güvenin. Ona karşı ümidini kaybetmeyen insanlara gün gelip harika sürprizler yapmakla ünlüdür aşk...
Hep öyle olmadı mı? “Bu son!” dediğinizde, “Bundan öte sevemem” diye haykırdığınızda,  kendinize kurduğunuz dünya yerle bir olduğunda, çok daha şiddetli bir duyguyla sizin karşınıza çıkmadı mı aşk?
Hiçbir aşk son değildir! Siz istemedikçe... Hayat devam ettikçe, nefes aldıkça...
Ve biliyor musunuz? MUTLU AŞK DA VAR!.. Farkında değilsiniz ama belki de yanı başınızda...
Bir göz mesafesinde ya da hiç ummadığınız bir kapının ardında... Hadi gidip onu bulalım...
Özgür Aras

Sayfa Sayısı  : 192
Ebat : 13.7x21.5  
Kağıt / İçBaskı :  II.Hm Enzo 55gr.
Cilt / Kapak : Amerikan Bristol 235.gr
ISBN / Barkod :  9789751039156
₺91,70

SırBende - Özlem Binel

Masal ülkeleri düşleyenlere, gerçek aşkın varlığına inananlara,
“Sır”  denince lal olup ömürlük bilenlere,
Yaraların güçlendirdiği kadınlara, yara açmayan adamlara,
Emanetim size, demek için yazıldı.

Büyüden korkmayanlara, büyülendikçe büyüyenlere,
Rüya ile gerçeği, hayal ile hayatı bir arada yaşayanlara,
Aşktan yananlara, aşka küsenlere, ömrü hiç gibi geçenlere,
Deva olsun, derman olsun, diye yazıldı.

Aşk olsun; okuyana
                      büyüsü bulaşsın,
                                     esrarını kendinde bulsun, demek için yazıldı.


Sayfa Sayısı                                296
Ebat:        13,50 x 19,50
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                    Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:                  9789751039101

₺109,90

“Bu Su Hiç Durmaz’da ben bir hüzün alırım. Her şey devam eder, su yine akar,

yine gider ve hayat sürer. Sen de istediklerini yapamayabilirsin ama hayat aktığı

için onunla beraber akarsın. Su zaten benim için bir hareket sembolü, o hareketin içinde sen

de yürür gidersin. Bazen bir şey yapamazsın, bazen yaparsın. Bazen yaşar, bazen

kaybolursun. Bazen başarırsın, bazen başaramazsın... ”

₺175,70

 

Atatürk, Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da kitabını okuduktan sonra bu kitabın Türkiye’de okulların müfredatına  –askeri okullar başta olmak üzere–  dâhil edilmesini  istedi. Böylece Atatürk zamanında ilk kez Türkçeye çevrilen kitap en çok okunanlar arasında yer aldı.

 

Grigoriy Petrov’a göre coğrafi koşulların yarattığı olumsuzlukların yanında yoksulluk, yoksunluk içerisindeki bir halkın dayanışmayla yeniden inşa ettiği bir ülkedir Finlandiya. Türkiye coğrafi koşulları bakımından yaşama çok elverişli olsa da Cumhuriyetin özellikle ilk yıllarında Osmanlı’dan da kalan yoksulluğu, olanaksızlığı, eğitimsizliği derinden hissediyordu. Finlandiya’nın geri kalmışlıktan kurtulmak için yürüttüğü bu büyük mücadelenin bir benzerinin Türkiye’de de veriliyor olması okur için kitabı daha anlamlı kılıyor.

 

Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da; halkın  içinde bulunduğu yoksulluk ve cehalet koşullarından kurtulabilmesi için başını aydınların çektiği bir eğitim seferberliğinin eseridir. Bu kitapta bir ulusun iktisadi, sosyal, siyasal olarak yeniden dirilişini okuyacak, ütopik-ideal  görünenin  çabayla,  dayanışmayla  toplumsal gerçekliğe nasıl  dönüştüğünü  göreceksiniz.

 

₺63,70

Sözlü Türk edebiyatının en güzel, en canlı eserlerinden biri kuşkusuz Dede Korkut Hikâyeleri'dir. Son derece yalın, duru bir dille 15. yüzyılda yazıya geçirilmiş olan bu hikâyelerin eski bir Türk destanından kopmuş parçalar olduğu sanılmaktadır. Dil ve edebiyat açısından eşsiz bir kaynak oluşturan hikâyeler, özellikle Oğuz Türklerinin yaşama biçimleri, örf ve âdetleri, inançları bakımından folklor ve tarih araştırmacıları için de temel bir kaynaktır.

Dede Korkut Hikâyeleri'nde aile ilişkileri, kahramanlık, yiğitlik, doğa gibi geleneksel konular işlenmiştir. Hikâyelerin her birinde ayrı bir kahramanın başından geçen olaylar anlatılır. Topyekûn savaşlar yerine bireyler arasındaki anlaşmazlıklar ve mücadeleler hikâyelerin temel karakteristiğidir. Hareket kadar duygular da önemlidir bu hikâyelerde. Bu açıdan modern öyküye oldukça yakındır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 208
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Tarihi : 4.2018
₺79,80

“Maalesef insanların sayısı gittikçe artıyor. Ben çocukken üç milyar kişi vardı. Hepsini göremiyorduk tabii ama sokaklar boştu diye hatırlıyorum. Şimdi bu sayı sekiz milyara yaklaştı ki, hem çok kalabalık hem çok fazla aptal var. Bir de bunların kullandıkları yapay zekâ enstrümanlarını katarsak dünya üzerinde çok fazla zırıltı var. Ama gerçek, yaratıcı, üretici bir beyin faaliyeti nadiren bulunuyor gibi geliyor bana! Bir de çok gürültü yapıyorlar!

Ali Biçim beyin loblarının ters takılmış olması, manik depresif halleri, durup dururken girdiği yüksek zekâ seanslarıyla bence ‘Gösteri Dünyası’nda beklenen adamdır. Sıkıcı hayatlarımız için, lüzumsuz sorularımız ve bunların ne yapacağımızı bilmediğimiz cevapları için…”

Okan Bayülgen

Genç ve başarılı showman Ali Biçim, farklı üslubuyla kaleme aldığı,  gerçek ile kurmacanın iç içe geçtiği hikâyeleriyle okura ironi sanatının özel örneklerinden birini sunuyor. Bu Ne Biçim Hikâye Böyle, Ali Biçim’in show dünyasında olup bitenlerin ipuçlarını da verdiği şaşırtıcı bir anlatı… 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 215
En / Boy : 13 / 19
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 10.2017
₺97,30

Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki, akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevaptan, Atatürk’ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama, “Ben böyle diyorum, böyle yapın,” dememiştir. Bilakis, “Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin,” demiştir. Yaptığı bütün inkılâpların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir. 

 

Atatürk bir diktatör mü, değil mi? 

Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

₺98,00

Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye’nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye; ticarette de, tarımda da gariban olup; örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen, son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye’de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur. 

 

Bu korkunç cehalet denizini yaratanların arasında yaşamaya nasıl devam edebileceğiz? Atatürk Türkiyesi çoktan tarih olmuş, 1950’den beri kırsal kökenli zır cahil politikacılar elinde Osmanlı tüm dehşetiyle hortlamıştır. Ancak eskisinden çok daha hızlı gelişen dünyada yeni Osmanlı Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu kadar yaşamayacaktır. Aklımızı başımıza alıp, dünyayı yöneten bilgiyi edinip onu üretmeyi öğrenemezsek, bizlerin nesli bu yeni Osmanlı garibesinin parçalanarak tarih olduğunu ve Ön Asya’daki Türk varlığının silindiğini görecektir. 

 

Türkiye sonu pek feci bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.

₺108,50

Bu kitapta bilimin ışığı; antik çağ düşünürlerinden Fransız İhtilali’ne, evrim kuramından C-47 uçaklarına, YÖK’ten Anadolu-Avrupa ilişkilerine kadar hayatı –neredeyse bütünüyle– kapsayan bir alana; III. Selim’den Mustafa Kemal’e, Hasan Âli Yücel’den Ömer Hayyam’a, II. Mahmut’tan Cahit Arf’a, Kropotkin’den Sırrı Erinç’e, hatta “coğrafyanın müzisyeni” Barış Manço’ya kadar bilim, sanat, kültür ve siyaset alanında var olmuş birçok önemli adın üzerine düşüyor. 

 

Bilimin ışığı, hayatı ve tarihi bilimsel düşünce yöntemi ve eleştirel akılla aydınlatıyor.

 

ABD Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı ve Academia Europaea’ya seçilen ilk Türk üye olan, Londra Jeololji Cemiyeti Başkanlık ödülü sahibi, Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyesi A. M. Celâl Şengör’ün bu kitabı bilimin kılavuzluğunda “düşünen deneme” tadını taşıyor.

₺126,00

Şu anda Türkiye’ye egemen olan cehalet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonel düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilaveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye’yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca “proje” diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar; zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye’de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.

₺122,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Yöneticilerin dünyası, pusuya yatmış avcılarla doludur…

Geleceğin parolası: “Tetikte olunmayan gün yoktur.”

Başarı kazanamayanların yüzde doksanı 

yenilgiye uğramamışlardır…

Sadece pes etmişlerdir…

Korku felakettir!

Zaman kimseyi beklemez!

Imkânsız olanı istemek!

Demir dövmeden demirci olunmaz!

Hiçbir şeye cesaret edemeyenin hiçbir şeyi olmaz.

Eylem için özgürlükten başka bir şey gerekmez.

İrade olmadan ne hayal ne dünya olur.

Hayal yoksa insanlar mahvolur.

Nereye gittiğini bilmeyen uzağa gidemez.

Dünyayı gördüğünüz pencere, sizsiniz.

Heyecan uyandırmayan yönetemez.

Devrimlerde, “Bizi kaç kişi destekler?” diye sorulmaz.

Bütün doğa savaş halindedir. İzleyin, canlıların hayatını görürsünüz, insandan böceklere kadar…

₺140,00

ARKA KAPAK YAZISI

Herkesin bir öyküsü vardır bu hayatta… 

Bazısını yaşarız, bazısını izleriz, bazen de 

okuruz.  Mesleklerinin zirvesindeki isimler Onlar’ın Öyküsü’nü kaleme aldı bu kitapta. 

Bir de şiirimiz var. Okuyamayan kız çocuklarımız için yazdılar. Şu an elinizde tuttuğunuz ve aldığınız her kitap, o kız çocuklarımızın eğitimi için kullanılacak.

 

Ajda Pekkan “Sessizlik”

Arzum Onan “İki Zeynep”

Belçim Bilgin “Işık Çocuklar”

Bergüzar Korel “Mucizenin Adı: Babam”

Demet Evgar “Ben Kim miyim?”

Fatma Girik “İşte Benim Sevdam”

Monik İpekel “Yaşı Küçük Kalbi Büyük”

Nazlı Çelik “Mehmet”

Nebahat Çehre “Ülkemin Acı Gerçeği”

Ömür Sabuncuoğlu “Canım Ağabeyim”

Sıla Gençoğlu “Tomurcuk”

Songül Öden “Baykuş”

Şükran Ovalı “Kilitli Dolap”

 

Bu yazıları kaleme alan tüm isimler, bugüne değin güzel davranışlarıyla, başarılarıyla ve 

iyilikleriyle hep hayatlarımıza dokundu. Umarım bizi bir araya getiren bu saf ve iyi enerjimiz, o minicik kalplerin hayatına da aynı güzellikte dokunur. 

 

Sayfa Sayısı : 128

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt / İç Baskı :III.Hm Enzo 

Cilt/Kapak :  Amerikan/Amerikan Bristol


ÖZGEÇMİŞ

Ömür Sabuncuoğlu

 

Klasik bir özgeçmiş yazısı yazmak istemedim ve yolculuğumu bir hikâye olarak sizlerle paylaşmayı arzu ettim. Üniversitedeyken Kanal D Haber Merkezi’nde, Uğur Dündar yönetimindeki Kanal D Haber’de staj yaparak televizyonculuğa ilk adımımı attım. Fakat yazmayı çok sevdiğim için yazılı basının içinde olmak istiyordum. Önce Beşiktaş Dergisi’nde Beşiktaşlı futbolcu ve sanatçılarla röportajlar yaptım. Daha sonra aynısını Galatasaray Dergisi’nde devam ettirdim. 

 

Sabah Gazetesi Spor Servisi’nde profesyonel meslek hayatıma adım attıktan üç gün sonra aynı ekiple birlikte yeni çıkmaya hazırlanan Star Gazetesi’ne transfer oldum. Yaklaşık bir sene sonra Star TV’nin magazin programında da muhabir olarak çalışmaya başladım. İki yıl sonra Kanal D’ye geçtim ve orada tam on yılımı geçirdim. “Neler Oluyor Hayatta”, “İnsanlar Yaşadıkça” programlarında muhabirlik, “Hayat Güzeldir”de editörlük, “Canlı Canlı” ve “Magazin D” programlarında istihbarat şefliği yaptım. 

 

2010 yılının Ocak ayında Hafta Sonu Dergisi’nden gelen yazı işleri müdürlüğü teklifini kabul ettim ve televizyona ara verdim. Ancak aynı senenin Haziran ayında Show TV’den teklif geldi ve haber müdürü olarak göreve başladım. Bir müddet daha Hafta Sonu Dergisi’nde  “Gördüm… Duydum… Yazıyorum” isimli köşemi yazdım. Altı senedir Show TV’de magazin programları müdür yardımcısı ve haber müdürü olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Gazete Habertürk’te “Ömür Sabuncuoğlu ile HeyCanlı Sohbetler” köşesinde ünlü isimlerle pazar sohbetleri yapıyorum. Şimdilik yolculuğum böyle devam ediyor…

Instagram: omursabuncuoglu

Twitter: omursabuncuoglu

₺125,30

Mor Saki - Ali Deniz USLU

Ali Deniz Uslu, Mor Sâki’de şiir ile kısa öyküler arasında kurduğu ilişkiyi, bir adım daha ileriye taşıyarak, cüretkâr tavrını koruyarak sürdürüyor. Uzlaşmayan, tehditkâr sözcüklerle dolu yazı ikliminde, kendi fırtınasında korkusuzca kürek çekiyor. Varmak istediği coğrafyaya sanki bir an önce ulaşmak ister gibi. 

Algı kırılmaları, anlam bölünmeleriyle zamandan parçalar koparırken geçmiş, şimdi ve gelecek koridorunda hayata dair sorular sormaya, cevaplar bulmaya devam ediyor.

Uslu’nun dizeleri keskin, yüzleşmekten korkanların eline almaması gereken türden. Ama kendiyle çarpışabilenler için bir o kadar da umut dolu ve şifalı. Şairin şiir evrenine daha önce girmediyseniz bu kitap ön sıralardan bir koltuk, geçmişte yayımlanan kitapları için de sizi neyin beklediğinin bir hatırlatması.

 

Sayfa Sayısı: 112

Ebat: 13.7x21.5

Kağıt / İçBaskı: III.Hm Enzo

Cilt / Kapak: Amerikan/  Amerikan Bristol

ISBN / Barkod:9789751038883

₺63,00
Arif V 216 - Cem Yılmaz

Elinizde tuttuğunuz senaryo, yaklaşık bir buçuk yıl süren yoğun emeğin son ürünü olarak meraklılarının beğenisine sunuldu. Film yapımı sırasında seyircinin finalde ne seyredeceğini aylar evvel bizlere tane tane anlatan senaryomuz artık okurlarıyla buluşmaya hazır.
Seyircisini adeta 1969 yılına götüren setleri, dekorları, kostümleri, makyajları ve çekim sonrası yine haftalarca süren kurgusu, montajı, müzikleri, post prodüksiyonu, özel efektleriyle ilmek ilmek dokunmuş özenli bir film olduğunu her karesinde ispat eden filmimiz Arif V 216 ile gurur duymamak elde değil.
Dönemin ünlü karakterlerinin filme yapacağı katkıyı titizlikle senaryosuna dahil etmesinde, filmin hikâyesine akıllıca ve son derece hoş bir şekilde destek veren müziklerin düzenlenmesinde, kostümlerin birebir orijinal hallerine sadık kalınarak özenle hazırlanmasında ve daha birçok ayrıntıda senarist Cem Yılmaz’ın yarattığı karakterlere ve onları yaşattığı dünyaya saygısını görmek mümkün.
G.O.R.A. ile başlayan, sonrasında A.R.O.G. ile devam eden Cem Yılmaz’ın sevilen karakteri “halı, kilim, travel” işleriyle meşgul Arif, yeni macerasında eski dostlarını da yanına alarak, senarist Cem Yılmaz’ın yarattığı “yeni” karakterlerle bir sorunun cevabını arıyor:
“İyi insanlar yalnızca filmlerde mi olur?”
Can Yılmaz


Sayfa Sayısı            176  
Ebat:                         13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:        III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:             Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:        9789751038968
₺102,90

Tesadüf Tanrı’nın kendini gösterme şeklidir.

 

“Bir gün, küçük bir kozada minicik bir delik açıldı. O an kozayı seyretmekte olan bir adam, bedenini o minicik delikten dışarıya çıkartmak için çabalayıp duran ama onca çabaya rağmen bir arpa boyu yol alamayan kelebeğe çok acıyıp yardım etmeye karar verdi. Kelebeğin kozasındaki deliği genişleterek içinden çıkmasını sağladı. Ancak dışarı çıkan kelebeğin kanatları bedenine oranla küçücük, kupkuru ve buruş buruştu. Şaşıran adam, zamanla kelebeğin kanatlarının büyüyüp gelişeceğini umut ederek beklemeye başladı. Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çünkü hayat suyu kelebeğin bedeninden kanatlarına ancak kozadan çıkmak için çabaladıkça akabilirdi. Kelebek ömrünün geri kalanını, uçma hayalleri kurarak, kocaman bedeni ve küçücük kanatları ile sürünerek geçirdi. Hiç uçamadı.

Adamın anlayamadığı, kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin aslında o kelebek için gerekli olduğu idi. Çünkü bu, kelebeğin kaderini gerçekleştirebilmesi için, içinden geçmesi gereken Tanrı’nın bulduğu bir yoldu!”

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nun ardından bu sefer Kelebeğin Kaderi ile okuru spiritüel bir yolculuğa davet ediyor. 

 

Modern dünyanın kahramanlarının sevmek, sevilmek, acı çekmek, ihanete uğramak ve kendini keşfedip kaderini gerçekleştirmek yolunda yaşadıkları yoğun ve sarsıcı bir macera Kelebeğin Kaderi. Tesadüflerin hayatı nasıl yönettiği ve aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığı, her insanın ve her deneyimin yaşam yolunda bir basamak olduğuna dair epik bir anlatı, 

bir modern zaman masalı...  

 

En derin acılarınıza başka bir gözle bakmaya, 

tüm yaşadıklarınızın nedenini keşfetmeye ve 

kozanızdan çıkmaya hazır mısınız?

₺255,50

İnsan bir ömür birini bekleyebilir mi? Seni tanımadan önce sorulsaydı bana, hayır derdim. Ama hayat insanı hep inanmadıkları ile sınarmış. Seni beklerken sonsuz gelen dakikaları, saatleri, yılları saydım ben tek tek. Kim bilir belki de beni yaşatan beklemekti. Hatta belki aşk dediğin şey budur; hiç gelmeyeceğini düşündüğün birini beklemekten hiç vazgeçmemek. 

 

Başak Sayan ilk romanı Bağlanma Korkusu’nda zamana yayılan büyük bir aşkı ve sonuçlarını içten bir dille anlatıyor.

 

Aşkın ve sevmenin ne demek olduğuna, sahip olduklarımızın değerini ancak onları kaybedince anladığımıza ve 

pişmanlığa dair destansı bir roman Bağlanma Korkusu. 

 

Her şeyi şimdi anlıyorum. Benim kaderim seni sevmekmiş. 

Sadece seni sevmek...

₺175,00

Nefes kesen bir tempo. 

İnsanı çepeçevre saran bir hikâye. 

 

Beklenmedik olaylar örgüsü.

 

İçine çektiğin nefes gibidir hayat. Önce alırsın, sonra verirsin. 

Her şey hareket halindedir. İleri ve geri. Öne ve arkaya. 

İçe ve dışa. Yukarı ve aşağı. Sarkaç hiç durmaz. 

Ritim kendini telaf i eder. Her inişi çıkış, 

her doğuşu yok oluş, her acıyı sevinç izler. Bu yüzden her keder mükâfatlanır. Her fedakârlık ödüllenir. 

Her borç mutlaka ödenir. 

 

İstanbul Dragos’taki yazlık evde ölü bulunan bir adam. 

İntihar mı, yoksa cinayet mi, belli değil. Aynı anda İstanbul’un başka bir noktasındaki evde bulunan karısı kendi isimlerini taşıyan kuşların boyunlarının kırılarak öldürüldüğünü fark eder. Bir sorun daha vardır. Hiçbir şey hatırlamamaktadır. 

 

Olayı takip edenlerden biri, yükseleceğine kesin gözüyle bakılırken emniyet içindeki bir grubun kumpası neticesinde sürülen ve hakkında dava açılan bir istihbaratçı; diğeri ise kadın olmanın zor olduğu topraklarda Cinayet Büro’da çalışan tek kadın polis. Bu iki kişi gittikçe karışık bir hal alan soruşturmayı yürütürken birlikte çalışmaya koyulurlar. Soruşturma derinleştikçe geçmişteki sırlar ve bedeli ödenmemiş günahlar 

bir bir ortaya çıkmaya başlar. Artık herkes kendi 

geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.

 

Başak Sayan Bağlanma Korkusu ve Kelebeğin Kaderi’nin ardından bu kez Ölü Kuşların Sessizliği ile okuru psikoloji ve felsefenin iç içe geçtiği, soluk soluğa okunacak, heyecan 

dozu yüksek, sırlarla dolu bir dünyaya davet ediyor. 

 

Başına gelenlerin nedenini anlamak için geçmişine bak!

₺224,00

Mehmet Şanver - 15 Temmuz Kartal Yuvasının İstilası

 

15 Temmuz: Kartal Yuvasının İstilası kitabında 2016 Yüksek Askeri Şûrası’ndan hemen sonra istifa eden Mehmet Şanver’in anıları, değerlendirmeleri ve 15 Temmuz’da yaşanan hava hareketliliğine dair bilgiler yer alıyor. Kitap dışarıdan gözlemlerin, analizlerin sonucunda değil; darbe girişimi öncesinden FETÖ ile mücadele eden, o gece Moda Deniz Kulübü’nde kızının düğününde esir alınmadan önce verdiği kritik emirlerle darbenin akamete uğratılmasında önemli rol oynayan Türk Hava Kuvvetleri’nin ikinci en kıdemli komutanı tarafından yazılmıştır.

 

Mehmet Şanver, 15 Temmuz’a gelinen süreçte, başta Hava Kuvvetleri olmak üzere, 

TSK içerisinde neler yaşandığına ve 15 Temmuz gecesine ışık tutuyor; kamuoyunun merak ettiği bazı kritik soruların cevap bulmasına da yardımcı oluyor.

 

15 Temmuz’a nasıl gelindi? 15 Temmuz neden yaşandı? 

FETÖ’cüler Hava Kuvvetleri’ne nasıl sızdı? Hava Kuvvetleri’nde nasıl örgütlendi? 

FETÖ’cülerin yargı eliyle gerçekleştirdiği Ergenekon-Balyoz operasyonlarındaki amacı neydi?

15 Temmuz darbe girişimini TSK’da kimler destekledi, kimler darbeye karşı durdu?

Akın Öztürk kimdir?

Rus uçağı nasıl düşürüldü?

Bilinmeyen 2. Uludere olayı nasıl önlendi?

Mehmet Şanver’in darbenin önlenmesindeki kritik rolü neydi?

Mehmet Şanver neden istifa etti?

 

15 Temmuz: Kartal Yuvasının İstilası merak edilen pek çok sorunun yanıtını bulabileceğiniz bir kitap…

 

Sayfa Sayısı :360

Ebat :13.5x19.5

Kağıt /İçBaskı : III. Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan / Amerikan Bristol

₺142,80

Herlanda’da karnını herkesten iyi doyurup herkesten iyi yaşamanın tek koşulu vardır:

Yaşamını Her Şey’e adayıp itaat puanını yükseltmek. Her Şey’in yüz yılı aşan süredir devam eden iktidarını sarsan

Tek tehlikeyse ülkenin Hiçlerinin yeni mücadele yöntemleridir. Herlanda’nın Hiçleri, tarihin akışını değiştirmekte kararlıdır. 

MS 2141, bardağın taşırdığı yıl olacaktır.

İrfan Değirmenci, okurlarını distopik ülke Herlanda’nın özgürleştirdiği o yıla tanıklık etmeye çağırıyor…

 

Sayfa Sayısı : 280

Ebat : 13.5X19.5

Kağıt/İç Baskı : III.Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan / Amerikan Bristol

₺137,20

Hiç başınızdan geçmiş bir olayı utandığınız, kendinize yakıştıramadığınız ya da aptal durumuna düşmek istemediğiniz için 

“bir arkadaşınızın başından geçmiş gibi” 

anlattınız mı?

 

Farklı çevrelerden doksan dokuz kadın en kuytu köşedeki sırlarını bu kolektif kitap için gün ışığına çıkarıp Bi’ Arkadaşın Başına Gelmiş diyerek anlattı. 

Bu her biri birbirinden farklı kadın itiraflarını okurken, kiminde gülecek, kiminde ağlayacak, kiminden dersler çıkaracak, kiminden ilham alacaksınız! Bu itiraflarda bin bir duygusuyla 

tam da hayatı bulacaksınız. 

 

Hangi itiraf kime ait, merak ediyor musunuz? Aslında bu bizim sırrımız. Belki siz hangisini kimin yazdığını bulabilirsiniz. 

 

 

Ama biz ser veririz, sır vermeyiz!

₺115,50

ARKA KAPAK YAZISI

 

Yaptığınız iyilik yaşamınızı bir felakete sürüklerken gerçek aşkı bulsaydınız ne yapardınız?  Aşka ve iyiliğe sırtınızı döner miydiniz yoksa her ikisi için de savaşır mıydınız?

 

Duru savaşmayı tercih etti…

 

Sima, bebeğini  Duru’ya bırakıp kaçmıştır. Üstelik doğum belgelerine anne olarak Duru’nun adını yazdırarak! Duru genç yaşına rağmen bu büyük sorumluluğu üstlenir ve bebeğin babasını bulmaya karar verir. Bir çocuğu olduğunu öğrenen Toprak ise ailesi, nişanlısı ve hiç tanımadığı bir kadın arasında kalır ve hayatı eskisinden daha da karmaşık hale gelir…

Koca bir yalan sonucu yeşeren aşk ve beraberinde getirdiği yıkım sizi

satırlara hapsedecek…

 

 

The Wattys 2016’da “Yazarın İlk Eseri” kategorisinde ödüle layık görülen ve bugüne dek Wattpad’de 5 milyonun üzerinde tıklanan Duru Bir Umut çarpıcı üslubu ve heyecan veren olay örgüsüyle dikkat çekiyor. Melisa Çankaya büyük yankı uyandıran ilk kitabında okurlarını şaşırtıcı bir yolculuğa davet ediyor.

₺136,08 KDV Dahil
Keş On Dı Teybıl - Zafer Algöz

“Zafer Algöz’ün ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord satış rekorları kırdı. Haftalarca en çok okunanlar listesinin en tepesinde kaldı. Üniversitelerde, kitap fuarlarında her yaştan, her kesimden okuyucuları ellerinde kitaplarıyla metrelerce kuyruk oluşturdu. Eminim ki, şu an elinizde tuttuğunuz ikinci kitabı Keş On Dı Teybıl ilk kitabından çok daha fazla okuyucuyla buluşacak.

Zafer Algöz artık sadece Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük aktörlerden biri değil, o aynı zamanda kalemi eline aldığında okuyucusuna eşi benzeri olmayan ziyafetler sunan müthiş bir yazar.”

Candaş Tolga Işık

Zafer Algöz’ün hem çok güldüren hem de çok şaşırtan ilk kitabı Haşırt Dı Bilekbord’da başlayan kahkaha tufanı Keş On Dı Teybıl’da sürüyor!

Zafer Algöz, Keş On Dı Teybıl’da okurlarını Ertuğrul İlgin, Cüneyt Gökçer, Fikret Hakan, Öztürk Serengil, Nur Subaşı (ve elbette kedisi Siyami Bey), Süleyman Seba, Kamran Usluer, Cem Yılmaz, Can Yılmaz ve daha birçok önemli isimle yaşadığı ilginç anılara davet ediyor.

Sinema ve tiyatro dünyasında yaşanan komik, hüzünlü, daima şaşırtıcı ve hiç bilmediğiniz yeni maceralara hazır mısınız?

Zafer Algöz
1961’de Kars’ta doğdu. 1975’te Bursa Devlet Tiyatrosu’nda açılan “Gençlik Kursları” ile tiyatro eğitimi almaya başladı. 1981’de girdiği Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünden 1985’te mezun oldu. Aynı yıl Bursa Devlet Tiyatrosu’nda göreve başladı. 1989’da West Side Story’de Tony rolünü oynamak üzere İstanbul Devlet Tiyatroları’na atandı.
Amadeus, Çok Yaşa Komedi, Macbeth, Ay Işığında Şamata, Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi, Hamlet, Babaanem Yüz Yaşında, Ballar Balını Buldum, Atçalı Kel Mehmet, Vahşet Tanrısı, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Münasebetsiz ve daha pek çok tiyatro oyununda sahneye çıktı.
Saygılar Bizden dizisiyle televizyona adım attı. Aralarında Yazlıkçılar, Oğlum Adam Olacak, Komşu Komşu, Utanmaz Adam, Akasya Pasajı, Cesur Kuşku, Esir Şehrin İnsanları, Çınaraltı, Kapıları Açmak, Hasret, Cumhur Cemaat, Kurtlar Vadisi Pusu, Behzat Ç., Mükemmel Çift, Mor Menekşeler, İbret-i Ailem, Beni Böyle Sev, İntikam, Mihrap Yerinde, Hayatımın Aşkı ve Bir Deli Sevda’nın da yer aldığı birçok dizide oynadı. Televizyon için programlar hazırladı.
Ağır Roman, Duruşma, Salkım Hanım’ın Taneleri, O Şimdi Mahkûm, Sınav, Umut Adası, A.R.O.G, Umut, Yahşi Batı, Dedemin İnsanları, Uzun Hikâye, Pek Yakında, Tut Sözünü, Ali Baba ve 7 Cüceler, Deli Dumrul, Kaçma Birader, Deli Aşk, Arif v 216 gibi filmlerde rol aldı.
İlk kitabı olan Haşırt Dı Bilekbord 2017’de İnkılâp Kitabevi’nden çıktı.

Sayfa Sayısı                 271
Ebat:                            13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038685
 
₺143,50
Kimim Ben? (Cd'li) - Aşkım Kapışmak & Gülden Mutlu

OZGEÇMİŞ

Gülden Mutlu
Gülden Mutlu 2 Ocak 1983 Tekirdağ doğumludur. İlk ve ortaöğrenim döneminde aldığı müzik eğitimine Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarında devam etmiştir. Türkiye’de tamamladığı müzik eğitiminin ardından 2008 yılında Londra’ya yerleşmiş ve Londra Türk Müziği Korusu’nun şefliğini üstlenerek, Türk müziğini Birleşik Krallık Parlamentosu ve Londra’nın önemli konser salonlarında dinleyiciye tanıtmış ve benimsetmiştir.
2012 yılında sözü ve bestesi kendine ait olan “Soğuk Odalar” isimli şarkısında Emre Aydın ile yaptığı düetiyle yayın hayatına merhaba dedi. Dinleyicinin beğenisini toplayan ve müzik kariyerine ara vermeden devam eden Gülden Mutlu, 5 single ve 1 albümün yanı sıra diğer sanatçıların seslendirdiği şarkılarıyla da bilinmektedir. Hem sözü ve bestesi kendine ait olan şarkılarını seslendiren hem de çeşitli müzik kompozisyonları üzerine çalışan Gülden Mutlu müzik kariyerine Londra ve Türkiye’de çalışarak devam etmektedir.

ARKA KAPAK YAZISI

Aşk, Leyla ile Mecnun değil
Aşk; çöldür, yoldur, kayboluştur
Aşk, insandaki dünyaya çelme takar
Düşürür insandaki dünyayı
İradeyi alır bilinci uçurur
Âşıkları nesnesi yapar
Öznesi kendisidir
Yüklemi gurbettir, hasrettir

Aşkım Kapışmak varlık denizindeki en küçük noktayı, insanı yazdı, Kimim Ben? dedi. Aşkım Kapışmak’ın dizelerine Gülden Mutlu müziğiyle soluk verdi.

Aşkım Kapışmak Kimim Ben? sorusuyla sizleri bir anlam arayışına, kişiliğinizi biçimlendiren iç dünyanızı keşfe yönlendiriyor.

Kimim ben? diye kendine her sorduğunda, varlığına tu-tulmuş aynanın aksini her daim içinde, yüreğinin en derininde hisset.

Benlik hastalığına yakalanmış pek çok insan göreceksin çevrende. Kibirli, ikiyüzlü, gerçek yüzünü senden gizleyen insanlar. Sana gösterilen her şey gerçek değildir, bunu unutma. Gördüğün suyun saf görünüşüne aldanma. Bil ki, her berrak suyun altında balçık balçık çamur da vardır.

Sayfa Sayısı               176     
Ebat:                           13.5x19.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038630

 
₺170,80
Bilinmeyen Numaralar - Can Yılmaz

Can Yılmaz’ın öykülerinde okuduğumuz cakasız, sossuz, çalım atmaya çalışmayan bir tanıklıktır.

Bu öykülerde yazarın sesini duymayız. Az ama öz konuşan bir ağırbaşlılıktan söz ediyorum. Grandiyöz bir tutumdan itinayla kaçar. Bize büyüklük taslamaz. Ne gördüyse onu söylemektedir. Bir geleneğe yaslanmanın yazarın işini kolaylaştıran yanı da işte buradadır.

Dilimiz, şakamız, acımız Can Yılmaz’la ortaktır. O yüzden birdenbire tanış olur, bize lafın tamamını söylemesini beklemeyiz. Kolay olduğu kadar zor, basit olduğu kadar karmaşık, amacına ulaştığı anda da hemen evin içine giren bu üslubu yaşatmak Can Yılmaz’ın yazın derdidir.

Bugün üçüncü kitaptan, on binlerce okurdan söz ediyoruz. Öyleyse yolun büyük kısmı yürünmüş demektir.

Başar Başaran

Sayfa Sayısı : 256

Ebat : 13.5x19.5

Kağıt/İç Baskı : III Hm Enzo

Cilt/Kapak : Amerikan/ Amerikan Bristol

Kapak Tasarımı : Eyüp İşkuran

₺106,40
Kendine İyi Bak - Arda Erel
bir şeyler yolunda gitmediğinde, sen kendi yolunda gitmiyorsun demektir.
hayat sana armağan edilmişken, sen o armağanı yaşayamıyorsun demektir.
toplum, ailen, arkadaşların ya da sevgilin…
kendini birilerinin dediklerine göre şekillendirdikçe, kendinden uzaklaştığının farkında mısın?
benliğinden, isteklerinden, arzularından kopuyorsun.
başka bir sen yaratıyorlar, sen de “o” oluyorsun.
özüne in.
kendine koş.
o zaman sen de düzelirsin, gittiğin yol da.
Kendine iyi bak…
Sayfa Sayısı       : 223
Kağıt / İç Baskı : III.Hm Enzo
Cilt / Kapak       : Amerikan / Amerikan Bristol
Dil                       : Türkçe
₺140,00
Girdap Balıkçısı - Ali Deniz Uslu
ÖZGEÇMİŞ
Ali Deniz Uslu 
 
İstanbul’da doğup Trakya’da büyüyen ve sonra yine İstanbul’a gelen yazar işletme okudu, gazetecilik yüksek lisansı yaptı. 2004 yılında Cumhuriyet gazetesinde gazeteciliğe başladı, 11 yıl boyunca yoluna Cumhuriyet’te devam etti. Pazar Dergi’de röportajlar, dosyalar hazırladı. Aynı dönemde dört yıl 46 Magazine dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Müzik yazarı ve eleştirmeni olan Uslu, aynı zamanda müzik danışmanlığı, prodüktörlüğü, markalar için içerik ve fikir danışmanlığı yapıyor. Girdap Balıkçısı yazarın ilk kitabı.
 
ARKA KAPAK YAZISI
 
Hayatın bir yerindeyiz; ortasında, kenarında, çeperinde veya dışında. Kim bilir? “Bilmek” mi dedim? Bilmenin boynumuza geçirdiği ilmik sıkı. Taburemiz umut, onun da pamuk ipliğinde ayakları... Ama azınlığımız büyüyor, belli ki fırtına yakın. Mevsimsiz bir rüzgâr esiyor; eski, tanıdık bir kokuyu taşıyor. Aynı gökyüzünün altına, aynı toprağa farklı zamanlarda gömüleceğiz. Şimdi, o güne kadar aldığımız, alacağımız her soluğun bedelini ödeyelim.
 
***
 
“Her kadeh sonunda yeni kapılar açılır ruhun zindanlarına. Bir metamorfoz, modern yıkım belki de deri değiştirme. Çağrılmaya hazır bir adım ötede, herkesin içinde...”
 
“Cephesi olmayan bir savaş... İnkâr etmek bulaşmasın bir kere üstünüze, çünkü vicdan lekesi bedenden çıkmaz, tine işler, hızla sirayet eder. Bizim tek şansımız en yakın yerinden tutmak kendimizi...”
 
“Evet, şimdi hazırsınız, köprüden önce son çıkışı isteyerek kaçırın. Gittiğiniz yerde bulacaklarınız ve karşılaşacaklarınız yalnızca sizi ilgilendirir. Keyfini çıkarın...”
 
Sayfa Sayısı             79
Ebat:         13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:  III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:              Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:          9789751038487
 
₺49,00
Karganın Duyduğu - Ali Deniz Uslu
 
ÖZGEÇMİŞ
Ali Deniz Uslu 
 
İstanbul’da doğup Trakya’da büyüyen ve sonra yine İstanbul’a gelen yazar işletme okudu, gazetecilik yüksek lisansı yaptı. 2004 yılında Cumhuriyet gazetesinde gazeteciliğe başladı, 11 yıl boyunca yoluna Cumhuriyet’te devam etti. Pazar Dergi’de röportajlar, dosyalar hazırladı. Aynı dönemde dört yıl 46 Magazine dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Müzik yazarı ve eleştirmeni olan Uslu, aynı zamanda müzik danışmanlığı, prodüktörlüğü, markalar için içerik ve fikir danışmanlığı yapıyor. Girdap Balıkçısı yazarın ilk kitabı.
 
 
ARKA KAPAK YAZISI
 
“Fark edişlerin acımasız, cesur, yalansız, yalın paylaşımı.
Tebrikler Ali Deniz Uslu...”
Erdal Beşikçioğlu
 
“Dil mantık, sınır kullanmaz hayal rasyonel değildir, ancak gündelik hayata
taşırken rasyonalize edilir. Ali Deniz Uslu’nun metinlerini, şiir ya da düz
yazıdan ziyade, somut hayaller ve soyut gerçeklerden oluşan bir tutam hayal
çevirisi olarak görebiliriz...”
Levent Kazak
 
“En çok sevdiğim adam şimdi de en sevdiğim, kuştan ötenin duydukları ile...
Kısa kısa uçarken ya da bir dalda soluklanırken...”
Hayko Cepkin
 
“Bazen kelimeler kırık çıkar sandıktan, alıp uçlarını yapıştırırsınız...
Ölmeden önce bir araya gelir bütün ‘seni’ler, bütün ‘seviyorum’lar.
Bazen de koptuğu yeri saplarsınız sayfanın ortasına.
Kaldığı değil, olduğu yerden başlar hikâyeye...
Ali Deniz Uslu binlerce denizyıldızı saplamış ismine..
Fark edilmesi dileğiyle...”
Gonca Vuslateri
 
Sayfa Sayısı
135
 
Ebat
13.7x21.5
 
Kağıt / İçBaskısı:
III.Hm Enzo
 
Cilt / Kapak:
Amerikan/  Amerikan Bristol  
ISBN / Barkod:
9789751038494
 
₺69,30

“Özkan Abi’ye en gıllıgışlı, köstümlü, makyajlı, zahmetli karakterler düşer. Bir keresinde isyan ettiğini hatırlıyorum, “Oğlum bi normal adam yaz bana artık,” diye.

-Cem Yılmaz-

 

YAHŞİ BATI

“Bizi, bize en iyi anlatan adam” konumundaki Cem Yılmaz, Yahşi Batı’da bu özelliğini Aslan Cinotri’lerin topraklarında bir kez daha inşa ediyor. Filmin genel iskeletine göz atıldığında da esprilerin çoğu, bu kez Türk olmanın, Batı (ama daha çok da Western) âlemindeki çelişkileri üzerine kurulmuş. Matbaanın geç gelmesinden “Bizi dört karılı biliyorlar ama kimse ‘Yedi Kocalı Hürmüz’den bahsetmiyor”a uzanan halkada, Yılmaz bütün zekâsını ve “ince görme” yeteneğini konuşturmuş. Arada da mesela Şerif Lloyd’un hem kanun adamı hem de papaz olmasından mütevellit, kişiliğine yönelik “din ve devlet işlerini ayırması” yönündeki uyarı türünden “hırsızlık”lar da var.

Kızılderili âlemlerindeki “Barış Çubuğu Partisi” sahnesi ise mükemmel. Ayrıca Aziz Bey’in Suzan’a yazdığı sahne de G.O.R.A.’daki Brad Pitt’i överek başlanıp ama sonuçta Rasim Öztekin yüzünden nihayete erdirilemeyen sahne kadar hem başarılı hem de sonuç bakımından (bu kez öpüyor) daha bir “sonuç verici”.

Binaenaleyh, Yahşi Batı, Cem Yılmaz’ın sinema serüveni içinde o kıvrak zekâsını, gözlemciliğini ve çelişkilerimizi yüzümüze vuruculuğunu bir kez daha kanıtlıyor. Senaryosu, rejisi ve oyunculuklarıyla...

-Uğur Vardan-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 168

₺109,90

Pek Yakında filmini 8 haftada İstanbul’da çektik. Belki fark edilmeyen –ki bu iyi bir şey– birçok iç mekânı tasarım/dekor olan filmin renkleri ve kostümleri özenlidir. 

Gulyabani gibi, Hafize Ana’nın Hababam Sınıfı’ndaki zili gibi, Badi Ekrem’in eşofmanı gibi, Davaro filmindeki mikserden Sadri Alışık’ın şapkasına kadar birçok nostaljik ve asıl “kıymetli” objeyi barındırır film. 

Ve tabii teneke zannedilen bir oyuncak… O oyuncak şu anda bende, yazıhanemizde duruyor ve bize hep o güzel günleri, film yapmanın bir yalanı doğruya dönüştürebileceğini hatırlatıyor.

 

-Cem Yılmaz-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 191

₺116,90

“Bu taslağı, filmi hayata geçirecek arkadaşlarımla bir toplantıda, böyle bir olay olmuşçasına anlattım. Yalan olmasın, ekipten bir arkadaşım, kimdi unuttum, ‘Nerde olmuş bu?’ deyince, ‘Olmamış, biz yapıcaz işte,’ dediğimi hatırlıyorum.”

Cem Yılmaz

 

HOKKABAZ

 

Hayalindeki işi yapıp mutlu olurken ebeveyninin onu yetiştirirken kurduğu hayalleri yıkmamak, bir yetişkin olarak geçimini sağlayıp maddi sorumluluklarını yerine getirirken âşık olup ayaklarının yerden kesilmesini, çılgınlık yapmayı göze almak...

Sahnede biraz illüzyon biraz el çabukluğu marifetiyle sihirbazlık yapabilirsiniz; ama birey olarak hem kendi amaçlarınıza ulaşıp hem başkalarının beklentilerini karşılamak için sihirbazlıktan öte bir şey gerekir.

Hokkabaz’ın özünde bireyin bu bitmek bilmez mücadelesi yatar. İskender’in tutkusu sihirbazlık olduğu için süprizlere açık bir macera yaşar o! Babası Sait’in onu aşağılamak için tercih ettiği “hokkabaz“ sıfatı, İskender’i hayatının özeti olacak bir yolculuğa sürükler. Çıkılan fiziksel yolculuktan ziyade bireyin kat ettiği içsel mesafeyi simgeleyen yol  filmi formatında, baba ile oğul, kadın ile erkek, iki sadık dost gibi insanlık tarihinin kutsal ikilikleri sinemanın sihrine karışır.

Alin  Taşçıyan

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 208

₺72,00

“Set yanarken Ozan’ın el kamerasıyla yangına doğru yürüyüp sanat grubunu kastederek ‘Vay çok güzel yapmışlar yangını,’ dediğini hatırlıyorum... O sırada set gerçekten yanıyordu.”

Cem Yılmaz

 

G.O.R.A.: Bir Uzay Filmi

Eskiler boşuna, “Marifet, iltifata tabidir” dememiş. Uzay dediğimiz o sınırsız boşluğu ancak bir Türk böyle doldurabilir... Türkler beyazperdede daha önce de uzaya gidip uzaylılarla haşır neşir olmuştu ama G.O.R.A’ daki yolculuk ilk kez gerçek komedi kalıpları içinde, dört dörtlük bir anlatımla gerçekleştiriliyor. Asla tarif gerektirmeyen vatandaşımız Arif’le birlikte Komutan Logar’a da can veren Cem Yılmaz’ın oyunculuk performansı tek kelimeyle mükemmel.

Her şeyin altında yatan senaryo ve diyalog yazımı ise mükemmelden biraz daha iyi! Parodi sinemasının son 10 yıldaki en başarılı örneklerinden biri niteliğindeki G.O.R.A., ilmek ilmek örülmüş, sarkmayan, sönmeyen ve şişmeyen, dur durak bilmeyen bir senaryoya sahip ki “salt okunur” halinin bile insanı gülmekten kırıp geçireceğine eminim.

Kıssadan hisse: “Amerikan sineması, sözüm sana!” diyen ve “sucuk ağacı” kadar verimli, lezzetli, yol gösterici bir senaryo var elimizde. İltifatın da marifetten kaynaklandığını unutmadan, doya doya okuyun...

-Tunca Arslan-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 247

₺140,00

Ali Baba’nın ben “Pek anlamadım abi” tarzı eleştiriler aldığını, “Hiç sevmedim” curcunasını yaşadığını hatırlamakla beraber, benim şahsi kanaatim çok eğlenceli ve sert görünümünün altında pamuk kalpli bir komedi olduğudur.

Ne zaman açıp bir sahnesine baksam akıp gitmiş, şu da vardı, dur onu da  izleyelim dedirtmiştir.

Hafif, eğlenceli komedilerde biraz da aksiyon, biraz da resim olsun diye zorlamaya devam edeceğim. Bence öyle daha güzel her şey.

İyi okumalar.

-Cem Yılmaz-

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 21,5

İlk Baskı Yılı : 2017

Baskı Sayısı : 1. Basım

Sayfa Sayısı : 175

₺109,90
Tükendi

İlk baskısı 1869 yılında yapılan Alphonse Daudet’nin "Değirmenimden Mektuplar" adlı kitabı ilk basıldığı yıl okuyucuların dikkatini çekmeyi başaramamış olsa da, bugün, onun en çok bilinen ve okunan eseri olma özelliğini taşıyor. "Değirmenimden Mektuplar"ın lezzeti, Fransa taşrasının tüm özelliklerinin başarıyla yansıtılması ve özgün karakterlerin bu dekora rötuşsuz olarak yerleştirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır: Obur köy rahibi, aşık, şair, çoban, yolcu arabasının maceraperesti... Alphonse Daudet kitabı hakkında şöyle diyor: "Kitabımın ilk baskısı 2000 adet yapıldığında, dönemin moda olmuş kitaplarının arasından sıyrılıp satılabilmek için uzun bir süre sırasını bekledi. Aman canım, bundan bana ne yahu! Bu kitap yazdıklarımın arasında benim en çok sevdiğimdir. Şüphesiz ki, edebi açıdan bir şaheser olduğundan değildir bu yorumun; gençliğimin en güzel günlerini, katıla katıla güldüğüm sorumsuz dakikalarımı, pişman olmaksızın geçirdiğim ayyaş saatlerimi, bir daha asla yeniden karşılaşma fırsatını yakalayamayacağım yüzleri, dostlukları bana yeniden ve yeniden hatırlattığı içindir."


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 159
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺8,25
Tükendi

Basım Dili : İngilizce
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 106
En / Boy : 20 / 27
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .
₺51,85
Tükendi
Saraydan Aşka - Jacqueline Park

ÖZGEÇMİŞLER

Jacqueline Park
1925’te, Kanada’nın Winnipeg eyaletinde doğdu. New York Üniversitesi Tisch Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık bölümünün kurucu başkanıdır. Şimdilerde Toronto’da, üçüncü romanını yazmakla meşgul.

Soner Yapıcı
1973 yılında İskenderun’da doğdu. 1991’de başladığı Gazi Üniversitesi, Torna Tesviye Öğretmenliği bölümünü 1993’te yarıda bıraktı ve 1994’te başladığı Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümünden 2001’de mezun oldu. Kısa bir süre sonra, dil eğitimi için Amerika’ya gitti. Son on yıldır Kanada’da yaşamaktadır. Yapıcı’nın yayınevimiz için çevirdiği diğer kitapları: Antik Yunan Tapınakları (John Malam), Camiler (Fiona MacDonald), Dedektifler Dosyası (Parramon), İşlenen ve Saklanan Besinler Rehberi (Sharon Croxford) Gerçek Aşkın Peşinde (Deneane Clark)


ARKA KAPAK YAZISI

İstanbul'dan Bağdat'a uzanan yasak bir aşkın hikâyesi...

 Bir yanda Hürrem ve Süleyman'ın imparatorluğu sarsan aşkı…

Muhteşem bir yüzyıl… Altın çağını yaşayan bir imparatorluk… Osmanlı tarihinin en parlak döneminde yaşanan iki ayrı aşk hikâyesi…
 
Sultan Süleyman ile Hürrem’in dillere destan aşkı… Birbirlerine yazdıkları aşk dolu mektuplarda yalnızca mum alevinin ortaya çıkardığı sihirli bir mürekkeple yazılmış gizli mesajlar, iki âşığın mesajları…

Diğer yanda ise yasak bir aşkın iki kahramanı Danilo ile Hanım Sultan Saide… Saray duvarları ardında başlayıp, tüm sınırları zorlayan bu imkânsız aşkı yaşatmak için her şeye göğüs geren iki gencin tutkulu hikâyesi...
 
Saraydan Aşka’da, Yahudi bir gencin tüm imkânsızlıklara rağmen Hanım Sultan Saide ile yaşadığı gizli aşkın sönmeyen ateşini hissedeceksiniz…

Sayfa Sayısı                 575
Ebat:                            13.7x21.5
Kağıt / İçBaskı:           III.Hm Enzo
Cilt / Kapak:                Amerikan/  Amerikan Bristol    
ISBN / Barkod:           9789751038319
 
₺97,30
Tükendi

Çürümüş bir hayat tarzını benimsemiş, ahlaki değerlerini yitirmiş bir toplum... Normal ve uygar davranışların terk edildiği karanlık bir dünya... Müthiş gerçekçi sanal bir ortamda pek çok oyuncunun rol aldığı yüksek çözünürlüklü, dev bir savaş simülasyonu... Ve cehennem.. Demi Monde’a Hoş Geldiniz! Sosyopatların ve çılgın fanatiklerin zalim ve kaotik dünyasında dijital bir askeri tatbikat... Burada ölürseniz, gerçek hayatta da ölürsünüz... 2018 yılında yaratılmış, kusursuz bir dijital oyun olan Demi Monde, askerler için kâbus gibi bir savaş tatbikatıdır ve bu cehennemi tarihin en zalim karakterleri yönetmektedir: Nazi kasabı Reinhard Heydrich, Stalin’in celladı Lavrentii Beria, işkence holiganı TomÁs de Torquemada, kana susamış terör tutkunu Maximilien Robespierre... Ancak bir süre sonra programlama hataları yüzünden sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki bağ kopar ve eğitim için Demi Monde’a bağlanan askerler deşifre olup yakalanırlar. Bu durumda "fişi çekmek" de söz konusu değildir, çünkü bu, gerçek dünyada da ölmek anlamına gelir. Üstüne üstlük Amerika başkanının kızı Norma da korkunç bir tuzakla bu karanlık dünyaya çekilir ve orada mahsur kalır. Tek umuduysa 18 yaşında bir caz şarkıcısı olan Ella’dır. Ancak Ella bu oyunda Demi Monde ile gerçeklik arasındaki sınırların eridiğini ve gerçek dünyanın sanal olandan çok daha tehlikeli olmaya başladığını fark eder. Ella hem Norma’yı hem de yaşadığı dünyayı kurtarabilecek tek kişidir ve bunun için çok az zamanı vardır. Destansı, distopik, fantastik ve orijinal...


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 470
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺23,33
Tükendi

Allah çölü yalnız kalmak için yarattı…

Cinlere, kâhinlere, adaklara… dualara… şairlere ve peygamberlere…
 
Yıllardır saklanan sırlar ortaya çıkar. Bu durum Sitt Sâmiha’yı nasıl etkileyecektir?
Sitt Sâmiha’nın kızı Rayiha, cinlerle, dualarla ve şiirlerle dokunmuş sıradışı bir yaşam süren annesinin açığa çıkan sırlarını öğrendiğinde ne yapacaktır?
Elleri şifa dağıtan, cinlerle konuşan bu Müslüman kız, annesi gibi çöllere mi sığınacak, yoksa kendi kaderini kendi mi çizecektir?
 
Ann Chamberlin’in merakla beklenen üçlemesinin son kitabı
Allah’ın Kılıcı 3 – Allah çölü yalnız kalmak için yarattı, Solmaz Kâmuran’ın muhteşem çevirisiyle nefesinizi tutarak okuyacağınız ve uzun süre etkisinde kalacağınız bir çöl hikâyesi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2014
₺44,52
Tükendi
Dünya akıl almaz bir salgınla karşı karşıyadır. Hastalığın kurbanları çıldırarak öldükten sonra dirilip virüsü bulaştırabilecekleri yeni ve taze bedenler ararken, tecrübeli General Sherman ise askerleri ve sorumluluğundaki sivillerle birlikte bu belayı alt etmenin yollarını arar. Amerikan hükümeti ülkeye yayılması an meselesi olan bu ölümcül virüsle ilgili bilgileri halktan gizlemeye çalışır, haber spikeri Julie ve orduda görevli Doktor Demilio ise halkı bu korkunç gerçekten haberdar etmenin ve korumanın savaşını verir. Ölmek ya da öldürmek dışında seçeneği olmayan, krizin eşiğindeki insanların kan ve dehşet dolu serüveni ile sarsılacaksınız...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 406
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺47,88
Tükendi
Birazdan okuyacaklarınız genç bir kadının gerçek hikâyesidir. Uçaktayım. Kutsal bir yolculuğa çıkıyorum. Bunun tam olarak ne olduğu ve hacca gidebilecek kadar Müslüman olup olmadığım konusunda pek fikrim yok, ama insanlar "hayatımın yolculuğunu yaşayacağımı", gittiğim yerin dilekler diyarı olduğunu söylediler. Ve benim de bir dileğe ihtiyacım var. Kalp kırıklıklarıyla dolu bir hayat, sonu gelmeyen arzular, hırslar ve tutkular... İngiltere’de yaşayan Safiya, hayatının anlamını sorgularken yaşadığı hayal kırıklıkları sonucunda yepyeni bir şey denemeye karar verir; kutsal topraklara, Mekke’ye doğru bir yolculuğa çıkar. Pek de umutlu olmadan çıktığı bu ruhani yolculuk onu kendi benliği üzerine yeniden düşünmeye sevk eder ve hayal bile edemeyeceği bir dünyanın kapılarını açar.Bu dünyaya hiçbir şeyim olmadan geldim ve hiçbir şeyim olmadan ayrılacağım.Niçin yaşıyordu? Hayattan beklediği şeyler ne kadar gerçekti? Hırslarından ve iliklerine işlemiş arzularından sıyrılabilir miydi? Hayatı ellerinden akıp giderken kime ya da neye tutunacaktı?İçimde esrarengiz bir sakinlik vardı. İnsanlığım, ruhum gözler önüne serilmişti ama boyun eğmiyordum. Vücuduma tuhaf bir sıcaklık, güvenlik ve kurtuluş hissi sızıyordu. Dünyanın kötü atmosferinden uzakta, kozasının içinde korunan bir kelebektim. Güvensizliklerden, beyhudelikten, kurallara riayet etme zorunluluğundan uzaktım. Alçakgönüllülüğü, saflığı, dürüstlüğü ve özgürlüğü gördüm... Kalbin en derinlerinden çıkan cevaplar, kayıp ruhların özgürlük biletidir.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 342
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺42,84
< 1 ... 4 5 6 7 8 ... 24 >

Edebiyat Kitapları

Edebiyat Nedir?

Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini sözlü ya da yazılı anlatma biçimine denilmektedir. Bunun yanı sıra edebiyat sözcüğünün farklı tanımları da bulunmaktadır. Hepsi aynı anlamı ifade etse de edebiyatın belirli yöntemleri vardır. Edebiyat alanında eser veren bir sanatçı verdiği eseri gerçeğe uygun şekilde ele alarak karşısındaki kişide gerçeklik duygusu uyandırabilmelidir. Aynı şekilde edebiyatta her konu insan merkeze alınarak işlenmiştir. Bu yöntemler de edebiyata bilimsel bir anlam kazandırmaktadır. Günümüzün bilim dallarından biri olan edebiyat çeşitli alt dallara ayrılmıştır. Her biri kendi dönemine, bulunduğu yere ya da türüne göre isimlendirilen alt dallar, insanların geniş çerçeveli edebiyat dünyasını daha yakından ve ayrıntılı bir şekilde öğrenmesine olanak sağlamıştır. Halk edebiyatı, 19. Yüzyıl Türk edebiyatı, Rus edebiyatı gibi türler alt dallarındandır. 

Edebiyat kitapları arasında oldukça önemli bir yeri olan klasikler farklı dillere çevrilmiş ve bu sayede geniş kitlelerce okunması sağlanmıştır. Türk edebiyatı kitapları, Türk edebiyatının önemli yazarları tarafından yazılmış, yazıldığı dönemi en iyi şekilde ifade eden kitaplardır. Türk kültürünü, aile yapısını, gelenek ve göreneklerini, savaş zamanlarını anlatan pek çok çeşit kitap bulunmaktadır. Her biri ayrı öneme sahip bu kitaplar farklı dönemlerde yazılmıştır. Edebi roman kitapları olarak da bilinen bu eserler o dönemin Türkçesi ile yazılarak okuyucularına sunulmuştur. Günümüzde ise bu eserler, orijinaline sadık kalınarak sadeleştirilmiş ve günümüz Türkçesinde yeni basımları oluşturulmuştur. 

En İyi Rus Edebiyatı Kitapları

Rus edebiyatı kitapları dünya üzerinde oldukça ilgi gören edebiyat eserlerinin başında gelmektedir.  Rus edebiyatı açısından 19. Yüzyıl edebi anlamda üretken bir yüzyıl olmuştur. Herkesin bildiği ve çeşitli kitaplarını okuduğu bu yazarların, en iyi edebiyat kitapları arasında yer alan romanları bulunmaktadır. Özellikle roman türü ile adını dünyaya duyuran Rus edebiyatı kitapları, o dönemde oldukça geniş okur kitlelerine ulaşmıştır. Ayrıca Rus Edebiyatının, Klasik Dönem Rus Edebiyatı, Romantik Dönem Rus Edebiyatı, Gerçekçi Dönem Rus Edebiyatı olarak çeşitli alanları bulunmaktadır. Bu dönemlerde yazılmış başlıca edebi kitaplar ve yazarları şu şekildedir:

  • Aleksandr Puşkin: Yüzbaşının Kızı, Erzurum Yolculuğu 
  • Fyodor Dostoyevski: Suç ve Ceza, Budala, Karamazov Kardeşler, Yeraltından Notlar, Kumarbaz, İnsancıklar, Ezilenler, Beyaz Geceler, Ecinniler
  • Lev Tolstoy: İnsan Ne İle Yaşar, Anna Karenina, Diriliş, İvan İlyiç’in Ölümü, Çocukluk, Gençlik, Üç Ölüm, Kafkas Tutsağı, Efendi İle Uşağı
  • Nikolay Gogol: Ölü Canlar, Akşam Toplantıları, Bir Delinin Anı Defteri Palto-Burun, Müfettiş, Evlenme Kumarbazlar
  • Maksim Gorki: Ana, Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken,  Benim Üniversitelerim, İnsanlar Arasında
  • İvan Turgenyev: Babalar ve Oğulları, Avcının Notları, Klara Miliç
  • Anton Çehov: Üç Kız Kardeş, Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Altıncı Koğuş, Üç Yıl, Hikâyeler

Türk Edebiyatı Kitap Önerileri

Türk edebiyatı kitapları, farklı türde yazılmış çeşitli eserlerden oluşmaktadır. Her birinin ayrı değeri olan bu kitapların Türk tarihi ve edebiyatı açısından oldukça önemli bir yeri vardır. Kitap okuma alışkanlığının, kişisel gelişime katkı sağladığı ve genel kültür bilgisini arttırdığı uzmanlarca belirtilmiştir. Her türlü okurseverin zevkine hitap eden edebiyat okuma kitapları oldukça çeşitlidir. Bu çeşitlerin başında roman, hikâye, masal, şiir türlerinde yazılmış edebiyat kitapları gelmektedir. Bu kapsamda birçok okuyucu tarafından beğenilmiş ve Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlamış başyapıt niteliğindeki eserler okuyuculara sunulmuştur. 

Türk edebiyatı kitap önerileri isteyenler öncelikle Türk Edebiyatı klasiklerini okumalıdır. Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı Çalıkuşu, Acımak, Yaprak Dökümü kitapları, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşkı Memnu, Mai ve Siyah, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç, Felatun Bey İle Rakım Efendi, Efsuncu Baba, Ömer Seyfettin’in yazmış olduğu öyküler, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan kitapları edebiyat kitap önerileri arasında yer alır.  Ayrıca Kurtuluş Savaşı dönemini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduğu yılları anlatan Türk edebiyatının önemli eserlerini yazan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban, Ankara, Kiralık Konak kitapları okunması gereken edebiyat okuma kitapları arasında yer almaktadır. Aynı şekilde Halide Edip Adıvar, Türk Edebiyatına katkı sağlayan Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türk’ün Ateşle İmtihanı gibi başarılı eserler ortaya koymuştur.

Ödüllü Edebiyat Kitapları

En iyi edebiyat kitapları arasında gösterilen Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan yüzlerce ödüllü okuma kitabı vardır. Bu ödüller arasında herkes tarafından bilinen ve prestiji olan Nobel Edebiyat Ödülüdür. Nobel Edebiyat Ödülü alan kitaplar arasında Yüzyıllık Yalnızlık, Kırmızı Zambak, Bulantı gibi kitaplar bulunmaktadır. Aynı zamanda Türk Edebiyatı içinde önemli bir yazar olan Orhan Pamuk, Kar kitabı ile 2012 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür. Nobel Edebiyat Ödülü yazarın sadece tek bir kitabı üzerinden değil, o güne kadar yazmış olduğu tüm kitapların niteliği değerlendirilerek verilmektedir. Bu kapsamda dünya edebiyatı kitapları arasında nitelikli eser sayılabilecek pek çok okuma kitabı ödüllü yazarların kaleminden çıkmıştır.

Ünlü Edebiyatçı Yazarlar

Türk ve Dünya Edebiyatına katkı sağlayan başlıca yazarlar vardır. Bu yazarların eserleri geniş okur kitlelerine ulaşmış ve en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Türk Edebiyatı için örnek oluşturan gerek Modern Türk Edebiyatı gerekse Divan Edebiyatı kitapları yazan yazarlar edebiyat alanının gelişmesinde oldukça etkilidir. Bu dönemlerde yazılmış ve en iyi edebiyat kitapları arasına girmiş eserlerde geniş okuyucu kitlelerine hitap etmektedir. Bu yazarlara örnek verilecek olursa Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Oğuz Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Rauf, Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu gibi önemli edebiyatçı ve yazarlar bulunmaktadır. 

Dünya edebiyatı kitapları arasında yer alan, değerli eserler ortaya koyan ünlü edebiyatçılar vardır. Bu yazarlardan Victor Hugo’nun Sefiller kitabı son derece önemli bir yere sahiptir. Aynı şekilde Balzac’ın Vadideki Zambak ve Goriot Baba, Charles Dickens İki Şehir Hikâyesi dünyaca ünlü yazarlar ve eserleridir. Bunların yanı sıra günümüzde de modern edebiyat alanına katkı sağlayan hem Türk hem de yabancı birçok yazar bulunmaktadır. 

Edebi Kitap Fiyatları

Edebiyat ile ilgili kitaplar çeşitli türlerde ve konularda okurlarına sunulmaktadır. Her okurun okumaktan zevk aldığı kitap türü farklılık göstermektedir. Bu kapsamda edebiyat alanı ise oldukça geniştir.Okuyucular kendi zevkine uygun olan kitabı kolaylıkla temin edilebilmektedir. Günümüzde kitap alışverişleri genellikle internet üzerinden yapılmaktadır. Hem kitap fiyatlarının uygun olması hem de çok daha fazla kitaba ulaşabilme imkânından dolayı sanal mağazalar daha fazla tercih edilmektedir. Edebiyat tarihi kitapları, edebi romanlar, divan edebiyatı eserleri gibi farklı alanlarda yazılmış birçok eser kolayca temin edilmektedir. Bu Kitapların fiyatları ise kitabın tasarımına, sayfa sayısına, kitabın ebatlarına, baskı sayısına ve yayınlandığı matbaaya göre çeşitli fiyat aralıklarında okurlarına sunulmaktadır. 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı