Irmağa giden yol, kasabadan kurtulunca, göz alabildiğine uzanan sayısız şeftali bahçeleri arasından geçerdi. Haziran içinde bile taşkın dere ayaklarının çamurlu, ıslak tuttuğu bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, kızgın güneş, ağaçların tepelerinde meyvaları pişirirken, rutubetli toprakta birbiri arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı. Suların serinliği, taze ot kokusu, gölgelik ve bereket içinde bahar, bu bahçelerde ta kışa kadar uzanıp giderdi.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 78
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2016
₺49,00
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 159
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2003
₺42,70

“Hatalar yaptım, kontrolümü kaybettim ve çekilmez biri oldum bazen.

Ama tatlım, en kötü zamanlarımda beni idare etmezsen, en iyi zamanlarımda yanımda olmayı da hak etmezsin.”
Marilyn Monroe

“‘Nefes alamıyorum,’ dedim terleyen avuçlarımı birbirine sürterek. Manikürüme takıldı gözüm. Eskiden yenmiş tırnaklarım, kan oturmuş tırnak diplerim vardı benim. Eskiden ne ellerim parlardı böyle, ne saçlarım ne de gözlerim… Eskiden... Ben, benken.”

Çirkin ördek yavrusu Aydilge tüm ülkenin adından bahsettiği Türkan Lokum olunca mutluluk ona altın tepsiyle mi sunuldu? Yoksa güzelliği on para etmedi mi Mert’i onu sevmeyince?

Türk Lokumu, modern ve acayip bir Külkedisi romanı. İnsanların aşk, para, hırs ve tutku için neler yapabileceğinin şaşırtıcı öyküsü!


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2016
₺113,40

"1.85 boyunda, buğday tenli, geniş omuzlu, dolgun dudaklı, kara gözlü ve muhteşem gülümsemesiyle karşısındakinin soluğunu kesen, delicesine sevdiğim bu adama nasıl hayır diyebilirdim ki!"

En mutlu gününde hayatının erkeğiyle nikah masasına doğru ilerlerken bunları düşünen Lara, yaşadığı bu rüyanın 2,5 yıl sonra kabusa dönüşeceğini nereden bilebilirdi! Yoksa ilişkilerinin en başından beri kocası olmasını istediği Ege'nin "doğru erkek" olmadığını içten içe biliyor muydu?

10 yıl birlikte olduğu adamı terk ettikten sonra tüm hayatı bir anda değişen reklamcı Lara bir yandan asılan erkekler, kıskanç arkadaşlar, işgüzar patronlar ve içindeki kadınlarla uğraşırken, diğer taraftan hem muhteşem aşka ulaşmaya hem de boşanma travmasını atlatmaya çalışıyor.

Boşan da Gel, genç yaşta boşanan güzel, kariyerinde başarılı bir kadının geçirdiği ruhsal değişimin sonunda aslında yaşadığı hayatın onu mutlu etmediğini fark etmesini ve "gerçek" Lara'yı bulmasını mizahi bir dille anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺104,16

"Geçmişim, geleceğim içerisinde kazılmış derin bir kuyuydu. Bu kuyudan çıkmam için ancak Yusuf olmam gerekiyordu. Bunu başarabilirsem sonsuzluğu da geçebilirdim. Bu andan sonra da imkânsız olarak addedilen ne varsa hepsini mümkün kılabilirdim. Ancak biraz daha ölmemem gerekiyordu. İşte onun ne sınırı, ne de mümkünâtı vardı."

Hangi deney gerçek aşkı yüreğin hafızasından silebilir ki?

Bir kadın, üç adam… dört ayrı yürek. Serap, Celal, Pars ve Doktor.

Kimi aşk, kimi aşk kisvesi altında intikam, kimiyse akıldışı deneylerin objesi olarak yüreğine yerleştirir Serap'ı. Herkesin bir planı vardır.

Bu romanda iyilerin yüzü kötülüğe, kötülerin yüzü beyaza boyalıdır. Bazıları portakal, bazılarıysa kurumuş kan kokar. Tüm bu intikam planları sadece Serap'ı elde etmek için mi, yoksa Serap sadece bir maşa mı? Peki, Serap bu hikâyenin neresinde?

Celal, aşkı için hayatını tamamen değiştirmiştir; ama bugünü değiştirse de geçmişi ve geçmişin şekillendireceği geleceği değiştirebilir mi? Ayın karanlık ve aydınlık yüzü gibi tek bedende iki ayrı hayat yaşayan Pars, kişisel hesaplaşmalarında Serap'a hangi yüzünü dönecektir? Sevdiği kadını bir türlü elde edemeyen Doktor, sinsi bir yılan gibi kaç hayatın içine akıtacaktır zehrini? Freud mu haklıydı yoksa Jung mu? Peki Gazali bu romanın neresinde?

Mustafa Becit'ten hayatın içinden karakterlerle kurulmuş bir olay örgüsünün aksiyon, intikam, aşk, felsefe ve hatta biraz delilik dolu, bir solukta okuyacağınız çarpıcı anlatımı…Artık, köpüren hayatın sağanaklarında sancıyan bir namluya şakağınızı uzatma vaktidir…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 296
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 7.2015
₺112,56

"Acılarla baş etmenin en güzel yolu onu kabullenmektir. Olanca zorluğuna rağmen kadere boyun eğmek, isyan etmemek; isyan demek kaçış demek, seni terk eden annene… Oysa bu o kadar zordur ki. Altı yaşında henüz tırnaklarını bile kesemeyen bir çocuk için dünya o kadar büyüktür ki, o köyün en son çitini aşıp annene gitmek, o yolu bulmak, o bilinmezlik, o korku, o yollar o kadar karmaşıktır ki, her seferinde gözün yaşlı, kaçtığın yere dönersin. Annem kararını vermiş, 'Oğlum gitsin buradan, sahipsiz çoban olmasın bu köyde,' diye."

Bu kararı veren bir anne için mi yoksa yetim bir çocuk için annesinden, yuvasından ayrı düşmek mi daha acıdır, zordur? Yetimhaneden Hikâyeler'de yuvalardan yetiştirme yurtlarına uzanan bir yaşamın kahramanı küçük bir çocuğun yaşadıklarına; ona yaşatılan dünyayla nasıl baş ettiğine ve bu dünyanın içinde nasıl ayakta kaldığına tanık olacaksınız.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2015
₺67,20

''Bir erkeği aslında kadınlar erkek yapar. Bu anneden başlar, diğer kadınlar şekillendirir ve bir kadın da noktayı koyar.'' 
''İnsan kızgın oluğu birini terk edemez. Yoksa gittikten sonra aklının, kalbinin bir tarafı geride kalır. Gitmekle kalmak arasında gereğinden uzun düşünürseniz, gitmeden oyun bir el daha uzayabilir ama artık aynı oyun olmaktan çıkar.''

Erotik bir güç ve iktidar savaşı.

Ne istediğini bilen ve devamlı kendi yolunu seçen bir kadının bir sahibeye dönüşmesinin hikayesi…

En büyük zevklerinden biri kışkırtmak ve yoldan çıkartmak olan gazeteci Mine’nin hayatı münzevi ikona restoratörü Fuat’la tanıştıktan sonra başka bir çizgide ilerler. Ayrı dünyaları birbiriyle çarpıştığında ikisinin de aşka ve hayata karşı bakışları değişecektir. Aralarındaki tensel çekim, onları aşkın sadece naif ve tutkulu coğrafyasına çekmekle kalmaz, kimi zaman da uçlara sürükler.
Aşkta huzur yoktur, bir suç ortaklığıdır aşk…

Karolin Fişekçi’den Türkiye’nin ilk femdom erotik romanı. Yazar, bu ilk romanında aşk, cinsellik, tutku ve kadın-erkek ilişkisine dair tüm sınırları zorluyor. Fetişleri bir ressamın fırça darbeleriyle satırlara işliyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 304
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2014
₺133,56
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 206
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺85,68
Osman, seni kim öldürdü? Yedi kule... Yedi taş... 17 Mayıs 1632 gecesi... Filizkıran fırtınasının altında bir piyade ve bir âlim... Yedikule’de buluşan Kâtip Çelebi ve kale komutanı Yeniçeri Dizdar Hüseyin Ağa sık sık yaptıkları gibi Satranc-ı Rumi oynamaktadırlar. Altın Kapı’nın önünde, Hüseyin’in hazırlattığı bir taraçanın içinde her zamanki gibi yalnızdırlar. Hava kararmakta, yağmur çiselemektedir. İki dost tatlı bir sohbete dalmak üzereyken beklenmedik iki misafir çıkagelir: Genç bir köylü ile beraberinde karalar içinde bir derviş. Gecenin onlara hazırladığı sürprizlerden habersizdirler. Konuşmaları tam on yıl önce hemen arkalarındaki kulede, daracık bir odada öldürülen genç sultan Osman vakasına odaklanır. Yeniçeri Hüseyin ve Kâtip Çelebi o gece oynadıkları oyunun sonunda kendilerini hiç ummadıkları bir yerde bulacaklardır. Çünkü yürekleri yakan bir soru düşecektir akıllarına: Genç Osman neden öldürüldü? Her ikisi de o günlerin görgü tanığı olan Kâtip ve Yeniçeri, meraklı gencin sorularıyla kendi hikâyelerini anlattıkça havadaki gerilim artar. Tartışmanın çatışmaya döndüğü bir anda gencin saygısızlığına sinirlenen yeniçeri yatağanıyla onu korkutmak üzere bir hamle yapar. Ancak karşısında o ana kadar sessizce oturmuş olan dervişi ve kılıcını bulur. Asıl şimdi kendilerini bir oyunun içerisinde bulurlar. Karşılarındaki bu köylü genç kimdir? Artık bu oyun Satranc-ı Rumi dedikleri oyunun ta kendisidir. Piyade, Âlim, Sipahi, Vezir, Şah, Ruh ve Casus... Onlar bu kasvetli gecede Genç Osman’ın ölümünün ardındaki sırları eşeledikçe hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlayacaklar. Oyunun sonunda ise ellerinde sadece bir şah ve bir ruh kalacak... Osmanlı tarihinin en trajik olaylarından birini anlatan Yedi Kule yiten bir adalet duygusu arayışını her satırında incelikli bir kurguyla işliyor. Erdal Küçükyalçın’dan tarihin saklı kalmış yüzünü açığa çıkartan, dinmeyen bir merak ve heyecan kasırgasının romanı..
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 233
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺46,20
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 166
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺85,68

Sesler renklere, kadınlar erkeklere, gece ayaza karışırken, tüm bu hengâmenin içine sıkışmış bir gece kulübü... Dinmeyen alkış ve kurşun sesleri... Bitmeyen barut ve parfüm kokusu... Kol kola gezen şöhret ve keder... Acılı ve mutlu gözyaşlarının birlikte aktığı, sürükleyici bir roman, Alaturka... Pavyon şarkıcıları Dore ve Lame’nin, divalar divası Meral Melek’in alaturka şarkıların gölgesinden bir an olsun ayrılmayan öyküsüne davetlisiniz.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 206
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2011
₺100,80

Kaba söze başvurmayan politik hicvin ve mizahın en başarılı örneklerini sunan Refik Halid Karay, edebiyatımızın en usta mizah yazarı ve düşünürlerinden biridir.

Zengin mizah kültürünün ve yaratıcı dehasının ürünü çok sayıda mizah eseri ortaya koyan Karay, Kalem’de “Kirpi” imzasıyla başlayan ve Cem’de başyazarlıkla süren mizah yazarlığı ile İttihat ve Terakki’ye yönelik muhalefetin belirlediği Mütareke’ye kadar olan dönem ve Mütareke’den Milli Mücadele’nin sonuna kadar, özellikle Aydede üzerinden yürüttüğü etkin muhalefet döneminde Türk mizahına damgasını vurmuştur.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺94,50

Refik Halid Karay’ın Tan, Akşam, Yeni İstanbul, Aile, Olay, Her Kalem, Zafer ve Aydede gibi gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarından derlenen Güzel Sanat Suçları devlet, toplum, birey ve sanat döngüsünün nelere kadir  olduğuna dair güçlü bir bellek işçiliğine sahip. Geleneksel sanatlar, resim, heykel, tasarım, mimari ve şehircilik, müzik, tiyatro ve sinema üzerine dil ustası bir yazarın sanatı ve en çok da hayatı nasıl ele aldığını, toplumda sanata olan yaklaşımın nasıl olduğunun netlik ayarı yazarın inceliklerle örülü üslubunun bir parçası haline geliyor.

Refik Halid Karay’ın sanatın her türüne hayırhah yaklaşımı, mesuliyetini hiçbir kişi ve kuruma, dönem anlayışına borçlu olmayan bakışı elinizdeki kitabın temel öngörülerinden biri. Karay’ın olabildiğince erken bir dönemde temenni ettiği “Güzel Sanat suçları mahkemesi”ne, sanatta adalete her zamankinden daha fazla lüzum olduğunu aklımızdan çıkarmadan elbette.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2016
₺182,00

Sahipsiz gökyüzünün maviye bulanan aşkları...

2. Abdülhamit’in saray ressamlığına yükselen Fausto Zonaro, Osman Hamdi Bey gibi dönemin ünlü isimlerinin, büyükelçilerin, padişahın yakın çevresinin, Avrupa kültürüne hakim İstanbul beyefendilerinin, İttihat ve Terakki liderlerinin yanı sıra sıradan tulumbacılarla bile yakın dostluklar kurmuştu; ki bu alışılmadık dostluklar onu Ayasofya’nın derinliklerinde bilinmeyen bir odaya kadar sürükleyecekti…

Saray duvarlarının arasında yaşanan kısacık, ama hüzünlü bir aşk hikayesi, Direklerarası’nda işlenen ünlü bir cinayet, Bizans imparatorlarının soyundan gelen son adamla kurulan dostluk, İttihat ve Terakki’nin zorlamasıyla ilan edilen meşrutiyetin İstanbul sokaklarına getirdiği kanlı ve belirsiz günler…  

Tarihle kurgunun iç içe geçtiği, bu güzel roman sizleri İstanbul’un belki de en az bilinen sırrını öğrenmeye çağırıyor.  

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2016
₺143,50

Toprağın üzerinde ne varsa hepsi kökten gelir; bütün korkular ölümden kaynaklanır. Güven duymak cesaret ister. Güveni engelleyen korkudur. Sadece korkusuz bir insan güvenebilir. Güvensiz insan, doruklardan uzak durmak ve düz yerde yürümek ister. Ne doruklar, ne derin vadiler; hiç doruğu ve vadisi olmayan sıradan bir yaşam sürmeyi yeğler. Bu; akılsız, sıkıcı, tekdüze, sönük, durgun bir yaşamdır. Fakat bunun iyi bir tarafı vardır; iki şeyle karşılaşmaz: Dorukların soğuğu, vadilerin rüzgarları. Ama buna karşılık, asla büyümeyecek ve gelişmeyecektir.
 
Anlayarak büyüme; sadece doruktan vadiye, vadiden doruğa hareket edilince gerçekleşir. Büyüme ve yaşamın manası; sadece karanlık ve aydınlık arasında ışıktan karanlığa doğru olan o sürekli ve çetin yolculukla gerçekleşir. Dalgalar üzerinde alçalıp yükselmeden yaşamın ne olup ne olmadığı anlaşılamaz.

Osman Pamukoğlu çevresel yıkımlardan aşırı nüfusa, aşırı tüketimden kirliliğe, ormanların yok edilmesinden kıtlığa kadar insanlığı ilgilendiren birçok konuya dikkat çektiği son romanı Kafes: Beyaz Çığlıklar ile insanoğlunun doğayı anlamadığını ve açgözlülüğü nedeniyle kaçınılmaz yıkımı öne çekmek için elinden geleni yaptığına vurgu yapıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2016
₺122,50

Halid Ziya Uşaklıgil’in ölümünden sonra 1955’te yayımlanan İzmir Hikayeleri, yazarın ilk gençlik yıllarını anlattığı öykülerden oluşmaktadır. İzmirlilere ithaf ettiği bu kitapta yazar yalın bir dille İzmir’in kenar köşe semtlerini, gelenek ve göreneklerini zengin bir İzmir folkloru ve insan manzarası eşliğinde anlatmaktadır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 264
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺58,10

Türk edebiyatının usta kalemi Halid Ziya Uşaklıgil’in sessiz çığlıklar içinde kaleme aldığı Bir Acı Hikaye, oğlu Vedad’ın ölümünden sonra duyduğu teessür ve dinmez acının anıtsal bir ifadesidir.

Yazarın katlanılması imkansız denebilecek ıstıraplarını haykırmak ve böylelikle biraz olsun nefes alabilmek düşüncesinden hareketle kaleme aldığı eser, edebiyatımızda trajik hissin bu denli içten, doğal anlatıldığı tek anılar toplamıdır.

 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 368
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2016
₺75,60

Servet-i Fünûn dergisinde 1897-1898 yılları arasında tefrika edilen Aşk-ı Memnu, Türk romanının Batılılaşma seyri içerisinde tekniğiyle öne çıkan en kusursuz eserlerden biridir. Halid Ziya Uşaklıgil bireysel mutluluk meselesini Boğaziçi’nde alafranga bir hayat süren aileler ve bu ailelerin bireyleri arasındaki aşk ve kıskançlık duygularıyla anlatırken psikolojik gerçekliğin başarılı bir resmini çizmiştir.

Toplumsal yaşamın sınırları ve yargılarıyla belirlenmiş kadın kavramına bütün bunlardan uzak bir şekilde yalnızca bireyin ruhsal çatışmaları üzerinden eğilen Aşk-ı Memnu dili, anlatımı ve tekniğiyle edebiyatımızda bir ilktir.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 432
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺86,10

Eserlerinde romantizmden kaynaklanan aşk ve duygusallık öğelerini realizmden gelen gözlemcilikle birleştirerek işleyen Halid Ziya Uşaklıgil aşırı duygusal ve içe dönük tipleri realist yöntemlerle kurgulayarak dengeli bir biçimde anlatır.

Yazarın Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanlarından üstün gördüğü Kırık Hayatlar romanı ailenin kutsallığı, yalnızlığın acısı karşısında bireyin duruşu, kırıklık, ölüm ve hayatın bilinmezliği üzerinden hareket ederek toplumsal yaşamı da sorgulayan çok yönlü bir eserdir. 


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2018
₺85,40

Dil işçisi ve üslup kurucu özellikleriyle Servet-i Fünun döneminin en önemli yazarlarından olan Halid Ziya Uşaklıgil’in “Türk romancılığının babası” olarak anılmasını sağlayan Mai ve Siyah 1897 yılında tefrika edilmiştir.

Batılı anlamda ilk Türk romanı olan Mai ve Siyah dönemin sanat yaşamını, eski-yeni kavgalarını kahramanı Ahmet Cemil’in hayallerle, aşırı duygusallıklarla bezenmiş karamsar bir ruh haliyle anlatır. İnsanın hayat karşısındaki çaresizliğini güçlü bir şekilde veren Mai ve Siyah, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle “bir hayal kırıklığının romanıdır”.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 336
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 11.2017
₺70,00

Eserlerinde İstanbul yaşamını ve insanlarını ustalıkla canlandıran Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Midhat gibi halk için yazmış ve hayatı boyunca edebiyatın hep yararlı olması gerektiğini savunmuştur. Romanlarındaki mizah, gündelik hayatın ayrıntılarıyla incelikle bezenmiştir.

Halley kuyrukluyıldızının dünyaya çarpacağı söylentileri üzerinden yola çıkarak bir aşk hikâyesini anlattığı Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç romanında yazar toplumun gündelik hayatını, davranışlarını ve değer yargılarını eleştirmekten geri durmamıştır. Romanı yaşadığı toplumun bir aynası olarak gören Gürpınar’ın eserlerindeki sadelik, onun her dönemde okunan bir yazar olmasını sağlamıştır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 200
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2017
₺47,60

Romanlarını, halkı “yüksek bir felsefe”ye doğru çekmek için kaleme aldığını söyleyen Hüseyin Rahmi Gürpınar, Aydınlanma felsefesinden, Schopenhauer ve Nietzsche gibi filozoflardan da etkilenmiştir. Toplumun peşin yargılardan, geleneksel düşünce kalıplarından ve akla aykırı her türlü hurafeden kurtulması gerektiğine inanan Gürpınar’ın toplum içerisinde din kisvesine bürünmüş batıl inanış ve hurafeleri yerdiği Gulyabani romanı aynı zamanda edebiyatımızın fantastik öğeler barındıran ilk korku romanıdır. Gulyabani’de Musine Hanım adında kimsesiz bir kadının hizmetkârlık yaptığı çiftlikte gerçekleşen doğaüstü olaylar ve sahtekârlıklar etrafında yaşadığı maceralar anlatılır.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 192
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 12.2015
₺42,70

içimizde sevgilisi olanlar ileride evlilik düşünüyor. Ev nasıl döşenmeli?.. Kaç çocuk yapmalı?.. Konuşulanlar bunlar…
Ben genellikle dinliyorum. Ara sıra lafa katılsam da kendimi kaptırmıyorum. İçimden gelmiyor. Sizlere biraz açılacağım. Benim için, “Fahriye ağırbaşlıdır,” deseler de inanmayın! Yalnızım…
Pek çoğunun arkadaşı var. Benim yok!.. Daha ben, kokusunu derin derin içime çekecek kadar, bir erkeğe yaklaşmadım. Filmlerde gördüğüm öpüşme sahnelerindeki gibi, biri bana sarılıp öpmedi. Kimse bana “Sevgilim!” demedi.

Kitaptaki hikâyeler, yaşam gerçeğini, ellerinden bir şey gelmeyen insanların mutluluk ve hüznünü anlatıyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,7 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺116,20
Tükendi
Bir karnaval yaşanıyor bu öykülerde. Sürprizlere açıksanız çekinecek bir şey yok: Biraz eğlenecek biraz da hüzünleneceksiniz.Yazar düşlerin gerçeklerle örtüşürken çıkardığı hüzünlü sesi ironik bir zekayla bastırmaya çalışırken eğer düşünmek isterseniz bu size kalmış. Neler yok ki bu kitapta! Tanrı Şeytan Azrail.. Erkek kadın aşk... Kargalar tırtıllar salyangozlar... Sahte kabuslar sanal anlatılar zaman yolculukları....


Sayfa Sayısı : 208
Basım Tarihi : Yok 2000
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺9,66
Tükendi
1988 Madaralı Roman Ödülü'nü kazanan 'Turnalar' romanında Öner Yağcı, ülkemizin sancılı bir dönemi olan 12 Eylül'ü anlatıyor. Erdal adlı bir avukat kahramanın yaşadıkları ekseninde ve toplumsal, siyasal ilişkileriyle gelişen bu roman, yakın dönemin canlı tanıklarıyla romanlaştırılmasının ilginç bir örneği. Toplumun çeşitli kesimlerinden insanların öncesi ve sonrasıyla 12 Eylül'de yaşadıklarından kesitlerle toplumsal bir panoramanın çizildiği bu yapıtta siyasal çalışmaların, 12 Eylül'de gelen baskıların yanı sıra aşkları, umutları, direnişleri ve kırıklıklarıyla başarılı bir insanlık dramını okuyoruz.


Sayfa Sayısı : 310
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺9,66
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 156
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺8,82
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 174
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺11,67
Tükendi
Gülden Kale Düştü, küçüldükçe daha da karmaşık hale gelen dünyaya bir Anadolu kentinden bakıyor. Roman, modern hayatın karmaşasından sıkılıp kendi kozasına çekilerek yalnızlığı tercih eden bir yazann, kimi zaman yaşama bakışım, kimi zaman da anılarını anlattığı metinleriyle desteklenen polisiye bir kurgu içeriyor. Ayrıldığı eşinin intihar mı, cinayet mi oLduğu belirsiz Ölümüyle başlayan ve yazann sorguiamasıyla devam eden olay örgüsünün yanı sıra aşk, cinsellik, sadakat ve ihanetin değişen anlamlannı sorguluyor. Gülden Kale Düştü’de Ahmet Karcılılar yalın bir dil ve anlatımla okuru beklemediği, şaşırtıcı bir sona ya da başlangıca götürüyor.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 173
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺7,00
Tükendi
Çocuk sahibi olmak için Eyüp Sultan'dan okutup beline kilitlediği zinciri dokuz ay çözmeyen kadının çıkmazından, sokakta öpüşen mankenin rahatlığına!.. Trafik kurallarını hiçe sayan maganda minibüs şöförünü uyaran yolcunun yalnızlığından, bir saatliğine başbakan olup, ülkenin tüm sorunlarını çözen çarkçıbaşının umuduna!.. Atatürk'e şiir yazan küçük Beyza'nın aldatılışından, Beyazıt kütüphanesi'nde kitapları didik didik eden Tarihçi Veysi Bey'in çabasına!... Yavuklusuna kavuşmak için Yeni Camii'nin güvercinlerine yem veren Sivaslı Murat'ın dileğinden, bir büyükelçinin derdine!.. Yoğurtçu parkında terleyen Zeki Bey'in kokusundan, Sirkeci'de sahibinden dayak yiyen kırmızı atın öyküsüne!..İnsanın bitmek tükenmek bilmeyen umudu ve sıcaklığı var, Nazır Şentürk'ün "İstanbul'dan İnsan Öyküleri"nde...


Sayfa Sayısı : 136
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺7,14
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 191
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺7,14
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 205
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺6,61
Tükendi
'İngiliz', İstanbul Dörtlüsü'nün ikinci kitabı. Bu kitapta, Batı'nın sonunda, Doğu'nun başında karşı karşıya gelen, binyıllardır çatışma halindeki iki ideolojinin 'millennium' sonu hesaplaşması anlatılıyor. Bir yanda, Batı'nın kirini, sahtekârlığını, ikiyüzlülüğünü, egoizmini; globalizm maskesiyle Doğu'ya taşımaya çalışan İngiliz, peşinden sürüklediği kolonisi ve ruhları rehin alınmış İstanbul gençleri; diğer yanda İstanbul Markisi, Kaybedenler Kulübü ve Budist Alman Max... Zamanın kırıldığı yerde, Batı'nın sonunda, Doğu'nun başında, yani İstanbul'da göze göz, dişe diş bir mücadele... Kumpas, nefret, entrika, dekadans... Rock, junk, underground... Bu romanı okuduğunuzda, binyıllardır birbirini teslim almak için her yolu deneyen iki ideoloji arasında taraf olmak zorunda kalacak, ruhları alınmış İstanbul gençlerinin, 'yerel rock ikonları' tarafından esaretten kurtarılışına büyük düşünsel orgazm şölenleri arasında şahit olacaksınız.


Sayfa Sayısı : 208
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺6,61
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 158
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺6,22
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 104
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺21,84
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 157
En / Boy : 13,5 / 20
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺6,30
Tükendi
Bu kitapta balık yemekleriyle ilgili merak ettiğiniz her şey anlatılıyor: Balıklardan tutun da kabuklu deniz ürünlerine kadar yenilebilir bütün deniz canlılarını ve buğulama, kızartma, ızgara gibi farklı pişirme usullerini; balık alırken, saklarken dikkat edilmesi gereken püf noktaları bulacaksınız. Hazırlaması kolay birbirinden lezzetli tariflerle sofranızı ziyafete çevireceksiniz... Alabalık kiremitte... ahtapot ızgara... terbiyeli balık çorbası... Tereyağlı kalkan tava.... Midye pilaki... Somonlu börek....
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 176
En / Boy : 20,5 / 27,5
Kağıt Cinsi : Kuşe
Basım Tarihi : .2009
₺19,44
Tükendi
'Kaybedenler'in Öyküsü, İstanbul Dörtlüsü'nün ilk kitabı. Hikmet Temel Akarsu, bu romanda, İstanbul'un bazı bilinmeyen çevrelerini, alışılmadık, çarpıcı, hatta irkiltici bir açıklıkla işliyor. Yazarın 'Rock'n Roman' adını verdiği yeni bir yazınsal biçemle yazılmış dörtlünün ilk kitabı 'Kaybedenler'in Öyküsü', Kadıköy ve çevresine odaklanmış. Underground mekânlarda dolaşan, Dekadans Bar'da bir araya gelen, önü alınamaz bir yadsıma duygusu yaşayıp umutsuz bir başkaldırıyı sürüklerken 'Kaybedenler Kulübü'yle özdeşleşen insanların yaşamından bir kesit. "Kulaktan kulağa yayılan inanılmaz bir çekicilikle, kendi kozasında efsanesini ören bu sanal kulübün; 'Kaybedenler Kulübü'nün söylem ve duruşunun bütün kenti kasıp kavurduğu, etkisi altına aldığı zamanların anısına kaleme alınmış olan bu romanda, o çarpıcı insanlık durumları ancak birkaç yaralı karakterin perspektifinden verilmiştir" diyor yazar.


Sayfa Sayısı : 143
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 2. Hamur
Dili : Türkçe
₺16,80
Tükendi
Barlas Özarıkça bu yeni kitabında pergelinin sivri ucunu Bilgi'ye batırıp diğer ucuyla geçmişten 21. yüzyılın ilk basamağına doğru geniş bir çember çiziyor,Bakanla bakılanın kesişme noktalarından doğan bu anlatılarda Zaman emrimize girerken,Ruh bütün kuralların yerçekiminden kurtuluyor ve Bilgi kimlik kazanıyor.Bu renkli çemberin içinde mi,yoksa dışında mı olduğunuzun yanıtını ise siz vereceksiniz,


Sayfa Sayısı : 158
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺5,88
Tükendi
"Halk yazarı" unvanına layık görülen Osman Cemal Kaygılı, Aygır Fatma''da, çocuklukta başlayıp ilk gençlik yıllarında mutsuzlukla biten bir aşkı anlatıyor. Meşrutiyet yıllarında geçen olaylar, hem kenar mahallelerin İstanbul''undan ve hem de tiyatro dünyasından yalın ve canlı betimlemeler sunuyor. İnkılâp Kitabevi, bu değerli halk yazarının eserlerini yeniden okurlarıyla buluşturmaktan büyük bir mutluluk duymaktadır. O''nun yeniden basılması, - sadece yazarını değil - İstanbul''u biraz daha tanımak anlamına geldiği kuşkusuzdur.


Sayfa Sayısı : 222
Basım Tarihi : Yok 0
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺5,46
Tükendi
"O filmde gerçekten her şey vardı; aşk, ihtiras, entrika, cinayet, gerilim ve macera...Çok sonra farkettim, o filmde ben de vardım. Bu yüzden belki de anlatmaya hiç kalkışmamalıydım."Kadrolu, Parmak Yalayıcısı, Onikilik, Cinaslı Kafiye, Yazar'ın başrollerini paylaştığı bu %100 yerli filmde başkaları da var tabii; belki siz de...


Sayfa Sayısı : 118
Basım Tarihi : Yok 2000
Kapak Türü : Ciltsiz
Kağıt Türü : 3. Hamur
Dili : Türkçe
₺4,62
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 311
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2005
₺4,67
Tükendi
Anadolu uygarlıkları zincirinin antik çağdaki en önemli halkalarından biri olan Lidya’nın son kralı Kroisos, o günlerde bilinen dünyanın en zengin adamıydı. Doğu edebiyatında ve Kur’an’da Karun diye anılan Kroisos’un döneminde Lidya, gücün ve zenginliğin doruğuna ulaşmıştı. Öyle ki, yüzyıllar sonra bile uzmanlar, "Her şey bir buçuk yüzyıl boyunca Lidya’nın başkenti Sardis’te başladı," demekten kendilerini alamadılar. "Her şey"in neleri kapsadığı sorusuna ise şu yanıtı verdiler: Ekonomik ve endüstriyel buluşlar, para, uzun mesafeli ticaret, lirik şiirsel yapıttlar, müzik, heykelcilik, felsefe, astronomi ve coğrafya, metalurjinin ilerlemesi, sefahat mezhepleri... Lidya ve Sardis, antik çağlar tarihinin bir döneminde damgasını vurdu ve Sardis, Anadolu uygarlıklarının simgesi oldu. Teonman Ergül, yıllardır yaşamını sürdürdüğü Anadolu’nun bu bölgesinde, öneminin yeterince kavranamadığını düşündüğü Lidya’nın ihmal edilmiş olmasından etkilenerek bu romanı yazdı. "Altının Laneti"nde Lidya ve Sardis’in, İon kentleri ve Yunan anakarası uygarlıklarının gölgesinde bırakılmış olmasına isyanın izlerini de bulacaksınız.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 224
En / Boy : 14 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .
₺10,50
Tükendi

“Kendimi bir mektupta seyrettim. Büyülü bir aynaydı bu. Bu aynada bütün paslarından arınmış ve tanrılaşmış bir Cemil Meriç vardı. Senin Cemil’in. Bu aynada ikimiz vardık. Eriyen, dağılan, kaynaşan ikimiz. ” 13 Ekim 1966

- Cemil Meriç                         

Hayatın sonbaharında yaşanan aşklar bir çınarın yaprakları gibi sararmaya mı mahkûmdur?  Evliliği bir buz parçası gibi eriyerek yok olurken, kendini yalnızlığa hapsetmiş bir kadın.Sevgiye, sevmeye, sevilmeye aç, muhtaç bir erkek.Hep ‘öteki’ olmuş bir erkeğin, kendisini karanlık dünyasını kokusuyla aydınlatan bu kadının kollarına bırakarak aşka ve hayata tutunması…Kitapların, mektupların satır aralarında doğup destana dönüşen tutkulu bir aşk.

Dante ve Beatrice gibi…

Lamia ve Cemil Meriç


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 384
En / Boy : 14 / 22
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 4.2014
₺156,24
Tükendi

Yanından öylece geçip gittiğimiz, bazen acıdığımız, bazen ayıpladığımız, bazen komik ve eğlenceli bulurken bazen de kendimizi şanslı hissetmek için yargıladığımız, gerçekte empati kuramadığımız eşcinselliğe ve otizme dair ‘Cesur’ bir hikâye... Üstelik gerçek... Üstelik derin Deniz Akkaya Bedenime ilk babam dokundu... Gel oğlum yanıma... Kimseye söylemeyeceksin bu oyunu, tamam mı oğlum... Dünyaya geldiğinde bomboş bir tuvaldir insan. Etrafındaki herkes alır eline fırçayı bir renk katar, bir resim yapar üzerine. Biten resim sensindir, seni anlatır. Seni o fırçalardan çıkanlar var eder. Bazen istemezsin, bazılarını silersin ellerinle, yenisini çizer boyarsın. Bazılarını silecek malzemen yoktur, onlar hep bir iz olarak kalır. Babamın üzerime yaptığı resmi silmeyi başaramadım, daha beterini yaptım: Silmeye çalıştıkça anlamsız bir karanlık çıkardım ortaya.Bu kitabı okumayı bitirdikten sonra unutacaksınız beni, hayatınıza dönüp kaybolacaksınız, çünkü bizim gibiler sessizdir, kimseye anlatamazlar. Onlarsa kimse görmesin diye kuytuda hallederler işlerini. Sessiz çığlıklarımız sarar dünyayı ama kimse duymaz sessizliğimizi.Kişisel gelişim kitapları ile tanıdığımız Aşkım Kapışmak bu kez sürükleyici ve çarpıcı bir romanla çıkıyor karşımıza.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 230
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 6.2015
₺64,68
Tükendi
Felsefe aşkı değiştirir!.. Şam’dan Maraş’a uzanan büyülü bir aşk hikâyesi. Suriyeli bir Ermeni olan Aren ile İslam felsefesi üzerine doktora yapan Maraşlı Deniz’in aşkı din, dil, ırk tanımadan zamanın ve mekânın sınırlarını aşarak sonsuzluğa karışan bir masal... Her şey Aren ile Deniz’in bir tesadüf eseri Şam’da karşılaşmasıyla başlar. Şam’ın derin ve tarihsel kültüründe filizlenen bu yakınlık onları başka bir coğrafyaya, Maraş’a sürükler. Aşkın doğasını ve felsefenin mistik boyutlarını keşfe çıkan âşıklar burada çok farklı bir dünyaya adım atacaklardır. Medusa’nın laneti artık uyanmıştır. İnsanlığı ele geçirmek üzere olan bu lanetin kaderi ise iki âşığın vereceği kararda saklıdır. Bu mücadelede amansız bir tarikatla karşı karşıya kalan âşıklar, her şeye çare olacak tılsımı kendi içlerinde taşıdıklarından habersizdirler... Mürvet Sarıyıldız’dan İslam felsefesi üzerine yazılmış bir ilk roman. Felsefe ve mitolojiyle örülü, aşkın çetin, aşılmaz yollarında ilerleyen Antik Kentte Aşk, antik Yunan felsefesinden İslam felsefesine uzanan zengin ve kayıtsız kalınamayacak bir üretkenliğin izinde yürüyor. Aşk, gizem ve felsefe dolu bu kasırganın etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız...
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 245
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2012
₺130,20
Tükendi

"Yıldızlar insanlara ait, ama kimseninki birbirine benzemiyor. Bir tek sen kimsenin görmediği gibi göreceksin onları..."

- Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupery

"Bazı anlar... Hiç beklemediğin bir anda, tam da yeni bir yara açılmışken bedeninde, gökyüzündeki güneşe karışmış, maviliğe benzeyen bir çift göz gülümser sana. Elleriyle başını tutup öptürür kendini. Bir öpersin, yine tutar bir daha öptürür. Kulağına, 'Seni çok seviyorum,' diye fısıldarsın. Bir gülücükle der ki, 'Biliyorum.'

'Bazen çok kızgın olabiliyorum, ama kızgınlığım sana değil, seni anlayamayan bana. Biliyorsun değil mi?"

Herkes gibi hayallerine tutunan, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bir kadın Özge Uzun. Sizin gibi, bizim gibi... Aşık olmak, başarılı olmak, anne olmak isteyen bir kadın... Kimi hayaller gerçek olur, kimileriyse başka bir şey... En kötüsü de o "bir şeyi" tanımlayamamaktır.

Bu kitap gözün gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız, çırılçıplak... Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici, ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz...

Bir çift mavi göz... Bir çift beyaz kanat... Pembe hayaller... Ve her şeye rağmen umut...

Sizin Hiç Maviniz Var mı?


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 168
En / Boy : 13,5 / 19,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2015
₺58,10
Tükendi

Tarihi roman türünün Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Demet Altınyeleklioğlu’ndan muhteşem bir Çanakkale romanı. Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle sürerken Anzak Birlikleri, İngilizlere destek olmak için Gelibolu’da karaya çıkar ve kendilerine ait olmayan bir savaşın içinde, kendilerine ait olmayan bir nefreti dışarı vururlar… Anzak Birliklerinde hemşire olarak görev yapan Helen’inse gözlerini zafer hırsı bürümüştür. Ancak savaşın kıyameti içinde, yaralı bir Türk subayını esir olarak hastane çadırına getirdiklerinde, Helen ne kalbine ne de aklına söz geçirebilecektir. Çevrelerini saran kan ve barut kokusuna rağmen Teğmen Suat ile Hemşire Helen, düşmanlığın içinde gizlenen en masum duygulardan birini, aşkı yaşayacaklardır. Nefretle de sulansa, toprağın daima sevgiye gebe olduğunu işte o zaman anlayacaktır ikisi de.

Suat ile Helen, gencecik askerlerin canlarını siper ettikleri acımasız bir savaşın ortasında, kendilerini ümitsiz bir aşkın pençesinde bulurlar. Çünkü cephede filizlenen aşkların ilk şehitleri, kaybedilen ümitlerdir. Sydney’den Gelibolu’ya uzanan trajik bir aşkın hikâyesi Gülüm…

Suat ile Helen’in hikâyesi… 1915’te bir çadır hastanesinde başlayıp okyanusları aşan, kalpleri sızlatan, dramatik bir sevdanın nefes nefese ve gözyaşlarıyla okuyacağınız hikâyesi…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 424
En / Boy : 13,5 / 21
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 2.2015
₺72,80
Tükendi

Tarihin vicdanlardan gizlediği gerçeklerle yüzleşmeye hazır olun.

Tarih her zaman adil davranmaz! Kimine kahraman kaftanı, kimine hain gömleği biçer. Gerçekse tarihin gizemleri içinde kaybolur...

Büyük Roma fethine hazırlanan Fatih'in beklenmedik ölümü Osmanlı Sarayı'nı karıştıracaktır. Bir yanda saltanatını ilan eden Beyazıt, diğer yanda Şehzade Cem, Osmanlı tahtı için amansız bir mücadeleye tutuşur. Çocukluğunda hiçbir iktidar hırsı olmayan genç Şehzade Cem'in ruhu neden bir anda saltanat hırsıyla kavrulur? Yoksa hayatına giren kadınların doymak bilmez ihtirasları mı onu felakete sürüklemiştir?

Güzel hizmetçi Ferimah'ın korkunç sırrı nedir? Hayatı boyunca ölümden kaçan Şehzade Cem, sonunda ölümü neden bir kurtuluş olarak kabullenir? Ölüm şerbetini ona kim içirir? Papa Borgia mı? Zehir kraliçesi diye anılan güzel Lucrezia mı? Yoksa başka bir ölüm meleği mi?

Kaynağını tarihten alan romanları Türk okuyucusuna sevdiren Demet Altınyeleklioğlu'nun bu yeni romanında; Şehzade Cem'in karlı Küre Dağları'ndan Osmanlı Sarayı'nın ihtişamına, piramitlerin gölgesinden Rodos Şövalyeleri'nin şatolarında tezgâhlanan ihanetlere, Papa Borgia ve güzel kızı Lucrezia'nın korkunç entrikalarından dillenmemiş sevdalara ve son nefese saklanan korkunç itiraflara uzanan fırtınalı yaşamını nefes nefese okuyacaksınız.

Eleştirmenlerin "Türkiye'nin Philippa Gregory'si" diye takdim ettiği Demet Altınyeleklioğlu, Bozkır Çiçeği Cem Sultan romanında bu başarısını bir kez daha gözler önüne seriyor.


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 528
En / Boy : 13,5 / 21,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2014
₺58,10
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2013
₺84,00
Tükendi
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 1480
En / Boy : 14 / 20,5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : .2009
₺84,00
< 1 2 3 ... 5 >

Yerli Roman - Öykü

Yerli Roman - Öykü  kategorisinin en önemli örneklerini sizler için bir araya getirdik. Ödüllü kitaplarında yer aldığı bu listeden istediğiniz yazarın istediğiniz kitabına hızlıca erişebilirsiniz.Kapıda ödeme imkanı ve kredi kartına vade farksız 6 taksit imkanı ile hızlıca kitap siparişi verebilirsiniz. %50'ye varan indirimlerle ucuz kitap siparişi vermek için en doğru adres olmaya devam ediyoruz.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı